GENEL CERRAHİ UZMANI IŞIL GÜLŞEN MEME KANSERİ HAKKINDA BİLGİLENDİRDİ
Özel Keşan Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Işıl Gülşen, meme kanseri ile ilgili bilgi verdi.
Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kötü huylu tümör olduğuna dikkat çeken Gülşen, “Kanserden ölüm sebepleri arasında 3. sırada yer alır. Hayatı boyunca her 10 kadından 1’i meme kanserine yakalanmaktadır.
Bazı değiştiremeyeceğimiz genetik özelliklerimiz bazısı ise değiştirebileceğimiz çevresel faktörler meme kanserine yakalanma riskini belirler. Her kadının düzenli meme muayenesi ve tetkiklerle takip edilmesi gerekir. Ancak riskli gurupta bulunanların daha sık aralarla kontrolleri gerekmektedir.” dedi.
Op. Dr. Gülşen, meme kanseri riskleri, belirtileri ve tedavi süreci hakkında aşağıdaki bilgileri aktardı.
RİSKLER
1- Yaş: Meme kanseri 50 yaş altında da görülebilmekte ama 50 yaş üzerinde risk artmaktadır.
2- Hikaye: Daha önce meme kanseri geçirmiş ve tedavi olmuş kadınlarda, diğer memede kanser gelişme olasılığı normal kadınlara göre 3-4 kat daha fazladır.
3- Ailede meme kanseri olması: Ailede birinci derece (anne, kız kardeş, kız evlat, baba, erkek kardeş gibi) yakınlarında meme kanseri olan kişilerde, meme kanserine yakalanma olasılığı, ailesinde meme kanseri olmayan kadınlara göre 2 kat daha fazla.
4- Daha önce yapılmış meme biyopsisi: Eğer biyopsi sonucu fibroadenom, fibrozis, mastitis, adenozis, apokrin metaplazi, kist, duktektazi ve skuamöz metaplazi şeklinde bildirilmiş ise meme kanseri riskinde bir artış söz konusu değil. Biyopsi sonucu hiperplazi veya papillomatozis şeklinde bildirilmiş ise risk 1.5- 2 kat artıyor. Atipik hiperplazi tanısında risk 5 kat artıyor. Ailede meme kanseri varsa bu risk 10 katına çıkıyor. Eğer “lobuler karsinoma in situ” tanısı konmuş ise, meme kanseri riski 10 kat artıyor.
5- Doğurganlık süresi: Doğurganlık çağı, kadının adet gördüğü süredir. 12 yaşından önce adet görmeye başlayan veya 55 yaşından sonra adet görmeye devam eden kadınlarda risk artıyor.
6- İlk çocuğun doğrulduğu yaş: İlk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda meme kanseri görülme oranı, 20 yaşından önce doğuranlara göre 2 kat fazla.
7- Sosyoekonomik seviyenin yüksekliği: Sosyoekonomik düzeyi yüksek olan kadınlarda meme kanseri görülme oranı daha fazla. Bu ailelerin kızları daha iyi beslendikleri için daha erken gelişiyorlar ve erken yaşta adet görmeye başlıyorlar. Buna bağlı olarak doğurganlık süresi uzuyor. Ayrıca bu çocuklar büyüdükleri zaman eğitim ve iş nedeni ile daha geç evleniyorlar ve daha geç çocuk doğuruyorlar. Ayrıca teknolojinin getirdiği çevre kirlenmesine daha fazla maruz kalıyorlar.
8- Östrojen hormonu tedavisi görenler: Menopoz nedeni ile uzun süre östrojen tedavisi (5- 10 yıldan fazla) gören kadınlarda, meme kanseri oranı artıyor. Çeşitli çalışmalarda farklı sonuçlar alınmakla beraber doğum kontrol haplarını uzun süre (5-10 yıl) kullanımı hafif bir risk artışına neden olduğu söylenmekte. Bu yüzden mutlaka doktorunuza danışarak bu tedavilerin başlanması uygun olur.
9- Alkol: Fazla alkol alan kadınlarda, risk artıyor. Günde 3 bardak yüksek dereceli alkol içen bir kadının meme kanserine yakalanma riski, hiç içmeyen kadına göre 2 kat daha fazla.
10- Sigara kullanımı: Pasif içicilerde meme kanseri görülme oranının iki kat daha fazla olduğu görüldü. Sigara içenlerde ise bu oranın daha da fazla olduğu düşünülüyor. Ayrıca yapılan araştırmalarda, başka odada içmek, camı açmak gibi önlemlerin, anne babaların kendilerini rahatlatmaktan başka bir işlevi olmadığı da ortaya konulmuş.
11- Şişmanlık: Menopoz sonrası kadınlarda şişmanlık, meme kanseri riskini artırıyor.
12- Genç yaşta göğüs bölgesine ışın tedavisi uygulanmış olması.
Ancak şişmanlığın azaltılması, alkol alınıyorsa bırakılması, hafif egzersiz yapılması(haftada 4 saat tempolu yürüyüş),sebze ve meyvenin bol tüketilmesi, sigaranın bırakılması gibi basit önlemler ile, meme kanseri riski % 30-40 oranında azaltılabiliyor.
Günümüzde meme kanserinde özellikle erken yakalandığında uygun tedavi ile tam iyileşme sağlanabilmekte. Bu nedenle erken teşhis hayat kurtarıcıdır.
ERKEN TEŞHİS İÇİN UYGULANAN 3 TEMEL YÖNTEM VAR
1- Düzenli yapılan kendi kendini muayene
2- Uzman bir hekime muayene olma
3- Mamografi
Normalde risk artışı olmayan kadınlar için 20- 39 yaşları arasında her ay kendi kendini muayene ve 1-3 yıl ara ile bir defa uzman hekime muayene olmaları öneriliyor. 40 yaş üstünde ise her ay kendini muayeneye ek olarak her yıl uzman bir hekime muayene olunması ve her yıl mamografi çektirilmesi öneriliyor. Aile yakınları arasında meme kanseri olan kadınların her yıl bir uzman bir hekime muayene olmaları gerekiyor. Eğer genetik bir geçiş söz konusu ise 25 yaştan itibaren yılda bir veya iki defa uzman bir hekime muayene olmaları ve yılda bir kez mamografi çektirmeleri gerekiyor. Yine bu yaştan itibaren yılda bir veya iki defa jinekolojik muayene olmaları ve yumurtalıklarını ultrasonla kontrol ettirmeleri öneriliyor (bu kadınlarda yumurtalık kanseri gelişme riski de yüksek).
Ayrıca memede kitle, meme derisinde kalınlaşma, şişme, renk değişikliği, meme başında kalınlaşma, kızarıklık, yara, meme başında içeri çekinti, meme başlarının pozisyonunda değişiklik, meme başında akıntı, koltuk altında şişlik gibi bulgular saptandığında zaman kaybetmeden bir Genel Cerraha başvurulması gerekir.
AYAKTA MEME MUAYENESİ
Banyoda eller ve memeler ıslak ve kaygan olduğundan birçok şişlik daha kolay tanınabilir. Eğer memeleriniz küçükse bir elinizi başınıza koyun ve o taraf memesini diğer elinizle muayene edin.
Aynada bazı meme bozuklukları gözlemle kolayca fark edilebilecek değişikliklerle ortaya çıkarlar. Memelerinizin normal görünüşünün nasıl olduğuna alışık olmanız önemlidir. Hiç bir kadının memeleri birbirinin tıpa tıp benzeri değildir; birçok kadının memeleri belirgin bir şekilde birbirlerine benzemezler. Görsel meme muayenesinde önemli olan iki meme arasındaki farklardan çok bir memedeki diğerinde olmayan yeni bir farklılıktır. Belden yukarısı soyunmuş olarak yandan ışıklandırılmış büyük bir aynanın önüne muayenenizi yapın.
TEKNİK
1- Kollar yanlarda rahatlamış durumda
2- Kollar havada iken
3- Eller alnınızın önünde birleşmiş el ayalarınız birbirini ittirir durumda (bu durumda göğüsteki kaslar kasılmış olur)
4- Eller kalçalarda aşağıya bastırır şekilde memelerinizi muayene edin. Her pozisyonda aynaya dik şekilde durarak ve yanlara hafifçe dönerek; Memelerinizin konturlarını ve yerleşimlerini, meme başlarının görünümünü, deri veya yüzeysel dokudaki çekilmelerini ve renklenmeleri ve kollarınızı ve göğüs kaslarınızı hareket ettirirken memelerinizin hareketlerini inceleyin.
Görsel meme muayenesinin bütün bu manevraları içermesi çok önemlidir. Şişlikler, düzleşmeler, çekilmeler, küçük çukurlar olup olmadığına bakın. Meme başı bölgesindeki beyazımsı kabuklar da önemlidir; Bunlar kolaylıkla iyileşemiyorsa veya meme bölgesindeki siyah veya kahverengi benlerde değişiklikler bulunuyorsa, bunlar önemsenmelidir. Tümörlerin büyümesine bağlı lenf yollarının tıkanması “portakal kabuğu deri” denilen, parlak ve şişmiş, derin küçük delikleri olan bir deri görüntüsüne neden olur. Bütün bu cilt belirtileri iyi huylu durumlarda da olabilir. Son olarak büyüklük, şekil, renk ve yerleşim açısından meme başını inceleyin. Düzleşme, çukurlaşma, çekilme ve şişliklere dikkat edin. Özel ilgi gerektiren bir değişiklik de meme başının kanserli doku tarafından çekilerek yakın bir yerdeki kanseri işaret etmesidir. Düz, içe dönmüş, çekilmiş bir meme başı -eğer bu yeni bir değişiklik ise- bir tehlike sinyali olarak değerlendirilmelidir.
YATAKTA MEME MUAYENESİ
Hazırlık: Yatakta uzandığınızda başlayın. Sol omzunuzun altına bir yastık veya katlanmış havlu koyun ve sol elinizi başınızın altına koyun. Sol memeniz tam ortada olacak şekilde (yani ne göğüs kemiğinizin üzerinde ne de koltuk altınıza kaymış olmayacak) sol omzunuzu yükseltin; bu şekilde meme dokusu göğüs duvarınıza eşit bir şekilde yayılacaktır. Eğer bunu tam yapamazsanız şişlikleri hissetmeniz – özellikle üst dış kadran gibi dokuların çok kalın ve kötü huylu tümörlerin çok yaygın olduğu bir bölgede çok zor olacaktır.
Teknik: Sol memenizi muayene ederken sağ elinizi, sağ memenizi muayene ederken ise sol elinizin üç parmağının iç yüzlerini kullanarak muayene edin. Hiç bir zaman parmak uçlarınızı kullanmayın. Çünkü daha az duyarlıdırlar ve tırnaklarınız muayeneyi engeller. Hiç bir zaman başparmak ve bir diğer parmak arasında memenizi sıkıştırmayın çünkü bu şekilde olmayan şişlikler hissedersiniz.
Dikey veya çizgisel meme muayene metodu: Bu metotla memenizi muayene ederken, koltukaltından başlayarak aşağıya doğru parmaklarınızı azar azar indirerek meme altı hizasına kadar ilerleyin. Sonra parmaklarınızı hafif içe getirerek yukarı doğru muayene edin. Bu muayene bitene dek parmaklarınızı aşağı yukarı şekilde hareket ettirin.
Bazı kadınlar dairesel metotla daha rahat ederler veya bazıları memeyi dilimlere ayırarak her bir dilimi ayrı ayrı muayene ederler. Hangi yöntemi kullanırsanız kullanın, önemli olan nokta memenin tamamen muayenesi olduğu kadar üst – dış kadran ile koltukaltı bölgesi arasındaki alanın iyi bir şekilde muayene edilmesidir.
Memelerinizi muayene ederken, parmaklarınızı kibarca fakat sertçe bastırarak meme derisini hareket ettirmeye ve alttaki dokulardan ayrılarak parmak uçlarınızın üstüne kıvrılmasını sağlayın. Sadece parmaklarınızı deri üzerinde kaydırarak yapılan muayene alttaki dokular hakkında bir fikir vermez.
Normal meme yapınızı dikkatlice muayene ediniz ki böylece sizin için normal farklı olan değişiklikleri anında fark edebilesiniz. Birçok kadında memenin özellikle göğüs duvarına tutunduğu yerde alt sınırında bir sertlik veya kalınlaşma vardır, ayrıca büyük süt kanalları meme başının dış sınırı boyunca şişliklerden oluşmuş bir halka gibi hissedilebilir. Çok zayıf kadınlarda, göğüs duvarının kemik çıkıntıları meme tümörü sanılabilir. Büyümüş süt kanalları, yağ tümörleri, lenf düğümleri veya iyi huylu kistler de meme tümörü sanılabilir.
Bütün bu şişlikler her ay düzenli muayeneler esnasında dikkatlice muayene edilmeli ve potansiyel tehlike taşıyan değişikliklerle düzenli normal durumlar ayırt edilebilmelidir. Herhangi bir şişlik veya diğer değişiklik sadece bir memedeyse ve özellikle üst – dış kadrandaysa, her iki memede olan değişikliklere göre daha ciddi bir durumu gösterir. Eğer herhangi bir değişiklikte şüphedeyseniz, doktorunuza danışın. Eğer bir kötü huylu tümörle karşı karşıya iseniz erken tanının önemi ve bunun daha uzun yaşamaya ve başarılı bir tedaviye olanak tanıdığı yadsınamaz ve sadece doktorunuz memenizdeki olayın gerçek tanısını ortaya çıkarabilir
Her ay kendi kendini muayene, 20-40 yaş arasında 3 yılda bir, 40 yaş üstünde yılda bir doktor muayenesi ve 40 yaş üstünde düzenli çektirdiğiniz mamografiler meme kanseri açısından hayat kurtarıcı olduğunu unutmayın .
Op. Dr. Işıl Gülşen ayrıca, “Hastanemizde de hastalarımızın muayeneleri yapılmakta, kendilerini nasıl, ne zaman, hangi aralarla muayene edecekleri anlatılmakta, gereğinde meme ultrasonu ve mamografi ile değerlendirilmekte ve şüpheli bir kitle saptandığında gerek iğne biyopsi gerekse açık biyopsi ile patolojik değerlendirmelerini yapabilmekteyiz.
Kendi kendine meme muayenesi ucuz, basit ve hayat kurtarıcıdır. Ayda 1 kez adetinizin başladığı 1. günden sonra 7 ila 10. günler arasında muayenenizi yapabilirsiniz. İlk muayenenizi beraber yapalım. Korkmayın muayeneyi yaptıkça normal dokuyu ayırt etmeyi öğreneceksiniz.” şeklinde konuştu.