“TÜKETİCİYİ KORUMAK İÇİN ÜRETİCİYİ KORUMALIYIZ”
Cumhuriyet Halk Partisi Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, TBMM’de Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda değişiklik içeren teklif hakkında CHP Grubu adına konuştu.
Konuşmasında tüketicinin korunması için önce üreticinin korunması gerektiğine vurgu yapan ve üreticinin korunmadığını ifade eden Doç. Dr. Gaytancıoğlu şunları söyledi: “Resmi rakamlar yanlış
Yasaya genel hatlarıyla <tamam> diyoruz. Çünkü tüketicinin hayatında kolaylıklar sağlayabiliyor ama siz tüketiciyi kandırıyorsunuz ki neyini konuşalım? Yani gerçek rakamları söylemiyorsunuz. Türkiye İstatistik Kurumu diye bir Kurum var, o hep rakamları yanlış söylüyor. Ona göre de enflasyon rakamı belirleniyor, ona göre asgari ücreti artırıyorsunuz, ona göre işçiye, emekliye, memura zam veriyorsunuz. Bu rakamların hepsi afaki, hepsi hayal yani enflasyon rakamları yanlış, işsizlik rakamları yanlış.
“VATANDAŞ İŞ, AŞ İSTİYOR…”
Sürekli biz sahada dolaşıyoruz, bize herkes çocuğunun işsiz olduğundan bahsediyor ‘Üniversiteyi bitirdi, çocuğuma bir iş bulun.’ diyor. Bu ülke büyüsün istiyoruz ama büyüme rakamları da yanlış, küçülme rakamları da yanlış, işsizlik rakamları da yanlış, cari açık rakamları yanlış, her şey yanlış. Enflasyon rakamları zaten ciddi anlamda çelişkili. Bakın, yüzde 40’larda, 50’lerde çıkartıyorsunuz ama halk sokağa çıktığı zaman, çarşıya, pazara gittiği zaman, alışveriş yaptığı zaman hiç öyle yüzde 40’la, 50’yle artmış bir rakam görmüyor. En düşük artış yüzde 100’lerle, yüzde 150’lerle anılıyor.
“BİZ SÜREKLİ UYARDIK DİNLEMEDİNİZ”
Biz, buraya çıkarak defalarca anlatıyoruz, diyoruz ki… Hatta özellikle ben yağ şişesi getiriyorum, un getiriyorum, buğday getiriyorum, kepek getiriyorum. Diyorum ki Bakın, anlayın, bu kepeği işlerseniz, hayvana verirseniz, hayvanın karnını doyurursunuz ama biz bunu ithal ediyoruz. Yani biz sizi uyarıyoruz. Diyoruz ki ‘Şeker fabrikalarını satmayın. Kaleler satılmaz.’ İşte, yarısı satıldı, yarısı devlette kaldı, yarısı özel sektörde. Diyor ki şimdi devlet: ‘Ben 1 kilo şekeri 5 lira 90 kuruştan satarım.’ Özel sektör de ‘Ben de 15 liradan.’ Şimdi yukarı çıkardı, 28 liralara kadar çıkardı. Biz bunların geleceğini söyledik yani perşembenin gelişinin çarşambadan belli olduğunu defalarca anlattık.
Yağ konusunda da sizleri uyardık. Zam şampiyonu neden sıvı yağ oldu bunu anlattık. ‘Üretmezseniz, sağlıklı bir üretim politikanız, tarım politikanız olmazsa bu krizlerle karşı karşıya kalırız. Gıda krizi olacak.’ dedik, siz ‘CHP her şeyi abartıyor.’ diye bize sesleniyorsunuz. Ya, biz abartmıyoruz, bu ülkeyi kuran parti biziz, bu ülkenin kılına zarar gelsin istemeyiz, hele 85 milyon gibi büyük bir ülkede herkes sağlıklı ve dengeli beslensin isteriz. Tüketiciler sağlıklı olsun, sağlıklı nesiller olsun, geleceğe yönelik güzel adımlar atalım istiyoruz ama siz ne yapıyorsunuz? Varsa yoksa talan edebiyatı.
“TARIM TOPRAKLARINA TAŞ OCAKLARI AÇARAK TÜKETİCİ DE ÜRETİCİ DE KORUNMAZ”
İki gün önce bizim Enez ilçemizdeydim. Enez’de 5 tane köyden oluşan 8 bin dekarlık bir bentonit ocağı açmak istiyorsunuz birinci sınıf tarım arazisine. Hem ‘Gıda krizi var, üretemiyoruz.’ diyoruz hem de çıkıyor sizin Genel Başkanınız diyor ki: ‘Saksıyı bile bulun ekin.’ ama siz gidiyorsunuz, ekilebilir birinci sınıf tarım alanlarının üzerine sanayi tesisi kurmaya çalışıyorsunuz, hem toprağı kirletiyorsunuz hem suyu kirletiyorsunuz. Bu sefer ne oluyor? Tabii ki üretim rakamları kendiliğinden düşüyor. Türkiye buğday ithal eder mi? Bize göre hayır ama siz illa yandaşlarınıza rant sağlamak istiyorsunuz ya ciddi anlamda döviz ödüyoruz buna yani bir şekilde tüketiciyi sürekli kandırıyorsunuz.
Türkiye’deki şeker krizinin temel nedeni, inanın, sizsiniz; aslında, kriz falan yok. Niye? Çünkü şeker fabrikaları devlette kalmış olsaydı hiç böyle sorunlarla karşılaşmayacaktık ama özel sektörün amacı kâr olduğu için, hem de aşırı kâr olduğu için sizin piyasadaki başıbozukluğunuzdan dolayı ne yapıyor, onlar da yararlanıyor ve tüketiciyi kandırıyor. Bugün de biz, Tüketici Yasası’nı konuşuyoruz, tüketicinin kandırılmaması için uğraş veriyoruz, bakın, burada mesai harcıyoruz ama siz, tüketiciyi düşünmüyorsunuz, 85 milyonu düşünmüyorsunuz, sağlıklı ve dengeli beslensin istemiyorsunuz.
“BİR TRAKTÖRÜN MAZOTU KAÇ PARAYA DOLUYOR BİLİYOR MUSUNUZ?”
Bir de bunun üretici kısmı var. Üreticiye ‘Ek.’ diyorsun ama üretici nasıl eksin, nasıl gübre alsın üretici, nasıl traktörünün mazotunu doldursun? Yani bir traktörün mazotu kaç paraya doluyor biliyor musunuz?
Daha önceden 500 liraya dolan traktörün deposu 2.500 liraya doluyor arkadaşlar. Şimdi, çiftçi tarlasını nasıl eksin biçsin? Ancak, 5 litrelik şaşal şişelerine koyuyor, onunla tarlasına bakmaya gidiyor; sürmeye gidemez, bunları görün. Gübre fiyatlarının nereye geldiğini görün, tüketicileri kandırmayalım.
“YETERLİ DESTEK OLMADIĞI İÇİN SÜT HAYVANLARI KESİLDİ”
Yine, etteki krizin temel nedeni sizsiniz. Bakın, niye Et ve Süt Kurumu fiyatları artırdı? Çünkü süt hayvanları kesildi, 1,5 milyonun üzerinde süt hayvanı kesildi, bunları biz et olarak kullandık. Şimdi, ne oldu? Hayvan varlığımız azaldı, besilik hayvan çiftlikleri boşaldı, ahırlar boşaldı. Sizin amacınız, hayvan ithalatını yeniden Türkiye’nin gündemine sokmak, yandaşlarınıza para kazandıracaksınız ya ‘Türkiye’de et açığı var.’ diyeceksiniz, onun için ithalatın önünü açıyorsunuz, fiyatları yükseltiyorsunuz yandaşlarınız kazansın diye.”