RESTORASYON HÜKÜMETİ KURULMALIDIR…
Neden mi? Nedeni çokça basit aslında. Deprem tüm ülkenin yarasıdır. Ve bu yara bir an önce tedavi edilmelidir. Tahminler umarım yanılır ama bilimsel veriler 100.000’e yakın can kaybını, 85 milyar dolar ile 100 milyar dolar arasında maddi kaybı işaret etmektedir.
Hükümetin yapamadıkları ya da hataları nelerdi?
Kendilerini devlet olarak lanse etmekten öte bir şey yapamadılar. Oysaki onlar sadece devleti geçici bir süre yöneten bir partiydiler. Depremden ders almadılar, Deprem için topladıkları 750 milyarı nereye harcadıklarını açıklayamadılar. İşsizlik fonu paralarını açıklayamadılar. Hazinenin 128 milyarını nereye verdiklerini açıklayamadılar. Tarımı hayvancılığı nasıl bitirdiklerini açıklayamadılar. Ekonominin bu derece bozulmasını, büyüyen enflasyon canavarını durduramadılar. Kanunsuzlukların cezasız kalmasını, hırsızlıkları yolsuzlukları ve ülkenin nasıl uyuşturucu cenneti olduğunu açıklayamadılar. Açıklayamazlar da…
Peki sonuç ne oldu? Halk artık bıktı ve muhalefete yöneldi. Bu gün için nüfus olarak ülkenin %70’ini muhalefet yönetiyor. Muhalefetin elindeki güç iktidardan fazla hale geldi. Ve hükümet için özellikle AKP için sonun başlangıcı idi.
Halk ne yaptı bu durumda? Özellikle deprem üzerine konuşursak, halk kendi ‘Kuvayi Milliyesini’ yarattı. Devlet kurumlarına güvensizlik nedeniyle kendi yardımlarını ya belediyeler ya da sivil toplum örgütleriyle gönderme kararı aldı. Bu küçümsenmeyecek bir olaydı. Gölcük depreminde AKUT, 10 il depreminde ise belediyeler ve AHBAP ve BABALAR derneği öne çıktı ve halkın yardımına koştu. Her şeyleri açık ve netti.
Devlet kurumları ne yaptı? Öncelikle şunu itiraf etmeli ki deprem alanlarına ilk 3 günde kimse gidemedi. Ne AFAD, ne Kızılay ne de ordu zamanında müdahale edemedi maalesef. Bunun tek nedeni devleti ele geçiren ya da yöneten partinin doğru kadroları doğru yerlere getirme konusunda beceriksizliği idi. Kızılay’ın başına yandaş getirip paralarını dinci vakıflara dağıttılar. AFAD’ın başına imam olma özelliğinden başka hiç bir özelliği olmayan insanları getirdiler. Orduya 2-3 aylık eğitimle tarikat mensuplarını doldurup subay yaptılar. Devletin kurumlarını zamanında depreme müdahalesini engellemiş oldular. Oysaki devletimizin kurumları bu konularda çok yetkin ve düzenli çalışan kurumlardı. Kurumların içini boşalttılar.
Pekine yapılmalı şimdi? Şahsi fikrim şu dur ki; derhal bir restorasyon hükümeti kurulup her kurumun başına işinde uzman insanlarla sürece müdahale edilmelidir. Belli oldu ki bu hükümetin sürece müdahale edecek bilimsel kadroları yok. Milli birlik içinde iktidarı ile muhalefeti ile konusunda uzmanların oluşturacağı bir restorasyon hükümeti şarttır. Bu hükümet konusunda uzmanlarla birlikte depreme ekonomiye tarıma ve hayvancılığa ”uzman müdahalesi” yapmalıdır. Bu yapı dünyaca da desteklenecektir. Çünkü dünya artık bu hükümete güvenmemektedir. Kredi muslukları kapalıdır. Arap çıkarcı sermayesi ile bu depremin yaraları sarılamaz.
Bu hükümetle seçimlere girilmemelidir. Restorasyon hükümetinde her partiden eleman olmalı elbette, seçim hükümeti olarak da görev yapabilir ve ülkeyi daha sağlıklı bir seçime götürebilir.
Deprem esnasında yapılan işlerin neler olduğunu çok yazmak istemiyorum. Yoksa o kadar kötü olaylar var ki ben söylemekten imtina ediyorum. Sadece sağduyuya hitap etmek istiyorum. İktidarı ile muhalefeti ile gündeme müdahale edelim. Açılan yaralar o kadar büyük ki bir partinin hele artık tabanı kalmamış olan bir partinin bu işin altından kalkması çok ama çok zordur. Gün milli beraberlik günüdür, bırakın artık partizanlığı. Kimse yaşananların altından kalkamaz. Kimse müteahhit tutuklamakla suçu üzerinden atamaz. Kimse imar affının yükünü artık taşıyamaz. Kimse yalan dolanla, kurumlara yalan söyletmekle ülkeyi düzlüğe çıkaramaz.
Gelin hep birlikte bu yarayı saralım. Gelin bu ülkeyi tekrar düzlüğe çıkaralım. Gelin bu ülke ”hepimizin” demeyi tekrar öğrenelim. Tekrar kardeşliğin ateşini yakalım ve hep birlikte ısınalım.
Ve bunun için yolumuza uzmanlardan oluşan bir RESTORASYON HÜKÜMETİ ile devam edelim. Her parti, her görüş, her topluluk her kesimi içine alsın. Ne olur ya MİLLİ BİRLİK OLSUN… NE KAYBEDERSİNİZ?