DEPREM ÇALIŞTAYINA İTİRAZLARIM
Bu günlerde Keşan’da olamadığım için basından takip ediyorum. Belli ki emek verilmiş, dokümanlar hazırlanmış belli bilgiler verilmiş. Ellerine sağlık diyorum, diyorum ama noktayı da koymuyorum.
Çalıştaylar zannımca yanlış anlaşılan bir iş. Deprem konusunda sunumlar çalıştay değildir. Bizler 22 yıldır o kadar sunum izledik ki neredeyse deprem uzmanı olduk. Haberlere defalarca baktım gerçekten deprem hakkında ciddi bir çalışma, plan, hareket tarzı var mı diye… Yok bulamadım. En ciddi çalışmayı KEDAK Keşan arama kurtarma derneği yapmış. Onlara özellikle teşekkür ediyorum.
Çalıştaya itirazlarım;
Risk analizini gayrı ciddi buldum. Neymiş 2000 yılından evvel inşa edilen binalar riskli imiş. Olabilir ama deprem bölgesinde binlerce 2 yıllık 5 yıllık binalar yıkıldı. Risk zemin etüdü, binanın teknik incelenmesi olmadan tespit edilemez. Uzmanları bilir çok farklı teknikler var belediye bu çalışmalar yapıldı mı hiç bahsetmediklerine göre ”yapılmadı” varsayıyorum.. Ve kınıyorum…
Bölge analizlerini de gayrı ciddi buldum. Öncelikle beni ilgilendiren alan sahiller. Bir tek Danişment’i satır arasında geçtiler. Zeminde sorun varmış… mış… mış mış.
Arkadaşlar Erikli Gölü tektonik çökme alanı, sahille arasındaki bölge alüvyon dolgu alanı. Bu alanlarda yüzlerce ev var. Danişment’te tektonik çökme alanı ve ben tanıştığımda bölgeyle dere etrafında gölleşen bir alüvyon ovasıydı ki hâlâ öyle. Buraya yapı izni vermek felakete davetiyedir ve hâlâ da ev yapılıyor. Danişment’te siteler bırakın zeminin su olmasını evlerine su girmesin diye çepeçevre siteye duvar örmek zorundalar.
Gelelim yayla ya. Burada dere yatakları hâlâ ıslah edilmedi. İtirazlarımıza rağmen dere yatakları dolgu alanı yapıldı. Yağışlarda sular site içlerine, dükkanlara doluyor. Belli alanlarda toprak altından nereleri oyuyor belli değil. Yayla çok sulak bir alan kıyıda çok yerde yeraltı sularının yüzeye ve denize akışını görebilirsiniz. Yani zemin konusunda endişelerimiz var.
Belediye bu çalışmaları yapar mı? Zannetmiyorum. Rant peşindeki belediyeler çocuk parklarını bile faaliyete geçirmeyip içkili restoranlara kiraya verebiliyorlar. Ne tadilat planı ne düzenleme.
Sahiller depreme en fazla 5-6 km mesafede. Yani depremde ilk etkilenecek olan bizleriz. Sahillerde Keşan’dan fazla ev var. Keşan’dan fazla yaşayan var. Ama sahiller çalıştayda yok. Böyle ciddiyetsizlik olur mu? İkinci bir çalışma yapacakmış belediye. Umarım bizim gibi STK’ları da çağırırlar, muhtarları dernekleri de çağırırlar. Ve bir eylem planı çizerler.
Eylem planı; hazırlanacak eylem planını bilmek istiyoruz. Kurtarma ekipleri nerede? Nerden gelecek? Haberleşme imkanı nasıl olacak? İlk yardıma nerden nasıl ulaşacağız? Bunların hepsini bilmemiz gerek
Mesela nerdeyse fay kırığı üzerine kurulan FRSU depoları patladığında zehirli dumanlardan nasıl kaçacağız? Depoların üstüne üstüne mi yoksa denizden Gelibolu’ya mı ya da Yunanistan’a mı kaçacağız?
Tugaydan yardım alabilecek miyiz? Kızılay gelebilecek mi? AFAD zamanında ulaşabilecek mi? Bilmek ve bunların çalışmalarına vakıf olmak, ”yayla sahil platformu” olarak ta katkı verip görev almak istiyoruz. Bizler gördük ki devlet kurumlarının başına siyaseten getirilen liyakatsız arkadaşlarımız yüzünden çok aksamalar oldu. Çok canımız yandı, plan ve koordinasyonsuzluk yüzünden binlerce insanımıza hiç ulaşılamadı bile. Hatta basından takip ediyoruz 35’inci günde hiç çadır su vermek için uğranılamayan köyler var. Ders almalıyız ve bölgemizde bu tür aksamalara yer vermemeliyiz.
Ben çalıştayı hiç beğenmedim. Pratiğe hizmet etmeyen toplumu kucaklamayan, katılımcıların 22 yıldır defalarca dinlediği bilgilendirmeden öte geçmeyen çalışmaları onaylamıyorum. İçimizdeki Kuvayi Milliye ruhu bizleri ciddi çalışmalara yöneltiyor. Bu halk her tür sorununu çözer.
İkinci çalıştayı bekliyorum ve ona katılmayı da düşünüyorum. Çağırmasalar bile…
Söyleyecek o kadar çok söz var ki neresinden hangisinden başlasak günler sürer.
Yapacağız-edeceğiz sözlerini artık duymak istemiyoruz. Gerçek ciddi bilimsel çalışmalara hemen başlanmalı. Her binanın risk değerleri ölçülmeli, her bölgenin zemin etütleri bitirilmeli, arama kurtarma ekipmanları tedarik edilmeli, görevlendirilecek personel çalışmaları yapılmalı, çadır stokları ve ilk yardım malzemeleri depolanmalı.
Unutmayalım Saros’da 42 km’lik kırılması beklenen bir fay hattımız var. 6 civarında bir deprem beklenmesine rağmen bölgenin 7 şiddetinde deprem üretebildiği de tarihte görüldü.
Umarım yetkili arkadaşlarımız ‘dua ile, kader bu, Allah’ın işine karışılmaz’ diyerek geçiştirmeye kalkmazlar. Vebali büyük ve acı olur.