“HAKLARIMIZ İÇİN BİRLEŞEREK DİRENMEYE KARARLIYIZ”

SOL Parti, Enez’de sokağa çıkarak hem zamları protesto etti hem de buğday üreticisinin sorunlarını dile getirdi.

Dün saat 12.00’de Enez Kalesi önünde toplanan SOL Partililer, Enez Cumhuriyet Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasında, “Bu ülke, bu halk satılık değil. Enez halkı bizi zamlarla yoksulluğa mahkûm edip ceplerini dolduran harami düzenine karşı ayakta. Kazanma gücü örgütlü mücadelemizdedir. Halkın kendi güçlü kollarındadır. Bütün emekçiler, işçiler, yurtseverler; umut ancak bizim ellerimizdedir.” dendi.

Açıklamanın ardından konuşan SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, örgütlü bir gücü var etmenin önemini vurgulayarak mücadele çağrısı yaptı.

İşleyen, konuşmasında şunları ifade etti:

“Bir seçim geride kaldı. Her tür hile, yalan ve manipülasyona başvurup seçimi kazanan iktidar kendisini ülkenin tapusunu almış zannediyor.

Okullarda tarikat egemenliği için planlanan ÇEDES bir yanda, Akbelen’de ve pek çok yerde yağmacı şirketlerin saldırıları bir yanda. Her gün gelen zamlar ve hayat pahalılığı bir yanda.

Bütün bu saldırılara karşı haklarımız için birleşerek direnmeye kararlıyız. Bugün Enez’de bu iradeyi bir kez daha ortaya koyuyoruz. Bu iktidara karşı mücadele eden, bu ülkenin yürekli insanları umutsuzluğa kapılmasın.

Kişisel hırs ve ikbal peşinde koşan muhalefet partileri gaflet ve teslimiyet içinde olabilirler. Ama Akbelen’de 7’den 70’e direnen ülkenin yurtseverleri de gösteriyor ki bu ülke sahipsiz değil. Devrimciler en zor koşullarda bu topraklarda mücadele etti, bugün de bu büyük kararlılıkla mücadele devam edecek.

Seçimlerden önce meydan meydan ‘dış güçler’ mottolarını ortaya attılar. Seçimden sonra önce ABD ve NATO’ya teslim oldular. Ülkenin ekonomisini IMF programına demirlediler. Körfez’in kirli para babalarından para dilendiler.

Bunun sonucu her gün yağan zamlar, hayat pahalılığı ve sefalettir. Kriz dedikleri yoksuldan, çalışandan, işçiden, köylüden alıp zenginin kasasını dolduran servet transferidir.

Bütün kazanılmış haklarımız ortadan kaldırıldı. Eğitim paralı, sağlık paralı, her şey özelleştirildi. Toprağımızı üretemez, ürettiğimizden kazanamaz hale geldik. Bütün bunlar hepimizin her gün en derinden yaşadığı sorunlar. Asıl mesele bununla nasıl baş edeceğimiz.

İşçisiyle, köylüsüyle bir araya gelip hakkımızı savunmazsak kimse bize haklarımızı bahşetmeyecek. Büyük bir cehalet ve sefalete sürüklenmiş bu ülke bir avuç haraminin, soyguncunun elinde 20 yıldır olduğu gibi parça parça, haraç mezat satılacak.

Kazanma gücü örgütlü mücadelemizdedir. Halkın kendi güçlü kollarındadır. Bütün ülkemizin emekçilerine, işçilerine, yurtseverlerine çağrımızdır.

Şimdi bu ülkede bir barikat var. Barikatın bir tarafında jandarma, polis korumasında ülkenin değerlerini kendileri için çalan yağmacılar; barikatın bu tarafında ise bu kötülüğe karşı çıkan bu ülkenin onurlu, yürekli emekçi milyonları var. Herkesi bu mücadelede birleşmeye çağırıyoruz.”