DİYABET HAKKINDA BİLMEDİKLERİNİZ…
Özel Keşan Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Yusuf Kayta, diyabetle ilgili bilgi aktardı.
Kayta, diyabet hakkındaki bilgileri maddeler halinde paylaştı.
Diyabet Nedir?
Diyabet, kandaki glukoz (şeker) düzeyini dengeleyen insülin hormonunun; eksikliği ve/veya yeterince
salgılanmasına rağmen, vücutta kullanılamaması sonucu oluşan kronik metabolizma bozukluğudur.
Besinlerle alınan glukoz, mideye oradan bağırsaklara geçer ve emilerek kana karışır. Pankreasta üretilen insülin hormonu ise dolaşımda bulunan glukoz düzeyini düzenler ve kanda glukoz yükseldiğinde pankreastan salınarak kan şekerini normal düzeye indirir.
Normal Kan Şekeri Değerleri
En az 8 (ideal olarak 10) saat aç kaldıktan sonra ölçülen şekere açlık kan şekeri (AKŞ) denir. Normal değeri; 70-100 mg/dl’dir. Yemeğe başladıktan 2 saat sonra bakılan kan şekerine tokluk kan şekeri denir ve 140 mg/dl’nin altında olması gerekir.
Pankreasta insülin üretiminin azalması veya insülin üretimi yeterli olduğu halde doku ve organlar seviyesinde yeterli etki gösterememesi durumunda ‘diyabet’ gelişir. Diyabet hastalığına tıp dilinde ‘DiabetesMellitus’ denilmektedir ve halk dilinde ‘Şeker Hastalığı’ olarak bilinmektedir.
Kimler Diyabet Açısından Riskli Durumdadır?
- Birinci derece akrabalarında diyabet bulunan kişilerde,
- Şişman (obez) olan, sık acıkan ve hızlı kilo alanlarda,
- Sağlıksız beslenenlerde,
- Fiziksel inaktif olanlarda,
- Hipertansiyon (kan basıncının yüksekliği) olanlarda,
- Dislipidemisi (kan yağlarının yüksekliği) bulunanlarda,
- Daha önceden prediyabet(gizli şeker) tanısı almış olanlarda,
- Uyku-apne sendromu olan kişilerde,
- Daha önce “Gebelik (Gestasyonel) diyabeti” tanısı almış olan ya da 4 kg’ın üstünde bebek doğurmuş olan kadınlarda,
- Polikistikover sendromu olan kadınlarda,
- İnsülin direnciyle ilişkili diğer klinik durumlar (Acanthosisnigricans) bulunan kişilerde,
- Erken yaşta kardiyovasküler (kalp-damar) hastalık öyküsü olan kişilerde diyabet görülme riski yüksektir.
Diyabetin Önemi
Diyabet sık görülen, kontrol altında tutulmazsa erken yaşta ölümlere ve engelliliğe yol açan, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Yaşam boyu izlem ve tedavi gerektirir. Diyabet gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde giderek artmaktadır. Günümüzde küresel boyutta diyabet salgınından bahsedilmektedir. Bunun sebebi şişmanlık (obezite) ve hareketsiz yaşamdır. Ülkemizde de diyabet hızla artmaktadır.
Son yapılan çalışmalarda 20 yaş ve üzerindeki her 7-8 kişiden biri diyabetlidir. Diyabet sıklığı yaşlanma ile artmaktadır. Altmış yaş üzerindeki bireylerin yaklaşık olarak üçte biri (%35’i) diyabetlidir. Nüfus artışı, yaşam süresinin uzaması, kentleşme, yaşam tarzı değişiklikleri (sağlıksız beslenme, fiziksel aktivite azlığı) gibi etkenler diyabetin hızla artmasında rol almaktadır.
Diyabet Kontrolünün Önemi
Amaç, kan şekerinin normal sınırlarda tutularak diyabetin organlar üzerinde yapacağı olumsuz etkilerin/hasarın önlenmesi ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesidir. Diyabet iyi kontrol edilemediğinde, vücuttaki tüm organlara zarar verebilmektedir. Bir yandan kan damarlarının yapısını bozarak göz, böbrek ve sinirleri etkilemekte, diğer yandan kalp hastalığı, inme nedeniyle de erken ölümlere neden olabilmektedir. Körlük, böbrek yetersizliği, bunama ve ayak sorunlarının en önemli nedenlerinden biridir. Kan şekerinin normal sınırlarda tutulması bu problemlerin ortaya çıkmasını geciktirebileceği gibi aynı zamanda önleyebilir.
Diyabetli bireyler için sağlıklı yaşamanın dört altın kuralı vardır:
- Sağlıklı beslenme
- Yeterli ve düzenli fiziksel aktivite
- Tıbbi bakım ve kendi kendine kontrol
- Dengeli ve düzenli sosyal yaşam
Bu dört kuralın kendi içinde uygulanabilirliği hastanın yaşı, varsa diğer hastalıkları, alışkanlıkları, diyabetinin hangi seviyede olduğu gibi birçok faktörle değişiklik gösterir. Diyabetle ilgili kişiselleştirilmiş yaklaşımlar çok önemlidir. Hastanın diyabetle verdiği mücadele; kendisinin başrolde olduğu bir ekip işidir. Bu yüzden tanı anından itibaren hastaya diyabetle ilgili yeterli ve doğru bilginin verilmesi, doğru alışkanlıkların kazandırılması(sigara ve alkol gibi alışkanların da bıraktırılması), uygun diyet eğitimi, gelişmiş ya da gelişebilecek komplikasyonlar açısından yapılacak olan taramalar (kalp hastalığı risk, göz komplikasyonlarının tedavisi ve takibi, böbrek komplikasyonlarının tarama ve takibi, nöropati muayene ve taramaları) çok önemlidir. Bu sebeple hastaların tedavi ve takiplerinin tam teşekküllü merkezlerde uzman ekiplerce yapılması hasta için hayati bir öneme sahiptir.