‘ÇOKLU BAROYA HAYIR” YÜRÜYÜŞÜ
Edirne’de, avukatlık kanun teklifinin TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilmesinin ardından avukatlar yürüyüş düzenledi.
Edirne Barosu Başkanı Alper Pınar‘ın da bulunduğu yaklaşık 50 kişilik grup, avukatlık kanun teklifinin komisyonda kabul edilmesinin ardından yürüyüş düzenledi. Edirne Valiliği’nden yürüyüş için izin alan grup, trafiğe kapalı Saraçlar Caddesi’nde toplandı. Avukatlar, üzerlerinde cübbeleri ve ellerinde ‘Çoklu baroya hayır’ yazılı dövizlerle, yaklaşık 1 kilometre mesafedeki Atatürk Anıtı’na yürüdü.
Edirne Barosu Başkanı Alper Pınar, burada yaptığı açıklamada avukatlık kanun teklifinin bugün saat 03.00 sıralarında TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildiğini söyledi.
Pınar, şunları ifade etti: “Artık, teklifin bu hafta Çarşamba ya da Perşembe günü itibarıyla meclis genel kuruluna gelmesi bekleniyor. Burada şunu açıkça ifade etmek isterim; Çoklu baronun Edirne Barosu’nu ilgilendirip ilgilendirmemesi bakış açımız değildir. Esasen bu teklif tam da bizi ilgilendirmekte, hukuk sistemimizi, yargıyı ve savunmayı doğrudan etkilemektedir. Sürecin başından bu yana da itirazlarımızı dile getiriyoruz. Bir önemli hususta başka hiçbir meslek örgütüne verilmeyen, hukukun üstünlüğü ile insan haklarını savunmak ve korumak yetki ve görevidir. Meseleye bu bakış açısı ile bakıldığında, yapılmak istenen değişikliklerin daha dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir.
Tarihin her döneminde, hukukun üstünlüğü ve insan haklarını korumak konusunda, bağımsız yargının kurucu unsurları arasında yer alan avukatların ve oluşturdukları baroların adalet sisteminin teminatlarından olduğu tartışmasızdır. Avukatların ve de oluşturdukları Anayasal kurum olan baroların, bu ilkelerin zarara uğradığını algıladıkları durumlarda, kanun ve yönetmelikler kapsamında ve hukukun evrensel ilkelerini dayanak alarak karşı durmaları, yanlışlıklara işaret etmeleri, demokratik topluma da ışık tutacak davranışlardır.. Bu hususlar, demokrasiyi ve de hukuku içselleştirmiş toplumlar açısından asla red edilemeyecek ilkelerdir.
Baroları diğer meslek örgütlerinden ayıran en önemli husus, yargının kurucu unsurları olan avukatların oluşturduğu, Anayasal teminatı olan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları olmasıdır. Bir önemli hususta başka hiç bir meslek örgütüne verilmeyen; hukukun üstünlüğü ile insan haklarını savunmak ve korumak yetki ve Meseleye bu bakış açısı ile bakıldığında, yapılmak istenen değişikliklerin daha dikkatle değerlendirilmesi gerektiği, baroların zayıflatılmasının esasen yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmanın zayıflatılması anlamına geleceğinin kuşkusuz olduğu öncelikle saptanmalıdır.
Sonuç olarak; çoklu baro projesi sadece barolar açısından değil, bağımsız savunmada, yargıda kutuplaştırmaya ve bölünmeye yol açacak bir projedir. Geri dönüşü olmayan sorunlarla karşı karşıya kalacağız.
Kamu görevlerinin yerine getirilmesinde, CMK ve adli yardım görevlendirmelerinde büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağız.
Avukatlık disiplin hukukunda büyük sıkıntılar yaşayacağız ve de vatandaşımız da bundan mutlaka etkilenecektir.
Siyasallaşma ve de kutuplaşma konusunda sıkıntılar yaşayacağız, iktidar barosu, muhalefet barosu yaftalamaları oluşabilecek. Adalet mekanizmasında kırılmalar olacak. Bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesinin önde olduğu yargı sistemimiz içinde avukatların cepheleşmesi, kutuplaşması kesinlikle yargının bütününe zarar verecek ve yargıya olan güveni daha da azaltacaktır. Vatandaşın zihninde ‘davamı iktidarın barosu çözer’ anlayışının oluşmasına yol açabilecektir.
Bu ve buna benzer bir çok sakıncaları içeren teklifin bu kadar kısa bir süreç içerisinde hazırlanması, meclise teklif edilmesi, komisyondan geçmesi asla sağlıklı değildir. Bunu defalarca dile getirdik. Yasanın, yargı reformu strateji belgesinde olduğu gibi tüm paydaşları ile geniş bir perspektifte çalışılarak hazırlanması ve de üzerinde mutabık kalınmasının daha sağlıklı olacağı defalarca dile getirildi. Bu kapsamda 19 Mayıs ve 01 Haziran tarihlerinde ortaklaşarak tüm barolar ve TBB olarak imzaladığımız bildirilerin arkasında durduğumuzu ifade etmek isterim. Sürekli olarak üzerinde durduğumuz kaygı ve üzüntülerle birlikte teklifin geri çekilmesini talep ettik. Ancak maalesef önce teklif meclise sevk edildi, sonrasında da komisyona geldi ve de sabah saatlerinde kabul edildi. Ancak yine söylüyoruz; Komisyonda kabul edilen teklifin yasalaşmaması için henüz geç değil.
Genel kurulda içtüzük 81’nci madde gereğince teklifin maddelerine geçilmeden reddedilmesi düzenlenmiştir ve de bunu uygulamak için de geç değildir. Tekraren söylüyoruz ve de işaret ediyoruz gelin bu yanlıştan dönünüz.
Çoklu baro teklifini içeren ve komisyonda kabul edilen teklifi genel kurulda red ediniz. Adalet ve hukuk sistemimize zafiyet yaşatmayınız. Ülkedeki tüm barolar, büyük bir çoğunlukla hukukçular, akademisyenler çoklu baronun yanlışlığını haykırıyor ise bunu dikkate alınız.
Tarihi yanlıştan dönmek için henüz geç değil!”
Alper Pınar, kanun teklifinin yasalaşması halinde geri dönüşü olmayan sorunlarla karşı karşıya kalınacağını öne sürdü.