BEN UTANIYORUM…
Memleketin hali malum, ekonominin hali malum, siyasetin dış ilişkilerin hali malum, işçilerin emekçilerin esnafın memurun hali malum… Onlar utanmıyorlar, ben utanıyorum.
Kömür madenlerinde işler malum, liyakatsız personel, çalışmayan cihazlar, ölçülmeyen değerler malum. İşçiler isyanda, malum sendikalar işçinin karşısında, soruşturmaların seyri malum… Onlar utanmıyorlar, ben utanıyorum.
Göçmen sorunu malum. Lübnan bile tek bir Suriyeliyi vatandaş yapmadı. İçişleri 290.000 kişiye vatandaşlık verdik diyor, Ümit Özdağ benim bilgilerim 1.900.000 diyor. Seçime sokmak adına vatandaşlıkta vermişler. Türkiye’nin vatandaşları ikinci plana düşmüş… Onlar utanmıyorlar, ben utanıyorum.
Hatay’da 35.000 tarım yapan vatandaşımız tarımı bırakmış, yerlerine Avrupa’dan fon bulan 28.000 Suriyeli tarıma başlamış, üstelik ihracatta yapıyorlar. Hatay’da yerli tarımcı 9000’e düşmüş… Onlar utanmıyorlar, ben utanıyorum.
Ülke terörist doldu. Ayakkabı numaralarına kadar hepsini biliyoruz diyorlar, ama bombalar patlıyor. Canlarımız ölüyor. Açıklamalar korkunç, Mümbiç’ten, Kobani’den emir aldılar, oradan geldiler diyorlar. Terörist Afrin den geldim Hatay’dan sınırı geçtim diyor. Hangisi doğru? şaşırdık… Onlar utanmıyorlar, ben utanıyorum.
Ülkede açlık sınırı 12.000 lira sarı sendika tamam bu kadar da olur diyor. İşveren 8000 yeter diyor, dinci işveren sendikası o bile fazla gelecek senenin enflasyonu kadar olsun diyor. Halk aç perişan ama… Onlar utanmıyorlar, ben utanıyorum.
Vali beyler sözüm ona önlem almada. Suçlu banklar, çöp konteynerleri hemen toplatıyorlar. Yetmiyor tabi toplantı yürüyüş yasağı da koyuyorlar, masum göreceğim de bombayı çabuk patlatıyorlar. Muhaliflere gösteri yürüyüş yada etkinlik yasak ama… iktidara gelince yasak tarihleri arasında etkinliği onlara serbest bırakıyorlar. Anayasal haklar valinin kaymakamın iki dudağı arasında yok sayılıyor… Onlar utanmıyorlar, ben utanıyorum.
Eğitimde kadro açığı yüzbinlerce, eğitimci maaşları yetersiz, sözleşmeliler sorun yumağı, eğitimin kalitesi Afrika ülkeleri ile bile yarışamıyor. Bir emirle sınıfta kalan öğrenciler geçiriliyor. Devlet kadrolarında sahte diplomalı ve hatta yetersiz denkliklerle dolmuş. Bilimsel kariyeri işaret eden diplomalar şaibeli, sınavlar şaibeli. Ama hep soruşturuyorlar güya… Onlar utanmıyorlar, ben utanıyorum.
Bütün komşularla kötü oldular, Suriye’de emevi camisinde namaz kılacakları büyük fetih kahramanı olarak. Emevi camisine gidemediler ama 5 milyon Suriyeli bizde namaz kılıyor şimdi. Sisi’ye düşman oldular, belediye seçimlerinde bile ”Sisi mi Binali mi?” dediler. Sanki muhalefet Sisi’nin adayı. Mısır Yunanistan’la anlaştı Akdeniz’de doğal gaz deposu ve hakkımız olan parselleri de kaybettik… Ama onlar utanmadılar, ben utanıyorum.
Suudlu prens İstanbul’da gazeteci öldürttü, hesap soramadılar. BAE’likleri sözüm ona FETÖ kumpasının finansörü idi söylemediklerini bırakmadılar. Ama bir avuç dolar için ayaklarına gidip yeniden anlaştılar. Elin oğlu parayı havaya savurmadı elbet, en değerli yer ya da kurumlarımızı bedavaya aldılar ama söylemiyorlar ne verdiklerini… Onlar utanmıyorlar, ben utanıyorum.
Hep bir tünel ışığı. Beş – altı yıldan beri onlar ışığı görüyor biz ise karanlığı. Onların gözleri ışıl ışıl, bizim gözlerimiz etiketlerde. Ekonominin temel girdisi olan petrol ürünlerine, doğal gaza, elektriğe, vergilere, harçlara, trafik cezalarına %100’den fazla zam yapıyorlar. Ama suçu esnafa köylüye atıyorlar. Şimdi de moda marketleri suçlamak, fırıncıları suçlamada… Onlar utanmıyorlar, ben utanıyorum.
Emniyet çalışanlarımızın sendika başkanı açıklama yapmış, ballı kaymaklı promosyonu kapınca ”mücadele ederek hak almanın haklı mutluluğu ve onurunu yaşıyoruz.” falan demiş. Umarım hakkı için alanlarda mücadele edenleri anlarlar da biber gazı ve cop kullanmazlar artık.
Dostlar utanmak hep bize düşüyor işte, üzülmek bize, tasası bize gamı da kaygısı da bize. Onlara lüks araçlarda, lüks bir yaşama kulaç atmaktan başka iş yok.
Onur bizim, şeref bizim, şan bizim. Onlara da tarikat ve cemaatler peşinde dolanıp oy toplamaya çalışmak düştü sanırım. Bilemedikleri şu bu memleket hepimizin. Ülke kötü oldu mu hepimizin de iyi günlerde her şey onlarındı.Ülkenin 100 yılda biriktirdiği neredeyse her şeyi satıp savurdular. Yaptıkları tüm işlerse hazineyi yandaş müteahhitlere 25 -30 yıllığına bağlamak oldu.
Onlar utanmadılar; utanmak yine bize düştü!