ERDAL AKGÜL: “HAYVANCILIK SÜRÜNÜYOR”
Edirne’nin en büyük üreticilerinden yıllardır tarım ve hayvancılıkla iç içe yaşayan CHP’li Erdal Akgün, AK Parti’nin hayvancılığa yönelik uyarıların hiçbirini dikkate almadığını ve üreticiyi dinlemediğini öne sürdü.
Hayvancılığın yerlerde süründüğünü belirten Akgün, “3-5 hayvan bakarak evlatlarını okutan anaların önünde diz çöküp teşekkür etmeliyiz.” dedi.
Üretici Erdal Akgün, AK Parti’nin hayvancılığa ilişkin tüm politikalarını ve bugüne kadar üreticinin sesine kulak vermediği için de eleştirdi.
“BİZİ DİNLEMEDİLER”
“Hayvancılık yerlerde sürünüyor.” diyen Akgün şöyle konuştu: “17 yıldır hayvancılıkla ilgili yaptığımız uyarıların hiçbiri dikkate alınmadı. Yerelde biz, genelde mensubu olduğum Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Edirne’den yaptığımız duyuruları dikkate alarak iktidar partisinin hayvancılıkla tarımla ilgili politikalarına katkı vermeye çalıştık. Gerçekten yerelde siyaset yapan insanların uyarılarını dikkate alarak bunları parti propagandası haline getiren partime teşekkür ediyorum. Maalesef ve maalesef bizim bu uyarılarımızı Edirne’deki Adalet ve Kalkınma Partisi ciddiye almadı. Bizleri dinlemediler.
‘HAYVANCILIK SÜRÜNÜYOR’
Bugün hayvancılıkla ilgili geldiğimiz nokta yerlerde sürünüyor. Tarımda iktidarın yapmadığını döviz kuru yaptı. Ama hayvancılıkta etkisini hala göstermiş değil. Süt fiyatlarında herhangi bir artış gözlenmiyor. Et fiyatları üretici için karın doyurucu bir yön almadı. Çünkü bu işler anlayış meselesidir. İktidarın uygulama olayıdır. Hayvancılıkla ilgili ne süte ne besiciye yansımış herhangi bir şey yoktur. Çünkü bu iktidarın anlayışı 3-5 hayvanla hayvancılık olmaz anlayışı Türkiye’deki hayvancılığı bitirme noktasına getirdi. Ben onların 70’li 80’li yılların hayvancılığını incelemelerini istiyorum. O zamanlar Türkiye’nin nüfusuna göre 45 milyon olan nüfusumuzun o günkü küçükbaş, büyükbaş hayvan sayısıyla bugün 80 milyonu aşmış Türkiye’nin nüfusunu karşılaştırmalarını istiyorum.
‘DURUM VAHİM’
Gerçekten durum çok vahim. Sadece büyük sermayenin yapmış olduğu hayvancılığa katkı sağlamak küçük işletmelerin neredeyse kapısına kilit vurmasına yol açtı. İktidar olduklarından beri 3-5 hayvanla hayvancılık yapılmaz, 40-50 dönüm tarlayla tarım olmaz noktasındaki anlayış Türk tarımını ve hayvancılığını bugün resmen iflas ettirmiş durumdadır. 3-5 hayvan bakarak evlatlarını okutan anaların önünde diz çöküp teşekkür etmemiz gerekiyor. O analar evlat okuttular. Öğretmen, polis, asker yaptılar. Ama maalesef böyle bir hayvancılık kalmadı. Süt üreten tesisler müthiş modern hale geldi. Onların da süt bulmakta ne kadar zorlandıklarını üretici olarak görmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Hayvan varlığım %90 azaldı. Köy bazına vurduğumuz zaman örnek verecek olursak bir köyde bin litre süt çıkıyorsa bugün 250 litrelere düştü. Siyaseti ilgilendirmesi gereken bir hayvanın yavrulaması için saman balyasının üzerinde yatan insanlara önem verilmeliydi. Büyük sermaye zaten yapar. Adı üstünde büyük sermaye.
‘3-5 HAYVAN BAKIP EVLAT OKUTAN ANALARIN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKÜP TEŞEKKÜR ETMELİYİZ’
Hayvancılık esasında Türkiye’ye en kısa vadede bir adım daha öteye yükseltecek en kısa ve en doğru yatırımdır. Ülke ekonomisine çok kısa sürede katkı sağlayan bir iştir. Ama olmadı. Bizler eşimiz, çocuğumuz hastalandığında ‘Buzdolabında şu ilaç yok mu?’ derken hayvanımız hastalandığında mutlaka veteriner hekim çağıran insanlardık. Hayvanlarımıza önem veriyorduk. Güneş çarığı, çarık ayağı sıktı. İnsanlar ekonomisi daraldıkça, zora girdikçe hayvanlarını satmak zorunda kaldı. Büyük sermaye sadece devlet imkanlarını kullanarak almış oldukları büyük kredileri geri döndürmeyerek o işletmelerinin %90’ınını boş bıraktılar. Onlara verilmiş olan değerin %5’i benim dediğim tarzda küçük üreticiye verilseydi bugüne kadar orta işletme haline gelebilirdi.”