AKP ÜLKEYİ NEDEN BATIRAMIYOR?
Uzun bir zamandır ekonomistleri bile şaşırtan anti ekonomi anlayışları sergileyen hükümet üyelerinin aslında kapitalist üretim sürecini hiç bilmediklerini ortaya koydu.
Öyle ki Çin’in ekonomik kıskacı altındaki dünyada ne bunu fırsata çevirebildiler ne pazar sürecine hakim olabildiler. Öylesine berbat bir ekonomi geliştirdiler ki dünyada yaşanan krizde en çok etkilenen ülke konumuna sürüklendiler. Düşünün Avrupa’da Ukrayna- Rusya savaşı oluyor ama Türk ekonomisi batıyor. Enflasyon savaşan ülkelerde %7 ila %15 arasında yaşanırken bizde %80 ila %137 arasında bir enflasyon yaşanıyor.
Adamlar deprem paralarını yanlış harcadılar, işçi birikimlerini doğru kullanmadılar , hazinenin 128 milyar lirasını çar çur ettiler ve en son merkez bankasını 850 milyar zarara uğrattılar.
Peki bu arada ülkenin hangi sorununa çare buldular? Ülkede açlık sınırı 20.000 lira, yoksulluk sınırı ise 60.000 lira. Emekliler çok zor durumda, asgari ücretle çalışanlar perişan çünkü aldıkları ücretle ev kirasını bile karşılayamıyorlar.
Peki esnaf ve çiftçiler ne yapıyor? Esnaf kepenk kapatmada rekor kırıyor, çiftçiler üretimden vazgeçiyor, AKP hükümeti ise sadece seyrediyor.
AKP hükümeti bence şunu hiç kavramadı. Servet ve sermaye aynı şey değil. Onlar dar bir İslami çevreyi servet zengini yaptılar. Ülkenin tüm kaynaklarını, ihalelerini, madenlerini onlara sundular. Büyük çok büyük servet edindiler. Ama bunu sermaye yapamadılar. Çünkü bu çevre asla kapitalist üretim zincirinin bir parçasın olacak bilgi birikime sahip değillerdi. Çoğu köy yada varoşlardan gelen burjuva kültürüne sahip olamayan çoğunlukla lümpen bir sosyal yapıdan geliyorlardı.
Tek düşündükleri ve uygulamaları şu oldu. Basının 5’li çete dediği oluşumlarla İslami sermaye grubu oluşturmak, bunun kitle tabanı olarak cumhuriyetin yasakladığı tarikatları cemaat adı altında geliştirip zenginleştirmek ve yine onları kullanarak gençlik içinde taban yapabilmek uğruna eğitimi dini temeller üzerine oturtup halkın aydınlanmasını engellemek.
O kadar iddialıyım ki bunların üniversite eğitimi 80’lerin lise eğitiminin çok ama çok gerisinde. Hatta öyle ki denklik diplomaları ile kendi kadrolarını devletin en ince noktalarına kadar yerleştirdiler. Hatta diyebilirim ki diploma sahteciliği patlayabilmiştir bunlarda.
Öyle bir servet transferi yaptılar ki şimdi paylaşma noktasında sorun yaşıyorlar. Farkında olan bürokratlar maalesef 400.000 lira ile 1.5 milyon lira arasında maaşla susturuluyor gibi. Suç işleyen bakanlar bile yargılatılmıyor. Mesela İliç maden kazasında mahkeme ÇED raporu ve saha genişletme izni verenler birinci derece suçlu diyor. İzni veren bakan arkadaşımız yargılanamıyor bile. Çünkü ucu taaa tepelere çıkabilir. Ülke çete kaynıyor mafya kaynıyor. Yakalıyoruz diye hergün TV’lerde haber. Ama kimse kim soktu bunları içeri? Bunların hangi bakanla boy boy resimleri vardı, ifade versin diyemiyor. İnsanlar öldürülüyor, eksik araştırmalı dosyalar mahkemelere sunuluyor, bazı siyasiler bu haliyle hemen ceza verilsin yani kapatılsın diyebiliyor.
AKP ülkeyi batıramıyor, çünkü kazandıkları yada elde ettikleri muazzam serveti sermayeye dönüştüremiyor. Ülkede hala sermaye sahibi işverenler, köylüler ve esnaflar ayakta tutabiliyor. Diyeceksiniz kör topal evet ama tutuyor işte… Hem de AKP’ye rağmen.
Ancak gerçek şu ki AKP bu ülkeden gitmeden ne enflasyon biter ne tarım düzelir ne sanayi hamle yapar. Adamlar servet transferi yapmaktan başka hiç bir şey düşünemiyorlar. Hazineyi bitirdiler, maliye iflasta, fonlarda da para kalmadı şimdi gözler vergi yoluyla halkın cebinde. Tasarruf dedikleri aslında halka çalışana vereceklerini vermemek. Emekliye vermemek, işçiye vermemek, köylünün ürününü bedava almak ve bu yolla yine bir servet transferi hikayesi yaşamak.
ÇÖZÜM aslında tek çözüm var, bu hükümet bir an önce gitmeli. Yerine sosyal dokuyu bilen, dengeleri tekrar kuracak, adaleti tekrar yerine oturtacak bir yönetimin gelmesi. Ve bunun için tek adam rejimi derhal terk edilmeli. Denetlenen, sorgulanabilen, saraylarda yaşamayan insanların ülkenin geleceğinde artık söz sahibi olması.