“BUNLAR BUZ DAĞININ GÖRÜNEN YÜZÜDÜR”
Keşan’da ilçesinde çocuk istismarına karşı yürüyüş yapıldı ve ardından basın açıklaması okundu.
Keşan Emek ve Dayanışma Platformu öncülüğünde gerçekleştirilen ve sivil toplum kuruluşları ile bazı siyasi partilerin destek verdiği yürüyüş, saat 12.00 sıralarında Hastane Caddesi’ndeki Şehitlik Parkı önünden başladı.
https://www.facebook.com/selim.sen.188/videos/2896772973963844?idorvanity=2233957033536467
Yüzlerce kişi, ellerinde taşıdıkları pankart ve dövizlerle sloganlar atarak, Alparslan Türkeş Meydanı ve İsmet İnönü Caddesi üzerinden Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüdü.
Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı Keşan Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Saliha Kafalı okudu.
DAHA 6 YAŞINDAYDI…
Açıklama şöyle:
“Daha 6 yaşındaydı. Cehaletin karanlığı onu yuttu. Türkiye yeni bir çocuk istismarı vakasıyla sarsıldı. İstismarın faili yine aynı. Yobaz karanlığıyla çocuklara göz diken tarikat mensupları bu kez de 6 yaşında çocukla evlenme skandalıyla karşımıza çıktı. 6 yaşında bir çocuğa göz diken bu karanlık odaklara maddi, manevi destek veren ve bu zulüm karşısında susanlara lanet olsun!
“BUNLAR BUZ DAĞININ GÖRÜNEN YÜZÜDÜR”
Ülkemizde yaşanmış ve yaşanmakta olan istismar vakaları ne münferittir ne de ilktir. Çocuk istismarları ciddi anlamda toplumsal bir sorundur bu nedenle çok boyutlu olarak ele alınmak durumundadır. Tarikat ve cemaat yapılanmalarında, bu yapılanmaların uzantısı olan okul, kurs ve yurtlarında çok sayıda istismar ve şiddet vakalarının gündeme gelmesi rastlantı değildir. Karaman’da Ensar Vakfı Yurtlarında, İstanbul Ümraniye’de, Erzurum’da, İzmir Dikili’de, Sakarya’da ve daha pek çok ildeki tarikat okulları ve yurtlarında yaşanan istismar vakaları ortadadır. Bunlar buz dağının görünen yüzüdür. Bugün milyonlarca çocuk tarikat ve cemaatlere teslim edilmiştir. Her türlü gericiliğin pompalandığı bu yapılanmalar, devletin birçok yetkilerini de devralmıştır. Kadınların giyiminde tahrik unsuru arayanlara, küçücük çocuklara farklı gözle bakanlara, tüm bunlara da dini kılıf bulanlara ve televizyonlarda vaazlar vererek, şu yaşta evlenilir, bu yaşta birlikte olunur diyerek, çocukları meczupların hedefi haline getirenlere lanet olsun.
“BU KARANLIĞI MUTLAK SURETTE DAĞITMALIYIZ”
Çocuklarımızın geleceğinin tarikat ve cemaatlerin insafına terk edilmesine izin verilemez, vermeyeceğiz. Bu karanlığı mutlak surette dağıtmalıyız. Hiranur Vakfı’nda yaşananları kınamak yetmez. Yapılması gerekenler bellidir.
Devletin bütün kademelerine yerleşmiş, sosyal yaşamı adeta paralel hukuk ile tahakküm altına alan tarikat ve cemaatlerin egemenliğine son verilmeli, faaliyetleri yasaklanmalı, mal varlıklarına el konmalıdır.
Özel kurum ve vakıflara bağlı ‘yatılı din eğitimi’ yasaklanmalı, bütün ‘yatılı Kuran kursları’ ve Anayasa’ya aykırı biçimde açılan ve faaliyet yürüten medreseler ile sıbyan mektepleri kapatılmalıdır.
Hizmet ve yardımlaşma adı altında bütün özel kurum ve vakıfların kurduğu çocuk yuvaları, yetiştirme yurtları, dershaneler, sevgi evleri vb. devletleştirilmelidir.
Yardım ve koruma hizmeti devlet tarafından konunun uzmanları ve eğitimcilerce sağlanmalıdır.
Cemaat okulları, cemaat evleri, cemaat dershaneleri gibi bütün yasadışı ve gayri meşru ‘eğitim kurumları’ devletleştirilmelidir.
Eğitim birliği sağlanarak parasız, laik ve bilimsel eğitim sistemi kurulmalıdır.
Cemaat ve tarikatların ‘sivil toplum kuruluşları’ olarak adlandırılan uzantılarının belediyeler ve hükümetler aracılığıyla topluma ve özellikle kadınlara yönelik ‘projeleri’ ile ‘sosyal yardımlar’ adı altındaki müdahaleleri sonlandırılmalıdır.
Tarikat ve cemaat uzantısı kurumların Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığı bütün protokoller iptal edilmelidir.
Tarikat ve cemaat uzantısı olan kurumlara merkezi bütçeden ya da yerel yönetimler eliyle kaynak aktarılmasına son verilmelidir.
Anayasa’nın laiklik ilkesini yok sayan bütün uygulamalara son verilmeli, laiklik amasız fakatsız tesis edilmelidir.
Çocuk işçileri çoğaltan, 4 yıldan sonra KIZ çocuklarının büyük çoğunluğunu eğitim dışında bırakan, 4+4+4 öğretim sistemine son verilmelidir.
Çocuklarımızı karanlığa teslim etmeyeceğiz. Eşitlikçi, özgürlükçü,laik ve demokratik Cumhuriyeti yeniden kuracağız.”