“İVEDİLİKLE EKONOMİ İVMENİN KABUL GÖRMÜŞ METOTLARINA GERİ DÖNÜLMELİ”
Keşan Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) yöneticileri tarafından bugün yapılan basın toplantısında, faiz düşürme stratejisinin ekonomiye düzgün sonuçlar yansıtmadığı ortaya konuldu ve “İvedilikle ekonomi ivmenin kabul görmüş metotlarına geri dönülmeli.” denildi.
Keşan TSO Binasında gerçekleşen ve saat 12.30 sıralarında başlayan basın toplantısına; Keşan TSO Meclis Başkanı Orkun Özkaya, Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Şapçı, Yönetim Kurulu Başkan yardımcıları Murat Arıkan ve Kadir Mutaf katıldı.
ŞAPÇI: “SİGORTA PRİMİNİN TEKRAR DÜZENLENİP İŞVERENE DESTEK VERİLMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Toplantıda ilk olarak konuşan İsmail Şapçı, asgari ücrette yapılan artışın, işçi açısından iyi olduğunu belirterek, şunları ifade etti: “Öncelikle asgari ücret alan herkese hayırlı olsun ve Allah güle güle harcamayı nasip etsin. Bu güncelleme iyi de oldu. İşverenler açısından baktığımızda, asgari ücrette gelir ve damga vergisi alınmıyor gibi gözüküyor. Fakat yine de daha çok kişi çalıştıran şirketlerde veya işletmelerde sıkıntı olacağını düşünüyorum. Bu yüzden SGK primlerinde düzenlemeye gidilmesi ve işverenlere destek olunması çağrısında bulunuyoruz. Bilindiği üzere artan maliyetlerle beraber asgari ücretin de artması işletmelere sıkıntı yaratabilir. Bunun için de aynı zamanda sigorta priminin tekrar düzenlenip destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
“ÇÖZÜMÜNÜN BULUNMASINI RİCA EDİYORUZ”
Döviz kurlarındaki artışın sadece gıda değil her türlü ürüne yansıdığını dile getiren Şapçı, “Piyasalardaki ön görülmez hareketlilik ve döviz kurlarındaki aşırı dalgalanmaları hep beraber endişeyle izliyoruz. Çünkü hepimizin maliyetleri buna istinaden artıyor. Baktığımızda gıda değil her türlü malın maliyeti git gide artıyor. Şu anda daha zam gelmeyen fakat önümüzdeki günlerde de zam geleceğini düşündüğümüz işletmelerimize, tüketicilere zararlı, sıkıntılı olabilecek noktalara ulaşmadan, ekonomi anlamında yüksek kurun sıkıntı yaratacağını düşünerek bunun tekrar değerlendirilmesini ve çözümünün bulunmasını rica ediyoruz.
“ELİMİZDEKİ DÖVİZDEN DEĞİL, TİCARETTEN KAZANMAK İSTİYORUZ”
Kimse malını, stokunu satmak istemiyor. Çünkü yerine ne koyacağını bilemiyor. Hızlı artan döviz kurları öngörmezlik yaratıyor. Umarım en kısa zamanda tekrar öngörülebilir ekonomik modele geçeriz. Bölgemizde Yunanistan ve Bulgaristan ülkelerinden ağırlıklı olarak turistlerin gelmeleri bizi mutlu ederken, bunu, paramızın bu kadar değersiz seviyede kalmamasını temenni ederek söylüyoruz. Öngörülebilir ve güven ortamı olacak şekilde ticaret yapmak istiyoruz. Elimizdeki dövizden ya da altından kazanmak değil, ticaretten, ekonomimizle ve üretimimizle kazanmak istiyoruz. Umarım en kısa zamanda bu durumdan vazgeçilir ve tekrar ekonomi ilminin esaslarına uygun bir şekilde ekonomimizi yürütürüz.” dedi.
ARIKAN: “FAİZİ SADECE TÜRKİYE AZALTTI”
Şapçı’dan sonra söz alan ve “Allah herkesin yardımcısı olsun.” diyen Murat Arıkan, şunları söyledi: “İnşallah ülke olarak bunun üstesinden geliriz. Dövize olan talep, döviz kurlarındaki artışı sağlıyor. Döviz kurları sürekli yukarıya doğru giderken tüm ekonomik dengelerimizi bozuyor. İş dünyası olarak, maliyet hesaplaması yapmamamız ve sattığımız malı yerine koyamamamızın sorununu yaşıyoruz. Dolayısıyla bu bir durgunluğa yol açmakta ve ticareti, olamayacak pozisyonuna getirmektedir. Aralık 2021 itibarı ile birlikte 55 ülke faiz açıklaması yaptı. 40 ülke sabit tutup 14 ülke faiz artırırken sadece Türkiye azalttı.
“İŞ DÜNYASI OLARAK BU FAİZ DÜŞÜRÜMÜNÜ ŞAŞKINLIKLA İZLİYORUZ”
Amerika’da son 40 yılın en büyük enflasyon rakamları var. Dünyada ekonomik kriz olduğu aşikâr. Fakat bizim faiz modeline göre oluşturduğumuz bu faiz düşürme stratejisinin ekonomiye düzgün sonuçlar yansıtmadığı ortada. Biz iş dünyası olarak bu faiz düşürümünü şaşkınlıkla izliyoruz. İvedilikle ekonomi ivmenin kabul görmüş metotlarına geri dönülmeli. Bizce yapılan yanlış. Bir an önce ekonomik ivmenin gerekleri neyse onu yapılması gerekiyor. Son 2 yıldır piyasalarda esnafımız, KOBİ’lerimiz, işetmelerimiz zaten düzgün iş yapamadılar. Herkes bir krizden, yorgunluktan çıktı. Tam kendini toparlayacak, piyasalar etkisini gösterip tekrar eski işlerimize döneceğiz derken şu anda alım satım yapamaz
duruma gelmek üzereyiz. Ekonomi bir ilimdir. Ekonomi ilminin her şeye çaresi var. Bu yüzden bir an önce bu ilmin gerekliliklerine geri dönmemiz lazım. İnşallah 2022’de ilimin gerektirdiği daha doğru metotları konuşacağımız bir yıl geçiririz.”
“DEVLET BANKASI SABİT FAİZ POLİTİKASIYLA KREDİ VERMİYOR”
Politika faizi düşürülürken, ticari kredilerin değişken faiz oranlarıyla verildiğini vurgulayan Murat Arıkan şöyle devam etti: “Politika faizimiz düşüyor. Fakat ticari kredilerde 12 ay ve sonrasını devlet bankası sabit faiz politikasıyla kredi vermiyor ya da vermek istemiyor. Değişken faizle veriyor. Politikada düştü ama reelde faizler düşük değil. Bugün bir özel bankalara gittiğinizde pazarlık halinde %2 ile 23 arasında. Bu faiz modelli ekonomik stratejisini uygulayan ya da başarılı olan ülke yok. İnşallah 2022’de ivedilikle iktisat ilminin gerekleri yapılır.”
MUTAF: “İŞ İNSANLARI, YENİSİNİ YERİNE KOYAMAMA RİSKİNİ GÖREREK MALINI SATMAKTAN KORKUYOR”
Kadir Mutaf da ekonomideki ortaya çıkan tablonun ürkütücü bir hal aldığına işaret ederek, şunları söyledi: “İş insanların, sattıkları ürünün yerine yenisini koyamama riski gördüğünden dolayı malı satmaktan korkuyor. Üretmek, ticaret yapmak yerine işçilik, kıdem, ceza ve denetleme gibi riskleri almayarak elindeki sermayesini döviz geliri elde etmeye zorlandığı bir dönem yaşıyoruz. İş dünyası olarak korkuyoruz. Buna rağmen her türlü eleştiriye kapalı bir dönemi de yaşıyoruz. İyi niyetli çağrıların karşılık bulduğu, bütün paydaşların çözüme katkı sunduğu bir ekonomik modelin acilen uygulamaya konulmasını bekliyoruz. İş dünyasını temsilen buradayız. Her toplantı ve açıklamamızda destek gibi söylemlerde bulunuyoruz ama biz aslında destek değil, öngörülebilir piyasalara güven veren bir ticari sistemin biran önce uygulamaya geçmesini bekliyoruz. Biz bugün bağlı olduğumuz kurumlara güvenerek işletmelerimize devam ediyoruz. Ağustos ayında Merkez Bankası’nın açıkladığı 2021 yılsonu dolar tahmini 8.94 ama bugün ortaya çıkan döviz kurunun hali maalesef işler acısı ve bu hepimizi ürkütüyor. Tabii Keşan Ticaret ve Sanayi Odası olarak bizler aslında sınır ticaretinden dolayı yabancı turistlerin sıklıkla günü birlik gelerek alışveriş yaptığı bölgede bulunuyoruz. Kısmen bunu burada üzücü de olsa her gün içerisinde yaşıyoruz. Gelen turistlerin bölgemizden alışveriş yaparken ne kadar avantajlı olduklarını birebir yaşıyoruz. Bu da aynı zamanda bizi kendi vatandaşlarımızın bulunduğu durumu endişeyle talip etmemize neden oluyor.
“BİR AN ÖNCE FAİZLER POLİTİKA FAİZİNE UYGUN HALE GETİRİLMELİ”
Aynı zamanda bugün küçük esnafın, KOBİ’lerin pos oranlarında da bir güncelleme olmadı. Çünkü bankalar bugün çalıştığı firmaların pos oranlarına, mevcut kredilerinde herhangi bir iyileştirme yapmıyor. Acilen bununda çağrısını yapmak istiyoruz. Biran önce buradaki faizlerinde politika faizine uygun hale getirilmeli. KOBİ’leri temsilen bizlerin görevi diye düşünüyorum.”
ÖZKAYA: “ÖNGÖRÜLÜR BİR EKONOMİYLE DEVAM ETMEMİZ GEREKİYOR”
Toplantıda son olarak Meclis Başkanı Orkun Özkaya söz aldı.
Sözlerine “Evde, pazarda, çarşıda, dükkânda herkes ‘ne kadar gider, nereye gider’ şeklinde döviz kurlarını konuşuyor.” diyerek başlayan Özkaya, “Böyle aşırı ve hızlı bir yükseliş, aşırı bir Türk Lirası’nın değer kaybından dolayı ticaret durma noktasına geldi ve vadeler kapandı. Fiyatlar günlük, saatlik ya da öğlene kadar geçerli. Kimse ticaret yapamaz durumda. Odamız olarak en kısa sürede öngörülebilir bir ekonomi modeliyle kurların daha fazla artamayacağı ya da duracaksa nerede durabileceği, bu Türk modelinin ne olduğunu gayet iyi şekilde açıklamalı ki ön görülür bir ekonomiyle devam etmemiz gerekiyor. Ticaretin işleyişi bozuldu ve vadelerle bakiyeler olmak üzere her şey kapandı. Mal tedarikinde sıkıntı var. Piyasaya ya satmak istenmiyor ya da kısıtlı satılıyor. Kısıtlı olunca otomatikman 3 lira olan mal 3,5 yada 4 liraya yani değerinin üstünde satılmak zorunda kalınıyor. Ticarette tam bir bozulma var. Ümit ediyoruz ki döviz kuru makul bir seviyeye gelir ya da makul bir seviyede durur. Çünkü kimse nerede duracağını bilmiyor. Şu anda ne yorum yapsak yanlış olur. Ümit ediyoruz ki inşallah en kısa sürede ticaretimiz, döviz kurumuz ve her şey makul bir seviyeye gelir. Maalesef düşen faizler, ticari krediler yönünde yansımıyor.” şeklinde konuştu.