İNTERNETTE KİRLENME (2)
İntihal, bir kişinin eserinde başka kişilerin ifade, buluş veya düşüncelerini kaynak göstermeksizin kendisine aitmiş gibi kullanması. İntihal bir tür sahtekârlık ve hırsızlıktır. Edebiyat tarihimizde bir çok ünlü yazar ve şairlerimizde de rastlandığı gibi eser (ç)alıntılama yapıla gelmektedir. Gençlik yıllarımızda dillerde dolaşan bir çok argo içerikli fıkra hiçbir ilgisi olmadığı halde Namık Kemal’e addedilirdi. Ancak o fıkraların, bir halk nüktedanı olan Namlı Kemal adlı birine ait olduğunu öğrendiğimizde çocukluğumuz gerilerde kalmıştı.
Son zamanlarda internette birçok bilgi kirlenmesiyle birlikte yeni bir hastalık ortaya çıktı. Beğenilen bir söz, bir dörtlük ya da bir şiir yazanına büyük saygısızlık yapılarak bilinçsizce rastgele başka sanatçıya addedilmekte ve yüzlerce kez paylaşılarak işin içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Yazımın 1. bölümünde açıkladığım gibi bu (ç)alıntılamanın paylaşımının rekor düzeyde olduğu Be Hey Dürzü, adlı şiir hâlâ Neyzen Tevfik adıyla paylaşılmaktadır. Araştırmacı Yazın insanlarının uyarılarına karşın emeğe saygısızlık sürmektedir.
Konu aslında beni de çok yakından ilgilendiriyor bir (ç)alıntılanma mağduru olarak. Söz konusu sanal paylaşımlarda ne yazık ki bana ait dizeler de paylaşım rekoru kıracak gibi görünüyor.
”Et ete değdi can oluştu, kurşun cana değdi kuş uçtu, can uçtu./ demiri demirle dövdüler biri soğuk biri sıcaktı, insanı insanla kırdılar biri tok biri açtı./ Bosna Bosna gülüm benim, seninle ağlar gönlüm benim./başıboş kızgınlıklar fırladı yüreklerden. / erikler meyveye durmuştu, kar, bora, fırtına./ bombalar yağdı yağmurların ardından./ yıkıldı umutlar, yıkıldı yandı kentler./ karaca yavruları gibi kaçıştı insanlar./ kanadı kırık kuşlar gibi avlandılar./ ölüm kustu namlular./ şehir ortaları kanlıydı, kanlıydı mezarlıklar./ su başlarında, ekmek kuyruğunda yakaladı ölüm kaçamadılar./ Bosna Bosna gülüm benim, seninle ağlar gönlüm benim./
O insanların şehir ortalarında acımasızca öldürüldükleri günleri anımsayanlar vardır. Bosna’daki savaşın yarattığı duygu yoğunluğuyla yazdığım bu şiir, bugün kaynak olarak gösterilen internetin daha esamisi okunmazken 1999 yılında basılan ilk şiir kitabım “YÜREKTEKİ İZDÜŞÜMÜ”nün 35. sayfasında yayınlandı. Sonra nasıl olduysa işgüzarın birisi, ilk dizelerimi Pir Sultan Abdal’a addederek, bir yerler not düşmüş ve bu çığ gibi büyüyerek Ekşi Sözlük’e varana dek yaygınlaşmış.
Yazar Bilim insanı alanında saygınlığı tartışılmaz Sayın Ali Murat İrat hocamla geçen yıl Didim Barış Şenliği etkinliklerinde konuyla ilgili yardım isteğime, yaptığı araştırma sonucunda gönderdiği iletisinde, “dizeler size aittir,” Yanıtını aldım. Aynı sıkıntımı kitabımdaki şiirimle birlikte rahmetli Tayfun Talipoğlu’na ve Sevgili Zülfü Livaneli’ye dile getirdim. Tayfun Talipoğlu “İkinci Neyzen Tevfik olayı gibi, gazetedeki köşemde dile getireceğim hocam.” dedi. Takip edemediğim için sonucu bilmiyorum. Zaten kısa bir sonra onu yitirdik.
Zülfü Livaneli’de gülümseyerek, “Ne yazık ki böyle durumlar oluyor, örneğin ‘Vurulduk Hey Halkım Unutma Bizi’ şiiri bana ait olduğu halde Sevgili Uğur Mumcu’ya addediliyor. Olsun, ben bundan rahatsızlık duymuyorum.” açıklamasını yaptı.
Sayın Meral Akşener, geçtiğimiz günlerde grup toplantısında bu dizeleri, yine Pir Sultan Abdal’a addederek söyledi. Ben de bunun üzerine bir e- mail ile aydınlatıcı açıklamalarımı, yukarıdaki örneklerle yaptım. Ama bir dönüş olmadı.
Son söz; Pir Sultan Abdal’ın tüm yapıtları dörtlüklerden oluşmaktadır ve hece ölçüsüyle yazılmıştır. Bu dizeler ise serbest vezinle yazılmıştır.
Lütfen emeğe saygı. Esen kalınız…