(100. YIL SEMPOZYUMU YAZISI)

En güzel şeyler hayal etmekle başlar. Yeryüzündeki tüm gelişmeler hayal insanlarının ürünüdür. Jules Varne “Aya Seyahati” yıllar önce hayal etti. Bu gün uzay çalışmaları, insanlığın yaşamına sayısız katkılar sağlıyor.
Keşan’ımızın 100. yılına geldiğimiz şu günlerde bir sempozyum düzenlenmesi geleceğin kentini yaratma yolunda önemli bir adımdır. Denize atılan taşın ilk halkasıdır bu. Şimdi bu halkaların kıyıya ulaşması için, yerel ve merkezi yönetimin, ilgili kurumların üzerine düşeni yapması ve gerekenlerin hızla yerine getirilmesi zamanıdır. Saptanan hedeflerin, stratejilerin toplumla paylaşılarak bir bütünlük sağlanması ve kısa, orta, uzun vadede yaşama geçirilecek eylemlerin önceliklerinin saptanarak herkesin üzerine düşeni yapma gayreti içerisinde olması yerinde olacaktır. Konuyla ilgili olarak geniş kesimlerin katılımıyla bir AR-GE, değerlendirme ve yürütme kurulu oluşturulabilir. Konuya duyarlı olanların ve bu konuda sözü olanların düşünceleri dinlenmeli ve katkı sunulmasına olanak sağlanmalıdır. Yerel, ulusal ve diğer kaynaklar en üst düzeyde verimli bir şekilde kullanılmalıdır. Avrupa Birliği ülkelerinin ülkemizden elde ettiği olağan üstü artı değerin , küçücük bir karşılığı olan, ancak yeterince kullanılmadığı haberleri medyada yer alan Avrupa Birliği Hibe Fonu birimi kurulmalı ve aktif çalışmalara başlamalıdır. Bu değerler gerçekçi bir şekilde kullanıldığında kısa zamanda, az enerjiyle saptanan kısa zamanda hedeflere ulaşılmayı sağlayacaktır.
TURİZM
İki binli yıllara girerken , 1999 yılı ortalarında zamanın Kültür Bakanlığınca hazırlanan “TÜRKİYE TURİZM STRATEJİSİ (2023) planlamasının kabul kararı resmi gazetede yayınlandıktan sonra dünyanın en popüler sektörü konumuna gelen turizmle ilgili olarak ülkemizde geniş kapsamlı ve ayrıntılı bir yol haritası çizildi. Bildiğiniz gibi, ülkemiz; ortaya çıkarılmayı bekleyen ve yeterince tanıtımı yapılmamış turizm kaynakları ile dünyanın sayılı ülkeleri arasındadır. Turizm olgusunu fark etmekte oldukça geç kalan Türkiye, ilk yıllarda turizm planlamalarını yabancı uzmanlara yaptırmış bunlardan da yeterince sonuç alamamıştır. 70’li yılların başlarında “Fiziksel Planlama Grubu” oluşturularak, bakanlık bünyesinde başlatılan çalışmalar da bölgesel ölçekte kalmıştır. Günümüzde turizm konusunu kısaca irdelemek gerekirse; Bu gün dünyadaki yıllık turist sayısının bir milyara yaklaştığını göz önüne alacak olursak tutarlı projeler ve stratejilerle ülkemizi, yetmiş milyon turist ağırlayan ülke konumuna getirmemiz mümkün olabilecektir. Kaynakların doğru kullanımı ile bugün ve gelecekte insanların yaşam kalitesini yükseltmeyi hedeflerken, gelişmelerin sürdürülebilir olmasına dikkat edilmelidir. Gelişen ve değişen istemlerin göz önünde bulundurulacak yeni ürünler yaratılmasına açık olunmalıdır. Bu bağlamda Keşan , İzmir –Edirne ile Avrupa ve İstanbul-Yunanistan yolları üzerinde bir geçiş konumundadır. Gelişim kaynakları açısından bu, önemli bir olgudur. Bu olguyu değerlendirme de yol kat edildiğinde yörenin zenginleşmesi ve geleceği, az emek harcayarak kısa zamanda istendik düzeye ulaştırması mümkün olacaktır.
Keşan kendine özgü, taş ocaklarından çıkan yeşil taşlarla taş evler yöresi olabilir. Çocukluğumuzda Yörük mahallesinde, pazaryeri bitiminde yeşil taş yapılar sanırım ranta kurban edilmiş. Eğer var ise hayata döndürülüp kültür merkezine dönüştürülebilir.
Yine de seçilecek bir bölge yeşiltaş hobi evleri ile hayata katılabilir. Bu alanlar yer israfı olarak düşünülüyor ise İpsala yönünde bir alan 15 katlı ama yeterince yeşil alana sahip uydu kente dönüştürülebilir. En az 20 bin nüfus burada konuşlandırılarak hobi evlerinin telafisi sağlanabilir…
Saros körfezi, Korudağları turizm için halen kapasitesinin çok altında değerlendirilmektedir. Keşan’ın orta ve uzun vadede turizm potansiyali açısından envanteri çıkarılması ve buna göre stratejiler saptanmalıdır. (Devam edecek)
