14 MART TIP BAYRAMI

Bugün burada, 14 Mart Tıp Bayramı’nda, yalnızca sağlık çalışanlarını anmak için değil, hepimizi ilgilendiren büyük bir çöküşü haykırmak için ses veriyoruz . Sağlık sistemimiz artık telafisi zor bir çürümenin pençesinde. Bu çöküş, yalnızca doktorların, hemşirelerin, sağlık emekçilerinin değil, her bir vatandaşın yaşam hakkını tehdit etmektedir!
Bu sistem, vatandaşın vergileriyle kurulan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun çeteler tarafından soyulmasıyla, sahte belgelerle yapılan vurgunlarla, geçmişte koltuğunda oturan bakanların kendi hastanelerine kadar uzanan yolsuzluk zincirleriyle tükenmiştir! Halkın sağlık hakkı, bir avuç çıkar grubunun elinde pervasızca yağmalanmıştır. Kamu kaynakları, halkın sağlığına değil, rant çarkının dönmesine harcanmış, devlet hastaneleri halkın değil, özel hastanelerin kasasını dolduran bir sisteme dönüştürülmüştür!
Bir zamanlar halkın güvenle başvurduğu hastaneler, bugün büyük sermaye gruplarının kâr hanesine dönüşmüş, “paran kadar sağlık” anlayışı dayatılmıştır. Kamu hastanelerinde aylarca sonrasına verilen randevular, tetkikler için 6 ay sonrasına gün verilen bir sistem halkın sağlığını koruyamaz! Sağlık, ticarete kurban edilemeyecek kadar kutsaldır! Ancak bugün geldiğimiz noktada, kamu hastaneleri halkın sırtından özel hastanelere müşteri devşiren birer “yönlendirme merkezine” dönüştürülmüştür!
Ve asıl skandal burada bitmiyor! Yenidoğan servislerinde yaşanan ihmaller, yükselen bebek ölüm oranları, sahte ilaç raporlarıyla çalınan halkın kaynakları… Bütün bunlar, sistemin içten içe nasıl çürüdüğünü açıkça göstermektedir! Bakanlık koltuğunda oturanların hastanelerine kadar sıçrayan bu sistem gerçekleri çok güzel anlatmaktadır .Bugün sağlıkta “başarı” diye sunulan rakamlar, aslında tedavi edilmeyen hastaları, daha fazla muayene sayısıyla başarı gibi pazarlayan bir illüzyondan ibarettir!
Hastaneler birer şifa kapısı değil, hasta yaratan fabrikalara dönüştürülmüştür!
Büyük şehirlerde, parası olanın dilediği gibi tedavi olduğu ama taşrada özel hastanelerin birer birer kapanmaya zorlandığı bir düzen, halkın sağlığını değil, belirli sermaye gruplarının kârını koruyan bir düzenin sonucudur.
Aile Sağlığı Merkezleri (ASM), bir zamanlar koruyucu hekimlik yapan yerlerken, bugün yalnızca kağıt üzerinde sevk veren bürolara dönüşmüştür. Hekimlerin maaşları, anlaması bile güç olan hesaplamalarla budanmış, kamu çalışanları açlığa mahkûm edilmiştir!
Ama asıl mesele sadece sağlık çalışanlarının koşulları değildir! Bu sistem, bilinçli bir çökertme planının sonucudur! Özel sağlık patronları, kamu sağlığını çökertirken, kendi hastanelerini birer darphane gibi işletmektedir.
Sağlık yağmalanmıştır!
Devletin hastaneleri bilerek işlevsiz bırakılmış, özel sermaye için yeni pazar alanları yaratılmış, bu rant düzeninin dışına çıkan herkes idari ve hukuki yollarla sıkıştırılmıştır!
Kendi hastaneleri olmayanlar, sisteme giremeyenler, yok edilmek istenmektedir!
Biz bu düzene razı değiliz!
Sağlık bir ticaret değildir, sağlık bir haktır!
Bir ülkenin gerçek gücü, halkının ne kadar sağlıklı olduğuyla ölçülür!
Bir zamanlar kendi doktorunu yetiştiren, kendi ilaç ve tıbbi malzemelerini üreten, kendi aşısını halkına temin eden bir sağlık sistemimiz vardı!
Ve bugün, tüm çürümenin karşısında, bunu yeniden kurmak zorundayız!
Bugün ülkemizde 140 tıp eğitim kurumu bulunmasına rağmen bunların bir kısmı kendi hastanesine bile sahip değilken hasta görmeden doktor mezun etmektedir.
Bundan yıllar önce GATA gibi dünyanın en modern rehabilitasyon hastanelerinden birine sahiptik. Bugün ise gazilerimiz, şehit ailelerimiz, halkımız kaderine terk edilmiştir. Yerli ilaç ve aşı üretimimiz kapatılmış, halk sağlığı yabancı sermayenin insafına bırakılmıştır! Bu kaderi kabul etmiyoruz!
Bugün, 14 Mart Tıp Bayramı…
Bir kutlama değil, bir hatırlatma günüdür!
Sağlık sisteminin yalnızca sağlık çalışanları değil, tüm toplumu tehdit ettiğini bir kez daha haykırıyoruz!
Ya rant kazanacak ya da halk sağlığı!
Biz, mücadelemizle, emeğimizle, halk sağlığını kazanacağız!
Özel değil, kamucu sağlık! Ticaret değil, şifa!
Ve ne olursa olsun, biz yaşatmaya devam edeceğiz!
