“ÇİFTÇİ; MUTSUZ, UMUTSUZ”
CHP Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, TBMM’de Partisi adına yaptığı konuşmada; Türk tarımının içine düşürüldüğü durumu anlattı.
“ÇİFTÇİ; MUTSUZ, UMUTSUZ”
Konuşmasına Nazım Hikmet’in ressam Abidin Dino’ya söylediği dizelere atıf yaparak başlayan Doç. Dr. Gaytancıoğlu, “Ben de şimdi size çiftçinin nasıl mutsuzlaştırıldığının resmini yapmak istiyorum, daha doğrusu anlatmak istiyorum. Öyle bir çiftçi kitlesi yarattınız ki mutsuz, umutsuz, gelecekten endişeli, çocuklarını çiftçi yapmak istemeyen mutsuz bir çitçi kitlesi yarattınız. Üretim potansiyeli çok yüksek ama sizin uyguladığınız ithalat politikasıyla, yüksek girdi politikasıyla, düşük ürün fiyatları politikasıyla tarlaya gitmek istemiyor, traktöre binmek istemiyor, ahıra girmek istemiyor; kısacası, üretim yapmak istemiyor.” dedi.
“ARTIK KENDİ KENDİNE YETEN BİR ÜLKE DEĞİLİZ”
“Türkiye, kendi kendine yeten 7 ülkeden 1’iydi ama sayenizde neredeyse hiçbir üründe artık kendimize yeterli değiliz.” diyen Doç. Dr. Gaytancıoğlu, çiftçinin borçtan üretimi düşünemez hale geldiğini ifade etti.
“ÇİFTÇİ BORÇ İÇİNDE”
Çiftçilerin üretime dönmesi için mutlaka faizsiz bir borç yapılandırılması yapılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Gaytancıoğlu, “Siz diyorsunuz ki; ‘Çiftçi borcunu ödüyor.’ Evet, ödüyor ama sadece faizini ödüyor. Ben beklerdim ki tarım torba yasasında ‘Biz çiftçinin borcunu nasıl yapılandıracağız?’ bunu konuşalım. Her birimiz illerimize gittiğimizde, tarlalara girdiğimizde, köylere gittiğimizde -giriyor musunuz onu da bilmiyorum ama ben giriyorum- hep şunu soruyorlar: Yapılandırma var mı, borçlara bir af var mı, faizi indirecekler mi biliyor musun? Ya, daha bugün en az 10 tane telefon aldım. Gazeteleri okuyoruz, böyle bir şey yok. Soruyoruz: ‘Var.’ diyorsunuz. Hani nerede? Nasıl bir yapılandırma? Var mı yok mu? Ondan sonra, ‘Çiftçi borcunu ödüyor.’ Nasıl ödüyor arkadaşlar? Traktörü ipotekli, ahırı ipotekli yani böyle bir çiftçi kitlesi yarattınız.” diye konuştu.
“GENÇLER KÖYLERDEN KAÇIYOR”
Türkiye’de tarımda çalışan nüfusun her yıl biraz daha yaşlandığını gençlerin köyleri bıraktığını belirten CHP Edirne Milletvekili Doç. Dr. Gaytancıoğlu, gençlerin tarım sektörüne gelmesi için mutlaka destek verilmesi gerektiğini Avrupa Birliğinin tarımda çalışanları beş yıl erken emekli yaptığını söyledi.
“ÇİĞ SÜTE ZAM YOK AMA SÜT TOZU %9 BİN ARTMIŞ”
Süt fiyatlarının arttırılmamasına buna karşı süt tozu ithalatında yaşanan patlamaya vurgu yapan CHP Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir yıldır süt fiyatları artmıyor- TÜİK ne açıkladı? Takip ediyorsanız, etmiyorsanız söyleyeyim: Süt tozu ithalatı %9.217 artmış, ya süt tozu ithalatı niye artar? Demek ki sanayici ucuz bulmuş, buzağı maması adı altında süt tozu sokmuş, yoğurtları onunla yapıyor, üreticiden de düşük fiyatla süt alıyor. Demek ki bir yerde bir sorun var. Peynir altı suyu, o da %6.000’lerde artmış binlerden bahsediyorum, %10,20, %100 demiyorum, bunlar bizde üretilen ürünler, niye ithal ediyorsunuz?”
“HASAT BİTMEDEN İTHALAT KARARNAMELERİ”
Gaytancıoğlu, şöyle devam etti: “Dünya her şeyi stoklamaya çalışıyor. Bakın, dünyada üretici ülkeler artık ihracat bile yapmıyor. Siz, ne yapıyorsunuz? Daha hasat yeni bitti, çoğu yerde daha hasat bitmeden ithalat kararnameleri peş peşe. Gümrük vergilerini sıfırlıyorsunuz. Ya, gümrük vergilerini niye sıfırlıyorsunuz? Gümrük vergileri sıfırlanmaz, gümrük vergisi koruma duvarıdır. Siz, gümrük vergilerini yükselteceksiniz ki ürünler girmesin. Siz tam tersine sıfırlıyorsunuz, ürünler girsin diye.
Hadi, diyelim dünyadan ucuza alıyorsunuz, olabilir ama pahalı alıyorsunuz. Kendi çiftçinizden 1.600 liraya buğday alıyorsunuz, dışarıdan 2.200 liraya alıyorsunuz. Böyle bir hesap nerede var arkadaşlar? Ondan sonra Türk tarımı çökmüş. Tabii ki çöker yani hiç mi hesap kitap yapmıyorsunuz? Katma değeri yüksek ürün tarımda vardır. Bunlara lütfen biraz göz gezdirin.”
“HAYALİ PROJELERLE OLMAZ”
Okan Gaytancıoğu, şunları dile getirdi: “Projelerin çoğu hayalî. Bakın, şimdi Edirne’de bir proje var: Köyümde Yaşamak İçin Bir Sürü Neden Var. Bunu da güzel buldunuz, birçok ilinizde yapılıyor. Ben de aradım, araştırdım. Projenin adını şöyle değiştiriyorum: Köyümde yaşatmamak için bir sürü neden ortaya çıkartıyorsunuz. Neden? Ya, adam köyde proje yapmak istiyor, koyun bakmak istiyor, güzel. 100 tane koyun veriyorsunuz, bu da güzel. 100 bin lira, 150 bin lira da veriyorsunuz, bu da güzel. E, iki kefil; kefiller temiz olacak, sicilleri temiz olacak. Krediyi alacak kişi zaten zar zor krediyi alabiliyor, kefiller de temiz değil; bir de ipotek istiyorsunuz. Ya, bunları sağlayabilen çiftçi yok ki. Hiç mi görmüyorsunuz? Boşuna biz size söylemiyoruz ‘sicil affı sicil affı, borçları yapılandırın.’ Bunları söylüyoruz arkadaşlar.”
“HÜKÜMET ÇİFTÇİYE YASAL HAKKI OLAN PARAYI VERMİYOR”
Gaytancıoğlu konuşmasında şunları da ifade etti: “Süt ve yemle ilgili bir parite vardır, bütün dünyada bu geçerlidir. Bakarsınız istatistiklere, süt fiyatı, yem fiyatının iki katı olması lazım. Siz eşitlediniz. O zaman çiftçilik yapılmaz ki. Enflasyon olur mantığıyla her şeyin fiyatını sabitliyorsunuz. Bu yanlış arkadaşlar, enflasyon olmaz. Verin, çiftçiye destek verin. Vermediniz. Yasa çıktı ilk defa burada, muhalefetiyle iktidarıyla yasa üzerinde uzlaşma sağlandı. ‘Gayrisafi millî hasılanın %1’i çiftçiye destek olarak verilir.’ dendi, siz hiçbir zaman vermediniz. Bir ara kıvırmaya gittiniz, dediniz ki: ‘Ya, veriyoruz, siz hesaplama bilmiyorsunuz.’ Biz size rakamlarıyla hesapladık, mantıklı bir şekilde açıkladık. Çiftçiye tam 175 milyar lira borcunuz var. Alacağınız da aşağı yukarı 160 milyar lira kredi borcu. Gelin, burada bunu silin. Madem bir torba yasa çıkartıyorsunuz amacına ulaşsın. Çiftçiler de desin ki: ‘Ya, beni seviyorlar, galiba yeniden beni efendi yapacaklar. Ben de bu hızla, bu gazla üretmeye başlayayım; tarlaya gireyim, ahıra gireyim, traktöre bineyim, gideyim sabah erkenden tarlada sürüm yapayım, ekim yapayım, dikim yapayım.’ Hani diyorsunuz ya, ‘Ekilmeyecek saksı bile kalmayacak.’ Nerede? Ekilmeyen alan 50 milyon dekara ulaştı arkadaşlar. Lütfen bunları görün.”
“DSİ BÜTÇESİNİ KISMAYIN”
DSİ’nin bütçesinin kısılmamasını isteyen Gaytancıoğlu, “Sulama destekleri… Sulama için dünya kırılıyor, su fakiri bir ülkeyiz; Devlet Su İşlerinin bütçesini kısıyorsunuz. Ya, her şeyden kısın ama buralardan kısmayın.” şeklinde konuştu.
“1 MİLYON SÜT İNEĞİ KESİLDİ, ÜRETİM PLANLAMASI HİÇ YOK”
1 milyon süt ineğinin kesildiğini kaydeden Okan Gaytancıoğlu, “Bunu göremiyorsunuz; birkaç sene sonra kriz olacak. Et ve süt birliktedir, kombinedir. Üretim planlaması ise hiç yok. Neyi ne kadar üretiyoruz; neyi ne zaman serbest bırakalım? Bir korktunuz pandemiden, limon ihracatını yasakladınız, sonradan aklınız başınıza geldi. ‘Eh, biz, bunu zaten satıyorduk ya. Biz, bunu yasakladık ama çok da yasaklamışız, bir an önce açalım.’ E, alan yok. Patateste, soğanda bunları yaptınız. Yani, hiç piyasaları takip etmiyorsunuz. Edemezsiniz çünkü kurduğunuz ekip yanlış; içinde ziraat mühendisi yok, içinde veteriner yok; buluyorsunuz sektörün dışından kişileri getiriyorsunuz; tarlaya girmemiş, bahçeye girmemiş, ahıra girmemiş kişiler anlayamaz. Siz, hastalandığınızda doktora mı gidiyorsunuz ya da uzman doktoru mu tercih etmeye çalışıyorsunuz? Gözünüzde bir rahatsızlık varsa göz doktoruna gidiyorsunuz. E, bu da böyledir arkadaşlar.” dedi.
“DESTEKLEMELERİ ZAMANINDA ÖDEYİN”
Desteklemelerin zamanında ödenmesini de isteyen Gaytancıoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı: “O kadar çok konu var ki; bazı destekleri ödemediniz hâlâ. Ya, 2021’e giriyoruz, bakın, iki ay sonra 2021. 2019’un tohumluk desteğini ödemediniz, buzağı desteğini ödemediniz. Diyorsunuz ki insanlara: ‘Sertifikalı tohumluk ek, ben sana vereceğim.’ Dört yıldır desteği artırmıyorsunuz, ondan sonra… Destekleri artırmadığınız gibi, 2019’un desteklerini hâlâ ödemiyorsunuz. Girin, satılık sitelerine bakın, kaç tane satılık çiftlik, kaç tane satılık işletme göreceksiniz. Ben söyleyeyim: Neredeyse, yüzde 10’u artık tarım arazisi, satılık çiftlik, satılık hayvan, satılık süt ineği dolu bu alışveriş sitelerinde.
Yeniden bir üreten Türkiye projesini hep beraber geliştirmek zorundayız. Türkiye’nin tarımsal potansiyeli çok yüksek arkadaşlar. Topraklara su götürdüğünüzde; ziraat mühendislerini, gıda mühendislerini, veterinerleri, su ürünleri mühendislerini sahaya sürdüğünüzde inanın, ciddi bir potansiyel var. Bu potansiyeli mantıklı bir şekilde, iyi bütçelerle desteklemek zorundasınız. Önümüzdeki günlerde bütçe gelecek, işte, bütçede biraz daha artış yapacaksınız, diyeceksiniz ki, ‘Biz, biraz bütçeyi arttırdık.’ Arkadaşlar, artık, öyle enflasyon oranında arttırmakla ya da ‘Bir miktar oradan kıstık, buradan kıstık’la olmaz.
Gerçek bir bütçe olmalı. Üreten sektöre gerçekten, destek verin. Hele, bu pandemi döneminde tarımdan başka üreten sektör yok. Tarıma dayalı sanayide güçlü bir ülkeyiz, bu potansiyelimizi kullanalım diyorum.”