BİZİMKİLER GÜYA YOL YAPTI, YOLLARA DA AVCILARI YAYDI!..
Vergiler yetmiyor dimi… Maaşlara da göz diktiniz… Maaşlar da yetmez, ek iş lazım kesilen cezaları karşılamaya!.. Elin gavuru yol yapar, en az 30 sene arkana dönüp bakmayacağın gibi, bir de vatandaşının güvenliği ve rahatını dikkate alır… Bilirsin gişeler vardır, ödeyeceğin miktar bellidir, öyle sürücünün önüne hayvan vs. çıkması neredeyse imkansızdır çünkü ona göre önlem alınmıştır… Ya da yaklaşık bizim paramızla 300 TL gibi bir bedel ödeyip yol biletini (vignette) alırsın, bir yıl boyunca ne gişeyle karşılaşırsın ne de ceza yersin… Bölünmüş yollarda kendine ve aracına güveniyorsan; 130-150 180, 200 km bas gitsin…
Peki bizde nasıl? Yol yapılır, ertesi sene bir bakmışsın belli aralıklarla kazılıp yamanma işlemine başlanmış bile!.. Yağmur yağdı mı su birikintilerinden dereden geçer gibi olursun hep tehlike!.. Bir de 1 Ekim’den beri bir uygulamaya geçildi ki sormayın… Önce ‘radar’, sonra ‘ortalama hız tespiti’, sonra jandarma, sonra polis!.. Yol bitmiyor!.. Bölünmüş duble yolda 70’in üzerinde gidemiyorsun!.. Buna rağmen herhangi bir cezaya takılmadan geçmen mucize!.. Resmen sürücüleri avlamak için kurulmuş bir düzenek!.. 15 kilometrede bir radar işaretini görmek; daha ondan kurtulmadan ‘ortalama hız tespit’ levhası ile karşılaşmak, bütün bunlar yetmiyormuş gibi polis ya da jandarmanın üstten çakarlı araçlarla yol kesmesi, bildiğin işkence… Yola çıktığına da çıkacağına da tövbe ettiriyorlar sürücüleri…
Niye yaptınız bu yolları… Ceza kesmek için mi? Vatandaşın kanını emmek için mi? Hayatından bezdirmek için mi? Tabi bu kanunları bize musallat edenler için böyle bir kural yok!.. Eskortlarla kırmızı ışığı bile bir taraflarına takmadan geçiyorlar bu yollardan!.. Cezalardan bir haber olduklar gibi, 2 saatlik yolu bizler gibi 3 buçuk saatte değil, 1 saatte alıyorlar!.. Tabi ki empati kurma ve kendilerini bizim yerimize koyma, düşünme, idrak edebilme gibi bir durumla karşı karşıya kalmıyorlar…
Söyleyin şimdi bana; var mı kendi vatandaşına eziyet eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet yapısı gibi başka bir yapı ve yöneticileri!.. Sanmıyorum!..
Alkollü araç kullanırsın, emniyet kemerini takmazsın, yola tersten girersin vs. gibi kurallar ihlal edilir anlarım… Ama siz bizi bölünmüş bir duble yolda kağnı arabası gibi gitmeye mecbur edemezsiniz!.. O zaman bu yolların önemi kalmaz ve stabilize yoldan gitmek daha güvenli hale gelir; en azından hız aynı ceza yeme riskin kalmaz!..
Gelelim olayın şehir içi boyutuna… Okuyorsunuzdur paylaştığımız haberlerden… ‘yayaya yol vermemekten’ bilmem ne kadar ceza kesildi… Bu yayaya yol vermemek cezası neye göre kesiliyor… Mantıklı düşündüğümüzde yaya geçitleri vardır, o yaya geçitlerinin hemen yanında sinyalizasyon sistemi vardır… Yayanın ve aracın geçeceği zamanlar trafik ışıkları yönlendirilir ve yaya da araçta geçeceği zamanı bilir… Ancak biz de yaya geçidi bol, bol bol olmasına rağmen yayalar yaya geçitleri hariç her noktadan istediği zaman geçmekte özgürler, ancak araç sürücüleri müneccim olmak zorunda!… Özellikle yaya geçidinden geçerken kuvvetli bir hayal kurma potansiyeline sahip olmalılar!… O anda yaya geçidinin yanında bir sinyalizasyon sistemi hayal edecekler (!), o da yetmiyormuş gibi o sinyalizasyon sisteminde yeşil ışık yayalar için yanıyor olacak(!) ve ceza yememek için bekleyecekler… Bütün gün yayalar dizilip dizilip geçsinler yaya geçitlerinden!.. Var mı böyle bir kural, nizam, kaide, işte ne dersen de… Bu cezaları yazan kolluk kuvvetleri de böyle hayal gücünü kullanıp mı kesiyor bu cezaları!.. Hep yayaya mı yeşil ışık hayal ediyor ceza tutanağını imzalarken!… Haktan, hukuktan anlayan birileri çıksın izah etsin, biz de bilelim var mı gerçekten böyle bir yaptırım, böyle bir hakları, böylesine hayal gücüyle hareket edilen bir cezai yaptırım sistemi!..
Bu yazıyı kendim için yazmadım, çok şükür şimdiye kadar böyle bir cezaya da maruz kalmadım… Ancak bu cezalara maruz kalan birçok hemşerimin sesi olmak adına kaleme aldım…
Hadi kalın sağlıcakla, hayaller ülkesinde hayallerle kesilen cezaların bitmesi ve vatandaşıma yapılan eziyetin son bulması dileğiyle…
- ATTAN İNİP, EŞEĞE BİNİYORUZ!.. - 12 Kasım 2024
- İÇİCİLER ŞÜPHELİ, SATICILAR ŞÜPHESİZ!.. - 28 Temmuz 2024
- HEPSİ MATİKÇİ!.. - 19 Haziran 2024
- AŞAĞI TÜKÜRSEN SAKAL YUKARI TÜKÜRSEN BIYIK!.. - 17 Haziran 2024
- TURUNCU DUBALAR BU SEFER SANKİ İŞ YAPAR!.. - 17 Mayıs 2024
- ALİ KIRAN BAŞ KESEN’LER TRAFİKTEN MEN EDİLSİN!.. - 14 Mayıs 2024
- GİDEN DE BİZDEN GELEN DE BİZDEN!.. - 8 Nisan 2024
- BÖYLESİNE BİR ESER KAZANDIRMAK HER BABAYİĞİDİN HARCI DEĞİL!.. - 18 Mart 2024
- MERİÇ NEHRİ DE ÇELTİK TARLALARI DA İNSAN DIŞKISIYLA BEREKETLENECEK!.. - 23 Şubat 2024
- ALKOLÜ FAZLA KAÇIRDI, B.K’UNU KALDIRIMA YAPTI!.. - 22 Şubat 2024