“EN BÜYÜK SORUNUMUZ YAYLA’DAKİ KUMSAL TAHRİBATI İLE SAROS FSRU PROJESİ”
Edirne Saros Turizm Altyapı Hizmet Birliği (ESTAB) Başkanı Süleyman Gürsel Paçaman, 10 Aralık’ta gerçekleştirilen ‘Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi Çalıştayı’nı değerlendirdi.
Bugün, ESTAB Meclis üyeleri Erdinç Can ve Erdoğan Gümülcineli ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Paçaman, Saros Körfezi’ne kıyı yönetim sistemi kurulması yönündeki düşüncesini de paylaştı.
ESTAB hizmet bürosunda düzenlenen basın toplantısı, saat 13.30’da başladı.
Edirne Valisi H. Kürşat Kırbıyık başkanlığında düzenlenen ‘Saros Körfezi Kültür, Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi Çalıştayı’nı değerlendiren Paçaman, “2019 yılından bu yana her yıl düzenli olarak tüm Saros Körfezi sahil şeridindeki sorun ve eksiklikleri tespit ederek, ilgili makamlara raporlayıp iletiyoruz. Bu tür çalıştayları çok önemsiyoruz. Yapılan bu çalıştayın mevcut sorun ve eksiklikleri tespit etmesi açısından son derece önemlidir. Saros Körfezi’nde başta çevreyle ilgili sorunlar var. Bunun başında da çöp sorunu geliyor. Özellikle İl Özel İdaresinin çalışma alanlarında personel yetersizliğinden kaynaklanan bir takım sıkıntıları olduğunu gözlemliyoruz. Geçmiş yıllarda bunları özellikle Özel İdare’nin mücavir alanlarında bunu daha fazla hissettik. Yıllar geçtikçe bunun hissiyatı daha da derin bir şekilde gözümüzün önüne geliyor. Özellikle arıtma tesislerinin durumunun tekrardan gözden geçirilmesi gerekiyor. Özel İdare’nin kontrolünde olan bölgelerde de arıtmaya ihtiyacımız var. Mevcut yeşil alan ve dinlenme alanlarına ihtiyacımız var. Saros Körfezi’nde belediye alanlarında kısmen yeşil alan ve dinlenme alanları var ama yetersiz kalıyor. Bununla ilgili de çalışmalarımız var. Sahillerde kiralanan, kiralanmayıp halk plajı olarak kalan yerler hususunda birtakım sorunlar var. Bunlarla ilgili de sahiller hususunu çok kısa bir süre içinde sezon başlamadan önce ele almalıyız. Sayın Valimiz de bu konudaki hassasiyetini zaten dile getiriyor. ESTAB olarak Mavi Bayraklı Plaj oluşturma arzumuz var. Erikli sahilimizde daha önce Mavi Bayraklı plajımız vardı. Mavi Bayraklı plaj kriterlerini karşılamak için o yıllarda denetimlerden geçiyorduk. Mavi Bayrak aldıktan sonra takipsizlik olunca Mavi Bayrak elimizden alındı. Engelli erişim alanları konusu da var. Sazlıdere’den Enez’e kadar olan bölge sahil şeridinde engellilerin plajlara olan erişimi hususunda sorunlar yaşıyoruz. Buralar kamu alanları. Her ne kadar özel sektörün kiraladığı plajlar da olsa biz engelli erişiminin olmadığı bir yerleşim yeri istemiyoruz. Bununla ilgili de çalışmalarımız var. Deprem bölgesindeyiz. Saros Körfezi de fay hatlarına çok yakından geçen biri bölge. Ancak depreme ne kadar hazırız? Depremle beraber Tsunami riski de taşıyor. Saros Körfezi’miz bununla ilgili ne kadar hazırız? Bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Sahil bölgelerinde yangın müfrezeleri kurulmalıdır. Yaz sezonu boyunca bu müfrezeler görev almalıdır. Bununla ilgili girişimlerimiz var. İbrice Limanı’ndaki dalış merkezlerimiz geçici olarak liman dışına taşındı. Önümüzdeki sezona girmeden onların Saros Körfezi’ndeki faaliyetlerinde daha kolay bir şekilde icra edebilmeleri için bir kalıcı yer tahsis edilmesi hususunda çalışma yapılmasını hedefliyoruz ve takip edeceğiz. Ayrıca, Saros olarak iklim değişikliğine ne kadar hazırız bunu da konuşmamız gerekiyor. Bu söylediklerimizin genelinde, Saros kıyı yönetim sistemi yatıyor. Biz Saros’ta kıyı yönetim sistemi kurulmasını öngörüyoruz. Saros’ta herhangi bir tüzel kişiliğin vâkıf olmadan, burada bir kıyı yönetim sisteminin işletilmesini ve bu yönetim planlamalarında sonucunda da kurumların gerekli hizmetleri, projeleri ifa etmesinin daha doğru olacağını öngörüyoruz. Bunun örnekleri de Ege’de, Akdeniz’de var.” diye konuştu.
“EN BÜYÜK SORUNUMUZ SAROS FSRU PROJESİ”
Saros’un en büyük iki sorunu olduğunu ve bunlardan birinin Yayla Sahili’ndeki Balıkçı Barınağı’nın doğurduğu tahribat, diğerinin de FSRU Limanı olduğuna dikkat çeken S. Gürsel Paçaman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çözümü belli. Devletimizin ilgili bakanlıkları yerinde tespitler yaparak bir proje hazırlanmış. 7 tane dalga kıran sistemini kıyıya paralel bir şekilde Yayla Sahili’ne yerleştirilecek ve buradaki kıyı erozyonu önlenecek. Ama ne hikmetse bu bir türlü bir hayata geçirilemedi. Bunu çok önemsiyoruz. Bunun her zaman takipçisi olduk ve bundan sonraki süreçte de takip etmeye devam edeceğiz. Diğer büyük sorunumuz Saros FSRU projesi. Biz bu projenin doğru yerde olmadığını, bunun yanı sıra Türkiye’nin enerji arzı konusunda her zaman destekçisi olduğumuzu da ilettik. Botaş ile yaptığımız görüşmelerde de bunu söyledik. Saros turizminin geleceği ile ilgili endişelerimiz devam ediyor. FSRU öncesi ve soru sonrası durum değerlendirmesi yapılması gerektiğini Sayın Valimizle de paylaştık. Biz bu endişemizi çalıştaydı da yineledik. FSRU projesinin bölge turizmine vereceği olası zararları gözden geçirmek üzere bir komisyon kurulması, bilimsel başlıklar altında bunun ele alınması gerektiğini önemseyenlerdeniz.”
“SAROS’UN KAYBEDECEĞİ BİR AYI DAHİ YOK”
ESTAB’ın, Saros ile ilgili sorunların görüşüldüğü her platformda rol alması gerektiğine vurgu yapan Paçaman, “Bu koltuklar geçicidir. Saros’un kaybedeceği bir ayı dahi yok. Alan Başkanlığı konusunda Sayın valimiz çalıştaya da bahsetti. Ama bir fikir olarak bahsetti, herhangi bir detay henüz yok. Önümüzdeki yaz sezonunu şimdiden hazırlamamız gerekiyor. Önümüzdeki yaz sezonuna nasıl gireceğimizi ve yaz sezonundan nasıl çıkacağımıza kadar bütün sorunların şimdiden planlanması gerekiyor. Üst makamlar bizi ne kadar dahil ederlerse biz de o oranda daha fazla katkı sağlamak için çalışacağız.” dedi.
Paçaman, çalıştayda sorunlar arasında FSRU’nun gösterilmemesiyle ilgili de şöyle dedi: “FSRU bölgenin ortak bir tepkisi. Saros Körfezi’nin dernekleri, odaları, belediyeleri, il genel meclis üyeleri, belediye meclis üyeleri, muhtarları, bu projenin Saros Körfezi’nin herhangi bir yerinde yapılmasını istemiyoruz. Projenin var olmasını, ülkemizin enerji arzının gerçekten karşılamasını istiyoruz. Biz bunlara rağmen bu projenin hala daha bu bölgeye zarar verebilme ihtimalleri olduğunu endişesini yaşıyoruz. Halk nezdinde bir sorun olduğu kanısına herkes varmış durumda. O yüzden çalıştayda işlenmesi bence iyi olurdu. Yayla’daki dalgakıran projesinin de orada işlenmesi iyi olurdu.”