ANILAR CANLANDI, TARİH ADETA GERİ GELDİ
Çanakkale Savaşları’nda cephe gerisinde menzil hastanesi olarak kullanılan ve günümüzde Keşan Belediyesi tarafından kent müzesi olarak restore edilen eski hastane binası ile ilgili hazırlanan “Siperin Ardı-Keşan Menzil Hastanesi” belgesel filminin galası yapıldı.
Dün saat 18.30 sıralarında Keşan Belediyesi Selim Sesler Tiyatro ve Konferans Salonu’nda gerçekleşen galaya; Edirne Valisi Hüseyin Kürşat Kırbıyık, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, AK Parti Edirne Milletvekili ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Fatma Aksal, CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, Tarihçi Yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, Keşan Kaymakamı Cemalettin Yılmaz, Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Keşan Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Sesli, AK Parti İl Başkanı Belgin İba, AK Parti İlçe Başkanı Gürcan Kılınç, MHP İlçe Başkanı Adnan İnan, CHP Keşan İlçe yönetimi, Havsa Belediye Başkanı Aydın Balkan, Yenimuhacir Belediye Başkanı Mustafa Türker, Beyendik Belediye Başkanı Muhammet Örnek, Keşan Belediye Başkan Yardımcıları Nuran Uslu, Ali Ünal, Tahir Özçınar, Belgesel Filmi Yapımcısı Gökhan Tarkan Karaman, Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Keşan TSO Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Şapçı, Keşan TB Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Kaymaz, KEYİAD Başkanı Ahmet Eler, esnaf odaları başkanları, belediye meclis üyeleri, muhtarlar, kurum müdürleri, birim amirleri ve vatandaşlar katıldı.
Program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın söylenmesiyle başladı.
Programın açış konuşmasını yapan Mustafa Helvacıoğlu, “Sezen Aksu; ‘Gülümse’ isimli şarkısında; ‘Belki şehre bir film gelir.’ diyor. Bugün, bu şehre bir film geldi ve filmle birlikte bu salona şehir dışından ve içinden sizler geldiniz. Kutlu bir mazi ile parlak bir gelecek arasında köprü kurmanın heyecanıyla Keşan Kent Müzesi ‘Siperin Ardı’ belgesel filmi galamıza şeref verdiniz. Kurtuluşumuzun 100. yılının son etkinliğinde sizleri ağırlamaktan büyük bir onur ve mutluluk duyuyorum. Mazinin omuzlarımızdaki sorumluluğuyla tüm hemşehrilerim adına sizlere en içten şükranlarımı arz ediyorum.” dedi.
“KEŞAN; 100 YIL ÖNCESİYLE BİR KAHRAMANLIK FİLMİNİ ANDIRIR”
Bu tür faaliyetlerin, yol veya park yapmaktan çok daha önemli olduğunun altını çizen Helvacıoğlu, şunları söyledi: “İşte bu vizyondan ve değerlerden hareketle; Keşan’da örnek çalışmalara imza atıyoruz. Menzil hastanemizi müze olarak şehrimize kazandırmamız, bu yapıyı, yaşayan bir komplekse çevirmeye çalışmamız, sözlü tarih çalışmalarımız ve hemşehrilerimin katkılarıyla envanter toplama çalışmalarımız işte bu iradenin tezahürüdür. Konuşmamın başında, Sezen Aksu’nun bir şarkısından bahsettim. ‘Belki şehre bir film gelir’ dedim. Aslında şehirlerin kendisi de filme benzer. Bazı şehirler aşk filmi kadar güzeldir, bazıları aksiyon filmi misali hareketlidir,kimi şehirlerde komedi filmi izler gibi yüzünüz güler, kimi şehirlerde dram filmi izler gibi yüreğiniz acı çeker. Teşbihte hata olmaz. Keşan; sanatkarlarıyla bir müzikal filmini, 100 yıl öncesiyle bir kahramanlık filmini, yeni yönetim anlayışıyla da bilim kurgu filmini andırır. Her filmin bir sahnesi, bir senaristi ve kahramanları vardır.”
“SAHNESİ BU TOPRAKLAR, SENARİSTİ İŞGALCİLER, KAHRAMLANLARI İSE KEŞANLILARDIR”
Keşan’ın da 100 yıl öncesinin bir film gibi olduğunu dile getiren Mustafa Helvacıoğlu, “Sahnesi bu topraklar, senaristi işgalciler, kahramanları ise Keşanlılardır. Birazdan belgesel filmimizi hep birlikte izleyeceğiz. Öyle bir belgesel ki, size bu salonda oturmakta olduğunuzu unutturacak. Öyle bir belgesel ki, 41 dakikada sizi maziye doğru bir yolculuğa çıkaracak. İçinde hem kahramanlık hem tarih hem de bilim olacak. İnanıyorum ki; belgeselimiz bittiğinde, hiç bilinmeyenlere şahit olacak, sadece kent müzemize değil, mazisine de daha farklı bakacaksınız. Hani filmlerin reklamı yapılırken bir söz söylenirdi. ‘Bilmem şu filmcilik gururla sunar’ bu söz en çok da bize yakışır. Çünkü bu belgeseli sadece biz yaptığımız için değil, içeriğindeki parlak mazinin sahibi olduğumuz için de ‘Keşan gururla sunar’ diyoruz. O günlerde Keşanlılar olarak biz, vatanı ayakta tutmaya çalışanları, hayatta tutmaya çabalamakla. Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal’den ve Çanakkale’nin yiğitleri kınalı kuzulardan izler taşımakla gurur duyuyoruz. Belgesel filmimizi izlerken göreceksiniz ki,107 yıl önce Çanakkale, vatan ve milletimizin imdadındaydı, Keşan ise; Çanakkale kahramanlarının şifasındaydı. İşte bununla iftihar ediyoruz.” şeklinde konuştu.
“KEŞAN’IMIZIN KURTULUŞUNUN 100. YILINA GURURLA ARMAĞAN OLSUN”
Belgesel filminin, Keşan’ın bilinirliliğine, tanınırlılığına ve farkındalığına önemli bir katkı sunacağını ifade eden Helvacıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu eserin ortaya çıkmasına katkı sunan kişi ve kurumlara teşekkür etmek istiyorum. Çok kıymetli katkıları nedeniyle, TBMM Başkanımız Prof. Dr. Sayın Mustafa Şentop’a şükranlarımızı sunuyoruz. Her zaman yanımızda olan Edirne valimiz Sayın Hüseyin Kürşat Kırbıyık’a teşekkür ediyoruz. Kültür ve Turizm Bakanımıza ve bugün onur konuğumuz olan Bakan Yardımcımız Sayın Nadir Alpaslan’a minnetlerimizi sunuyoruz. Müzemizin Keşan’ımıza kazandırılmasında başından beri elimizi hiç bırakmayan Milletvekilimiz Sn. Dr. Fatma Aksal’a teşekkür ediyoruz. Bize bu yolda heyecan veren ve şevkle destekleyen İl Başkanımız Sayın Belgin İba’ya şükranlarımızı sunuyoruz. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürümüz Sayın Gökhan Yazgı’ya ve kıymetli Müdür Yardımcımız Sayın İsmail Karaman’a teşekkür ediyoruz. Ülkemizin saygın bilim insanı ve tarihçi Prof. Dr. Sn. İlber Ortaylı’ya filmimize katkıları, verdiği değerli bilgiler ve bizi yüreklendirdiği için minnet borçluyuz. Bu süreçte çok değerli kurumlar bizlere destek verdi. T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Devlet Arşivleri Başkanlığı’na, şu anda aramızda bulunan Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı Sayın İsmail Kaşdemir’e, Türk Tarih Kurumumuza, Genelkurmay Arşiv ve Askeri Tarih Daire Başkanlığımıza, yine destekleri için Türk Kızılay’ına, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ne, Atatürk ve Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi’ne teşekkür ediyoruz. Belgeselin Yapımcısı ve Yönetmeni Gökhan Tarkan Karaman’a, Doçent Doktor Barış Borlat’a, Araştırmacı Ömer Arslan’a ve Cüneyt Dalgakıran’a, filmin teknik ekibine ve oyuncularına, Keşan Kent Müzesi Genel Koordinatörü kıymetli çalışma arkadaşımız Sayın Aslı Avcı ve Kültür Müdürlüğü ekibimize, kısacası bu eserin ortaya çıkmasında payı olan herkese, hepimiz adına 100. yılımızda 100’lerce kez teşekkür ediyorum. ‘Menzil hastanesi; siperin ardı’ belgeselimiz100. yılımızı taçlandıran bir emektir. Şanlı atalarımızın aziz hatıralarına hürmetle sunulur. Gelecek nesillerimize günümüzden kıymetli bir hediye olarak hatıra kalsın Keşan’ımızın kurtuluşunun 100. yılına gururla armağan olsun.”
“EMEĞİ GEÇEN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Programın devamında söz alan Gaytancıoğlu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Geçtiğimiz günlerde Keşan’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 100. etkinlikleri kapsamında, yazılı bir eser bırakmak amacıyla sempozyum düzenlenmişti. O gün üniversitemize defalarca teşekkür etmiştim. Bugün de aynı şekilde bu belgesel için belediyemize teşekkür ediyorum. Gerçekten güzel bir çalışma. Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1931 yılında şöyle diyor; ‘Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir.”Çünkü yazılı bir eser bıraktığınızda onu gelecek nesillerde okuyacaktır. Geçmişte yapılan hatalardan gelecekte mutlaka ders çıkarılmalıdır. Çanakkale’de şehitlerimiz koyun koyuna yatıyorlar. Geçmişteki hataları tekrarlamamak için güçlü olmamız lazım, tarihimizi çok iyi bilmemiz lazım. Bu belgesel ile tarihimizin ne kadar dolu olduğunu, orada yaptığımız hataları tekrarlamamız gerektiğini bir kez daha öğreneceğiz. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.”
“HATIRALARIMIZI MÜZEMİZDE YAŞATACAĞIZ”
Gaytancıoğlu’nun ardından söz alan Aksal, belgeselin bir heyecan yarattığını dile getirerek, “Keşan Kent Müzesi binasının Çanakkale Savaşlarında cephe gerisi hastanesi olarak kullanılmış. Çok uzun yıllarda Keşan’a hastane olarak hizmet etti. Acısıyla, tatlısıyla yeri hafızalarımızda. Bir çoğumuzun doğduğu hastane. Burasını kent müzesi haline getirmek istedik. Buradan Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Ersoy’a ve Sayın Bakan Yardımcımız Nadir Bey’e desteklerinden ötürü teşekkür ediyorum. Keşan’ımıza çok güzel bir eser kazandırıyoruz. Sayın Valimiz desteklerini hiç esirgemedi, Mustafa Başkanımız heyecanını yitirmeden gece gündüz çalıştı. Keşan’ımıza çok güzel bir eser kazandıracağız. Geçmişimizi unutmamamız lazım. Hatıralarımızı müzemizde yaşatacağız. Keşan’ın tarihini gelecek kuşaklara taşıyacağız.” diye konuştu.
“TARİHİMİZ İLE GELECEĞİMİZ ARASINDA BİR BAĞ KURMAK HEPİMİZİN SORUMLULUĞU”
Daha sonra konuşan Vali Kırbıyık, Edirne’nin Türklerin Balkanlara açılan kapısı olarak ayrı bir öneme sahip olduğunu belirterek, “Tarih boyunca da bu vasfını korumuş. Edirne Osmanlı’ya başkentlik yapmış, merkezi konumda olan bir şehir. İnanılmaz bir coğrafyası olan ve 1368 adet tescilli kültürel varlığa sahip bir şehir. İnanılmaz bir zenginlik. Çanakkale Savaşları’nda yeri gelmiş lojistik üssü olarak hizmet vermişiz yeri gelmiş şifa olmak için gayret göstermişiz. Allah o günlerde bize bu vatanı bırakmak için canları pahasına mücadele eden kahramanlarımızdan razı olsun. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Bu çalışmadan dolayı da Keşan Belediye Başkanımız Mustafa Helvacıoğlu ve ekibine teşekkür ediyorum. Yine çalışmaya imza atan yönetmen arkadaşımızı tebrik ediyorum. Tarihimiz ile geleceğimiz arasında bir bağ kurmak hepimizin sorumluluğu. Bu sorumluluğu yerine getirmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.
“BU BİNALARA YATIRIM YAPMAK, AYAĞA KALDIRMAK KUTSAL DERECEDE ÖNEMLİ”
Program Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan’ın konuşmasıyla sürdü.
Keşan’da olmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti ifade eden Alpaslan, şunları söyledi: “Günümüzde kentlerin sembol yapıları, mimari çizgileri açısından tarihi yapılar son derece önemli. Bu binalara yatırım yapmak, ayağa kaldırmak kutsal derecede önemli. Belediye Başkanımızın kent müzesi binasını hayata kazandırmak için gösterdiği çaba karşılığını vermek üzere. Bugün de gördük binamızda restorasyon çalışmaları tamamlanmak üzere. İnşallah Keşan’ımıza ve ülkemize güzel bir müze olarak hizmet edecek. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına girerken, cumhuriyetimizin kuruluşunda büyük bir fonksiyon gören bizim için destansı önemi bulunan Çanakkale Savaşlarımızda mücadele etmiş, yaralanmış, hayatını kaybetmiş atalarımıza, büyük insanlara tedavi için mekan olmuş çok değerli binanın müze olması son derece kıymetli. Bu çalışmalarda başta Belediye Başkanımız Mustafa Helvacıoğlu’na ve emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Atalarımızın torunları olarak bu topraklara ne kadar hizmet etsek azdır. Bu film de son derece önemli. İnşallah en kısa zamanda müzemizin açılışını gerçekleştiririz.”
“BİNAYA GİRDİKTEN SONRA HİKAYESİNİN OLDUĞUNU HİSSETTİK”
Alpaslan’ın ardından konuşan Karaman, şunları söyledi: “Çanakkale Savaşları’ndaki kahramanlıkları hepimiz biliyoruz. Ama siperin ardında yaşananlar çok geç gün yüzüne çıktı. Bu konuda emeği geçen herkese teşekkür ederim. Bu çalışmaya başlarken önümüzde bir bina vardı. Binaya girdikten sonra bir hikayesinin olduğunu hissettik. Orada yaşanmışlıklar vardı. Belgeler eşliğinde birçok yeni bilgi ve fotoğrafa ulaştık. Bu bizi memnun etti. Bu binayı ayağa kaldırıp Keşan halkına kazandıran herkesin emeğine sağlık. Bu yapımda ecdadımıza dokunabildiysek, unutmamak ve unutturmamak adına bir şey yapabildiysek ne mutlu bize.”
“TEK DEVLETE BORÇLUYUZ TÜRKLERİN İMPARATORLUĞU, DEVAMI TÜRK CUMHURİYETİ”
Programda son olarak İlber Ortaylı konuştu.
Çanakkale’nin tarihte çeşitli yorumlara neden olduğunu dile getiren Ortaylı, “Şairin dediği gibi Çanakkale şehitlerini ‘Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi’ dedi. Tabi çok mutaassıp bazı Müslümanlar ‘Kantarın topuzunu kaçırdın’ dediler. Ben öyle düşünmüyorum. O zamanda öyle düşünmeyenler vardı. İslamiyet’in çok ağır darbeler yediği ve şayet yenilip gitseydik ancak egzotik bir dil olarak Müslümanların seyyar bir şekilde başka din grupları ve milliyetlerinin idaresinde yaşayacakları adeta bir nevi 2 bin yıllık sıkıntı çekecekleri bir devre girmiştik. Tabi Müslüman devletlerin Yahudi kavminin özgür bağları kadar kendilerine sahip olacaklarından da şüphem vardı. Çok idealist insanlar vardı. Ama her zaman olduğu gibi bir takım etnik vesileler tepecekti. Böyle bir felaket görülmedi. Bunu tek kişiye borçluyuz. Ve tek kişi anonim bir kişidir Türk askeri. Mehmetçik, buradan kalmıştır isim. Tek devlete borçluyuz Türklerin imparatorluğu, devamı Türk Cumhuriyeti. Bu lafta benim değildir. Son padişah Vahdettin’in kızı Sabiha Sultan’ındır. ‘O Türklerin imparatorluğuydu, bu da Türklerin cumhuriyetidir’ dedi” diye konuştu.
“ASLI, ESASI YOKTUR”
Prof. Dr. İlber Ortaylı, 1915’teki savunma dolayısıyla Türk İmparatorluğu’nun kaybolduğu zannedilen savaşçı gücünün kaybolmadığının görüldüğünü ifade ederek, şöyle dedi: “Bu çok açıktır. Bugün bir takım Alman raporlarının ve medyasının yanlış ‘Gelibolu Savaşı’nı Almanya kazandı’ söylemi tamamen bir yalandır. Aslı, esası yoktur. Burayı Almanya’nın 19 bin askeri savunmuş. Tamamen ahlaksızca bir ifadedir. Öyle bir şey yok. Biz adil tarih yazmak ve konuşmak durumunda olan bir memleketiz. Çünkü biz imparatorluk insanlarıyız. İmparatorluk tebaaları idare ettikleri milletler hakkında hüküm verirken çok taraflı düşünmek zorundadırlar.”
“ASRIN EN BÜYÜK ZIRHLARIYLA ÇANAKKALE GEÇİLEMEDİ, YENİLDİLER”
Prof. Dr. İlber Ortaylı, Çanakkale’de büyük bir zafer kazanıldığını söyledi.
“Çanakkale geçilmez!” sözünün Britanya Genelkurmayı tarafından söylendiğinin altını çizen Ortaylı, sözlerini şöyle tamamladı: “Asrın en büyük zırhlılarıyla Çanakkale geçilemedi, yenildiler. Türkler direndi. Üstüne kara harbine girdiler. Kara harbinde de yenildiler.”
Konuşmaların ardından katılımcılar “Siperin Ardı-Keşan Menzil Hastanesi” belgesel filmini izledi.
Program plaket takdiminin ardından sona erdi.