ENEZ’DEKİ TEKNE KAZASININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Bundan yaklaşık 3 hafta önce Enez’de elim bir tekne faciası yaşanmıştı. Tekne kazasının olduğu gün 6-7 bofor (yaklaşık 40-60 km/saat) poyrazın olduğu sert bir havadan söz ediliyordu. O gün Enez limanda konaklayan trollerin bile çoğu denize açılmamış. Buna rağmen içinde 4 kişi bulunan 4,70 m boyundaki fiber amatör balıkçı teknesi denize açılma cesaretini göstermiş. Sert havada tekne alabora olmuş ve maalesef iki kişi boğularak can verirken, bir kişi kendisi yüzerek kıyıya ulaşmış, bir diğeri ise bir trol teknesi tarafından kurtarılmıştı.
Bu elim kaza gerek yazılı ve görsel medyada gerekse sosyal paylaşım sitelerinde haber konusu olmasına rağmen yüzeysel geçiştirildi. Amatör balıkçı paylaşım platformlarında dahi olay gerçek boyutları ile irdelenmedi. Bu yapılmadığı için de kazadan ders çıkarılması bir yana bir sonraki kazaya kadar olay rafa kalkmış oldu. Konuyla ilgili kazazedelerle direkt konuşma şansım olmadı. Onların medyaya yaptıkları açıklamalar ve dolaylı yollardan edindiğim bilgiler mevcut. Bunlara dayanarak bazı çıkarımlar yapılmasının zorunlu olduğunu düşünüyorum.
Denizde güvenliğin en önemli şartı denizden korkmaktır. Denizler asla cesaret gösterisi yapılacak yerler değildir. Denize ve gücüne saygı duyarsanız o zaman denizde güvenliğiniz için gerekli tedbirleri alırsınız. Şimdi o güne dönelim ve peş peşe yaşanan muhtemel yanlışları sıralayalım.
– Günümüz teknolojisinde meteorolojik olaylar saat saat izlenebilmektedir. 6-7 bofor rüzgarın olduğu bir havada özellikle küçük teknelerin denizde bulunması büyük risktir. Zaten bu şiddetteki rüzgarda yapılan balıkçılık da aşırı dalga yüzünden keyifli değildir. Böylesi bir havada denize açılmak en büyük yanlıştır.
– Fiber tekneler (özellikle küçük olanlar) hafif oldukları için ahşap teknelere göre daha dengesizdirler ve yük dağılımı iyi yapılmadığı taktirde su alma ve alabora olma riskleri daha fazladır. Bu yüzden fiber teknelerdeki kişi sayısı ve tekne içindeki yük dağılımı çok önemlidir. Bu boyuttaki bir tekne için bırakın sert rüzgarlı havayı, sakin bir havada dahi 4 kişinin bulunması büyük risktir.
– Kıçtan motorlu fiber tekneler süratli oldukları için sakin havalarda balık tutulacak meralara hızlı gidiş dönüş avantajı sağlasa da dalgalı havalarda bu dezavantaja hatta büyük riske dönüşür. Hız hava patladıktan sonra kullanabileceğiniz bir avantaj olmaz.
– Fiber tekneler su almaya başladıklarında ya da alabora olduklarında kısa sürede dibe batarlar. Ahşap teknelerde ise tekne su alsa ya da alabora olsa dahi bir müddet su yüzeyinde kalmaya devam eder. Bu da kazazedeye az da olsa zaman kazandırabilir.
– Denizde olunduğu süre içinde mutlaka can yelekleri giyilmiş olmalıdır. O sert havada en baştan can yeleklerini giymiş olsalardı muhtemelen diğer iki kazazede de hayatta olacaktı. Can yelekleri olsa belki dört kişiden en az biri cep telefonunu kullanma ve yardım isteme şansını bulabilirdi.
– Bu kazazedelerin yemli avına gittikleri anlaşılıyor. Başlangıçta iyi de balık tuttuklarını sosyal medyada paylaşmışlar. Yemlide olduklarına göre çipa atmışlar. Hava iyice sertleyince çipayı toplamaya çalışmışlar. Duyduğuma göre çipa dibe takılmış. Anılan merada eskiden kalma trol çelik halatı olduğu söyleniyor. 3 yıl kadar önce biz de muhtemelen aynı yerde çipayı takmıştık ancak tekne büyük olduğu için sürükleyip kurtarmıştık. Çipa takılması durumunda özellikle küçük fiber tekneler için teknede bulunanların usta olması gerekmektedir. Ön tarafa ve dengesiz yığılarak çıpayı çekmeye çalışmak ve ani motor gaz hareketleri sakin havada bile tekneyi alabora edebilir. Fırtınalı havalarda ise en doğrusu çipayla uğraşmak yerine ipi kesip şamandıra bağlamak, hatta hiç risk almayıp çipayı feda etmektir.
– Kurtarma çalışmaları için en önemli bilgi ilk kurtulan kazazedenin kendisidir. Doğru konum bilgisi alınıp alınmadığı konusu açık değildir. Kazazede karaya ulaştıktan sonra saat 15.00 gibi Sahil Güvenliğe haber verildiği belirtilmektedir. Bu saat itibarı ile hem denizdeki trol tekneleri hem de limandaki büyük tekneler arama kurtarma çalışmaları için seferber edilebilirdi. Limandaki görgü tanıkları arama kurtarma çalışmalarının 17.30 gibi başladığını belirtmekteler. Kazanın 12.00 civarında olduğu düşünülürse çok değerli saatler söz konusudur.
– Bu tip kazalarda arama kurtarma çalışmalarına balık meralarını iyi bilen amatör balıkçıların da dahil edilmesi zamana karşı yarışta yarar sağlayacaktır.
– Son olarak; hava kötü olduğu için neden denize çıkıldığı açıklığa kavuşmalıdır. Bu konuda birkaç olasılık mevcuttur.
– Kaptan aşırı cesaretlidir ve kendine güvenmektedir. Bu yukarıda açıkladığımız üzere büyük yanlıştır.
– Program önceden yapıldığı için kimse bozma cesareti göstermemiş ve birlikte yanlışa düşülmüştür.
– Enez dışından gelen konuklar ısrarcı olmuşlardır, bu da büyük yanlıştır.
– Bu dostlar arasında bir balık turu olmanın yanında tekne balık için kiralanmıştır. Bu da sıkça rastlanan bir durumdur. Akçalı işler bazen doğru kararlar vermeyi engelleyebilir.
– Neredeyse cevapları belli bir tek sınav ile yüz binlerce amatör denizci belgesi dağıtılması sonucu denizcilik konusunda yetersiz bilgiye ve donanıma sahip kişiler de tekne kullanabilmektedir. Bu durum gelecekte de deniz ve denizcilik konusunda bir sürü benzer olumsuzluğun yaşanmasına yol açabilir.
Gerekçesi ne olursa olsun olayda peş peşe gelen hatalar zinciri bulunmaktadır. Bu da tüm amatör, profesyonel denizcilere ders olmalıdır. Kazada ölenlere rahmet dilerken kurtulanlara da geçmiş olsun dileklerimi iletirim.
Sözün özü: Deniz muhteşem bir dosttur ama hata affetmez. Denize karşı ilk hatan yaşamdaki son hatan olabilir.
Şahane yazı.Hiç ama hiç denizcilikten anlamadığım halde soluksuz okudum.Çok ama çok aydınlatıcı.Teşekkürler.