GAYTANCIOĞLU: “TARIMDA İTHALATLA NEREYE KADAR GİDİLECEK?”
CHP Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıolu, ithalata dayalı tarım politikalarına ve son olarak izin verilen buğday ithalatına yönelik açıklamada bulundu.
Gaytancıoğlu, “Geçtiğimiz günlerde, Toprak Mahsulleri Ofisi; ‘hububatta spekülatif kaynaklı fiyat artışlarının gıda enflasyonunu tetikleyici etkilerini önlemek ve hububatta fiyat stokçuluğunun önüne geçmek’ gibi nedenlerle, aslında her yıl yaptığı gibi bu yıl da ithalatın önünü açarak 500 bin ton buğday ile 60 bin ton arpa ithalatı için 25 Ağustos 2020 tarihinde ihaleye çıktı.” diyerek, pandemi öncesi ve pandemi dönemi hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:
“PANDEMİ ÖNCESİNDE; 15 Aralık 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye’deki buğday piyasasını düzenlemekle görevli kuruluş, bir zamanlar “çiftçinin kara gün dostu” olarak anılan Toprak Mahsulleri Ofisine 1,5 milyon buğday ithalat yetkisi verilmişti.
PANDEMİ DÖNEMİNDE; TMO, Resmi Gazete`de 18 Nisan 2020 tarihinde yayımlanan “Hububat ve Bakliyat İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Cumhurbaşkanı Kararı”nın ardından “Türkiye`de hububat ithalatında uygulanan gümrük vergilerinin sıfırlandığı ya da TMO’ya yeni ithalat yetkileri verildiği” şeklinde yanıltıcı ve yanlış yorumlar yapıldığı yönünde kamuoyuna açıklamalar yapmıştı. Bu açıklamalarda, TMO stoklarında, piyasalarda istikrarı sağlayacak miktarda ürün bulunduğu ve yaklaşan hasat dönemi de dikkate alındığında hububat piyasalarında arz yönünden herhangi bir sıkıntının öngörülmediğinin de altı çizilmişti. Yani, İTHALATA GEREK YOK, denmişti.
Yaklaşık dört ay önce herhangi bir stok sıkıntısı bulunmadığını açıklayan TMO’nun, bu yılın Ocak ayında 650 bin ton buğday, Şubat ayında 300 bin ton buğday, 25 bin ton arpa ile Mart ayında 175 bin tonluk buğday ithalat ihalesi gerçekleştirmiş ve 25 Ağustos 2020 tarihinde 500 bin ton buğday, 60 bin ton arpa ithalat ihalesine çıkmış olması, bundan sonra da ithalatı sıklıkla tercih edeceğini göstermektedir. Üstelik son buğday ithalatında ton başına ekmeklik buğday için 230, makarnalık buğday için 320 $ fiyat verilmiştir. Yani, bugünkü kur ile ekmeklik buğday için 1.710 TL/ton, makarnalık buğday için 2.350 TL/ton fiyat verilmiştir. Oysa hasat döneminde aynı TMO, Türk çiftçisinden ekmeklik buğdayı 1.650 TL/ton, makarnalık buğdayı 1.850 TL/tondan satın almıştı. Kaldı ki bu fiyatlar gümrük vergisiz fiyatlardır. Ekmeklik ve makarnalık buğdayda Dünya Ticaret Örgütüne bildirilen gümrük vergisi taahhüdümüz % 130’dur. Bu oran 2018’de % 45’e çekilmiştir. Ancak, AKP, son yıllarda uyguladığı niteliksiz tarım politikası yüzünden “yüksek çıkan gıda enflasyonu”nu bahane ederek gümrük vergisini % 0 olarak uygulamaktadır. Yani, Devletin hazinesine vergi kazancı sağlamak yerine sürekli yandaşa çıkar dağıtabilmek için çabalayan AKP, niteliksiz dış ticaret politikası ile gümrük vergisi almayarak hazinenin gelir elde etmesinin önünü kapamıştır.
Kendi çiftçisine TMO aracılığı ile makarnalık buğdayda en fazla 1.850 TL/ton ödeyen AKP, ABD ve Meksika çiftçisine son yapılan ithalatla 2.350 TL/ton ödemeyi kabul etmiştir. Yani, tonda 500 TL, Türkiye’nin çiftçisi yerine ABD ve Meksika’nın çiftçisine kazandırılmaktadır. Yine, ekmeklik buğdayda Türkiye çiftçisi yerine Rus ve Ukrayna çiftçisine ton başına 60 TL fazla ödemek AKP için bir utanç kaynağı olmamaktadır.
AKP’nin ekmeklik ve makarnalık (durum) buğdayda uyguladığı politika iflas etmiştir. 2015’ten beri Türkiye’nin buğday ekimi yapılan alanı, buğday üretimi ve verimi azalmaktadır. 2015 yılında 78,6 milyon dekarda buğday ekimi yapılırken bu alan 2019 yılında 68,5 milyon dekara gerilemiştir. 10 milyon dekar buğday alanı ekilmediği için son yıllarda sık sık saman ithalatı da gündeme gelmektedir. 2015 yılında 22,6 milyon ton olan buğday üretiminin 2019 yılında 19 milyon tona gerilediği görülmektedir. 2020 hasadının ise 18,5 milyon ton olarak tamamlanacağı öngörülmektedir. Türkiye genelinde buğday hasadı tamamlanmış olup TMO alımları geçen yılın altında kalmıştır.
Türkiye 2019 yılında Cumhuriyet tarihinin en fazla buğday ithalatını gerçekleştirmiştir. 2,5 milyar $ karşılığı yaklaşık 10 milyon ton buğday ithal edilmiştir. Bu rakam Türkiye buğday üretiminin yarısından fazladır. İthal buğdayın neredeyse tamamı un, makarna ve irmik üretiminde kullanılmakta, bu ürünlerin de bir bölümü ihraç edilmekte, iç piyasada değerlendirilmemektedir. Anlaşılan o ki Türkiye, 2020 yılında da “ithal buğday bolluğu olan ülke” olarak anılmaya devam edecektir. İthalata dayalı bu yanlış politikadan derhal vazgeçilmelidir. Amacı, “yurtta hububat fiyatlarının üreticiler yönünden normalin altına düşmesini ve tüketici halk aleyhine anormal derecede yükselmesini önlemek, bu ürünlerin piyasasını düzenleyici tedbirler almak” şeklinde tanımlanan TMO, her fırsatta görev tedbiri olarak ithalat yoluna gidip, üretimin devamlılığı için çiftçiyi desteklemek yerine piyasayı sürekli ithalat ile düzenlemeye çalışarak asıl görevini yapmamaktadır.
Tarım ve Orman Bakanlığı ile TMO’nun görevi; girdi maliyetlerini azaltmak, uygun kredi koşullarını yaratmak, zamanında maliyetlerin üstünde çiftçi kârını da gözeten taban fiyatları açıklamak ve yeterli alımı yapmak, çiftçi desteklemelerini artırarak ve zamanında ödeyerek buğday dâhil tahıl üretim alanı, verim ve üretim miktarını artırmak olmalıdır.
Pandemi koşullarının devam edeceği görüldüğünden ithalatçı politikalar yerine üretime yönelik teşviklerin de yer aldığı önlemleri alma yönünde AKP’nin bir çabasının bulunmadığı görülmektedir. Dünyada birçok ülkenin ihracata yasak koyduğu günümüzde Ağustos böceği misali üretim yerine ithalatı benimsemek, üretici yerine yandaşları düşünmekten başka bir şey değildir.”