Reklam
Reklam

İL KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ NE İŞE YARAR? (2)

Ulaş Demiray
Ulaş Demiray
  • 13.01.2025

Yazımızın ilk bölümünde Kültür Müdürlüklerinin asli görevlerini kenara bırakıp TÜRSAB tekelleşmesinin bekçiliğini yaptığının ve bizi acıtan bir örneğini paylaşmıştık. Bu gayretkeşlik elbette sadece Edirne İl Kültür Müdürlüğüne özgü değildi. Özel bir yasa ile ticari bir süreci mevcut yasaların, hatta anayasanın ötesine taşıyan bu absürd uygulamanın, toplumun kültürel gelişmesine ne kadar zarar verdiğini de bizden önce bu bakanlığın yetkililerinin görmesi ve itiraz etmesi gerekirdi..

***

TÜRSAB tüm kanalları ve gezi organizasyonlarını kapatıp tekelleşme çabasını devlet eliyle gerçekleştirmeye çalışırken insanların, öğrencilerin, gençlerin, kadınların seyahat özgürlüğünü ne bahasına olursa olsun kısıtlamanın yasal kılıflarını arıyor. Yılardır bu anayasaya aykırı tutumla okulların, derneklerin düzenledikleri bu gezileri önlemenin çarelerini arıyorlar. Ne var ki okulların gezilerini önleyemeseler bile öyle ayrıntılara, formalitelere boğuyorlar ki okulların Edirne merkezden Karaağaç’a bile gezi düzenlemeleri imkansız hale geliyor. Ben yıllardır Edirne’den kalkıp Enez’e gelebilen bir okul gezisi hatırlamıyorum. Halbuki çağımızda gezi olmadan öğrenimde başarılı olmak mümkün olmadığı gibi bu yaklaşım ezberci bir eğitimde ısrar etmek demektir..

1985’lerde Kuşadası’na da her ay yanaşan bir okul gemisi ile çocukların, dünyayı dolaşarak öğrenim gördüklerine tanık oluyorduk. Bizler de onlara imrenirdik. Bizim çocuklarımız ise Edirne’den kalkıp Enez’e dahi gelemiyorlarsa bu TÜRSAB’ın eğitime vurduğu darbedendir.

***

Bu arada özellikle bazı belediyelerin her hafta, hatta her gün Edirne’ye cami gezileri, Çanakkale’ye şehitlik ziyaretleri, Anıtkabir Atamızı anma ziyaretleri nedense bizim uğradığımız muameleye uğramıyorlar.. Yanlış anlaşılmasın. Belediyelerin ya da bazı derneklerin bu tür geziler yapmasına karşı olmadığım gibi bunun çok yararlı bir kültürel süreç olduğuna inanıyorum. Selimiye’de namaz kılmak için yola çıkanların Edirne’ye gelmişken Arkeoloji Müzesi’ni, Karaağaç Lozan Anıtı’nı da rehber eşliğinde görmesinin, öğrenmesinin yararına inanıyorum. Ben İl Kültür Müdürlüğünün ortaya çıkan ayrımcı yaklaşıma isyan ediyorum..

Bizim 6 Ağustos’taki Kültür gezimiz de en az belediyeler ve dernekler kadar masumane ve usulüne uygun iken uğradığımız muamele bir büyük ayıptır. Eğer Belediyeler gezi düzenleyebiliyorlarsa niçin sahte acente muamelesi görmüyorlar? Bunun İl Kültür Müdürlüğü’nce izahı, ya da özellikle Derneklerin GEZİ DÜZENLEYEMEYECEĞİ ile ilgili net ve sarih bir yasa maddesi varsa bunun açıklanması gerekir. Bekliyoruz.

***

15 yıldır Enez’den amaçlarımız doğrultusunda yurt içi ve yurt dışı geziler düzenliyoruz. Bu gezileri elbette 1618 s. Yasa ile yetkili kılınmış, Keşan’da, Edirne’de, Enez’de faaliyet gösteren seyahat acenteleri ile müşterek olarak yürütüyoruz. Onlardan araç ve rehber temin ederek yapıyoruz. Şimdi İl Kültür Müdürümüze soruyorum: Eğer bu uygulama yanlışsa 15 yıldır bizleri niçin uyarmadınız? Doğrusu neydi; bir açıklama yapıp tüm dernekleri bilgilendiremez miydiniz? Hiç yoksa bugün itibarıyla tüm Derneklere, belediyelere, okullara şu yasanın şu maddesine göre GEZİ DÜZENLEMEK yasaktır şeklinde bir duyuru/uyarı yapmayı düşünüyor musunuz?

***

Yazı yine uzayacak. Galiba 3’ncü defa yine buluşacağız. O nedenle bugünkü yazının kıssadan hissesi olarak İl Kültür Müdürlüğünün, bu yasakçı zihniyet yerine AB fonlarından da yararlanarak ya da yararlandırarak 1618 s. Yasayı da dışlamadan, insanların, öğrencilerin, gençlerin, kadınların daha uygun koşullarda, daha uygun ücretlerle, daha öğretici geziler için önderlik etmesini, ya da bu gibi ciddi derneklerin desteklemesini öneriyorum. Enez’in önemini, kıymetini gelip görmeyen bilemez. Bilmeyen de Enez’e bir çivi çakamaz.. Bu sadece halkımız için değil tüm Edirne Bürokrasisi için geçerlidir. Gezi hakkımızın gasp edilmesine seyirci kalmamak her şeyden önce Edirne İl Kültür ve Milli Eğitim Müdürlüklerinin görevidir. Üretecekleri projelerle gezen, gören, konuşan, tartışan bir toplum yaratmak bu makamların öncelikli görevi olmalıdır.

Seyahat özgürlüğü de diğer insan hakları gibi vazgeçilmez terk edilmez, devredilmez özelliktedir. Ancak, savaş, bulaşıcı hastalık, olağanüstü hal gibi şartlarda geçici süre ile kısıtlanabilir.  Ticarete konu dilemez..

(DEVAM EDECEK)

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ