AKP’NİN APO AŞKI MI DEPREŞTİ?
”Edirne’deki İmralı’ya hesap verecek” sözü ile başladı sanırım hikaye. Aslında başlamadı da devam ettiğinin sinyali sadece.
AKP-APO ilişkileri yeni değil elbette, açılım sürecinden öncede sonrada hep devam etti. Sürece Kürt siyasal hareketine yön vermek ve/veya Kürt siyasal hareketi AKP’nin iktidarda kalmasını ne kadar sağlar olarak bakmakta yarar görüyorum. Çünkü hiç bir çözüm önerisinin ayakları yere basmadı bir türlü. Sürece hep çıkarcı gözle bakıldı ve belirleyiciliği de AKP’nin iktidarda nasıl kalırıma evrildi nedense.
Son olaylardan geriye doğru gidelim isterseniz. En son İstanbul seçimlerinde APO mektubu ile HDP’nin oylarına talip oldu AKP. Bir arada Osman Öcalan’ı TV’lere çıkartıp AKP’nin iktidarda kalması adına yapılacak seçimlerde Kürt hareketinin muhalefet cephesi yanında hareket etmesini engellemeye çalıştılar. Tabi ki hepsi ters tepti. Bu defa HDP yönetimini hedef almaya başladılar. HDP teröre destek veriyor, HDP ile beraber olanlar terörist ve teröre hizmet ediyor manipülasyonlarını devreye soktular. Hatta HDP’nin kapatılması olayını lanse edip basına,dava açtırdılar. Ancak HDP’nin ”Dolmabahçe mutabakatını” açıklarız resti süreci yine durma noktasına getirdi. Demirtaş’ı tutukladılar bu seferde. Ve AİHM kararlarına rağmen ve dahi hukuksuz olduğu çokça hukuk insanının görüşüne rağmen tutmaya devam ediyorlar.
Oysaki HDP ile hükümet kuran (2005 seçim hükümeti) AKP’nin kendisiydi. HDP ile Dolmabahçe mutabakatını imzalayanda kendisiydi.Hatta PKK ile OSLO anlaşmasını yapan da AKP idi.Ve bu anlaşmalar nedir? Neleri kapsar? Hâlâ bir muammadır. Bunu topluma açıklamıyorlar ya da açıklayamıyorlar. Ama sanki tüm bunları muhalefet yapmış ya da şimdi yapıyormuş gibi lanse etmekten de uzak durmuyorlar. Her yaptıklarının açıklamasını yapmak yerine muhalefete suç atıyorlar.
YPG olayına gelelim. Kurulduğu dönemde sırf Esad’a muhalefet etsinler diye dost olmuşlardı. Kırmızı halılarla karşıladılar Ankara’da Salih Müslimi. İŞID, Suriye’deki Süleyman Şah Türbesi’ne saldırı ihtimali olunca YPG korumasındaki birliklerle türbeyi sınıra kaçırdılar.Suriye’deki son vatan toprağını terk ettiler yani. YPG Esad’a saldırmayınca da düşman ilan ettiler. Son durum YPG Amerikalılarla beraber olduğundan hiç bir şey yapamıyorlar onlara. Bol bol nutuk sadece. İç piyasaya hamaset nutukları atmak içinde Irak’taki PKK hedeflerini vuruyorlar habire.
Kısaca sahadaki PKK ile mücadele ediyorlar ancak üst düzeyde APO ile sürekli görüşmeleri var. APO İmralı’da mı bilmiyorum. Bir ara ev hapsine çıkarıldığı söylentileri dolaştı etrafta. Olur mu? Olur.
AKP, APO’yu 2024’TE DIŞARI MI ÇIKARTACAK?
Görünen gelişmeler bu yönde sanki. AİHM kararlarına göre APO’nun hapsi 24 yıl. Bu tarihte eğer yeniden dava açılmaz ise belli şartlarda ev hapsine çıkması gerekir. Bunun engellenmesinin tek yolu var. O da içerde iken örgütü yönetmeye devam ettiğine dair dava açmak. Örgüte gönderdiği mektuplar yüzünden zaten tespiti yapılmış. AKP, hukukçuların ikazına rağmen bu davayı açmıyor. Bu da 2024’te salınacağının işareti. Tabi AKP bu işten de siyasi rant elde etme peşinde olacaktır. Belki bir erken seçimle de bu işe el atabilirler. İyi halden dolayı serbest bırakabilirler. Olur mu? Bence olur.
Gelelim günümüze tekrar. AKP Kürt sorununa ”iktidarda kalma” çerçevesinde bakıyor. Ama şehit edebiyatı yapıyor habire. Sanki şehitlere kelle diyen onlar değil. Sanki 3-5 şehit için meclis mi toplanırmış diyen onlar değil. Şahadet mertebesini överken sanki çocuklarına ”çürük” raporları alan onlar değil. (gazeteler bir ara 400 den fazla vekilin oğluna çürük raporu aldığını yazmıştı). Halkın çocuklarına imam hatipler ve şehitlik payesi, kendi çocuklarına askerlik yapamaz raporu ve yabancı ülke pasaportu ve kolej eğitimi.
Anlaşılan o ki APO, AKP için hâlâ masa başındaki muhatap. Baksanıza adama Demirtaş’tan hesap sorma payesi ya da görevi vermişler gibi duruyor olay…
AKP, APO’dan vazgeçemiyor ama bir dönem yağladıkları pulladıkları gibide yapamıyorlar. Halk bu gün çok daha farkında yaşananların.
Özetle; HDP düşmanlığı sadece ve sadece ”oy” endeksli bir yaklaşımdır. Bugün HDP dese ki; cumhur ittifakına katılıyoruz, siz görün HDP’ye dizilen methiyeleri. Doğuda aşiretlerden bir kardeş HDP’de ise diğeri AKP’den milletvekili. Bunu bilmeyen yok. Büyük şehirlerin tamamını muhalefete kaptıran AKP intikam alıyor sadece. Ve bu intikam maalesef ki seçim endeksli bir çalışmanın ürünü olması bizleri kaygılandırıyor. Ülkede yaşayan insanların arasına fitne ve kin tohumları ekmek kimseye yarar sağlamadı bu güne kadar. PK üniforması ile Habur gösterisi, yapılan anlaşmalar, mutabakatlar unutulmuyor. Düşman yaratarak ülke yönetilmemeli. Ülke kardeşlik ortamında herkesin hak ve hukuku korunarak siyaset yapılmalı. Başarısızlıklarda neden kendinde aranmalı. Her yaptıkları suç ya da hatayı muhalefete, dış güçlere ya da kitlesel örgütlere kesme anlayışından vazgeçilmeli.
Ülke batağa saplandıkça, ”aynı gemideyiz” ha ona göre demeyin artık. Siz filikalardasınız bizlere ise yeterli can yeleği bile yok. Ya bu ülkeyi sevin ve herkesi kucaklayın ya da bi zahmet gölge etmeyin… Saygılarımla.