Reklam
Reklam

JEOTERMAL ENERJİ BİR NİMETTİR…

Ulaş Demiray
Ulaş Demiray
  • 10.02.2025

Boztepe’nin, Türkmen’in, Akçeşme’nin, Kılıçköy’ün sakinleri “Köyümüzde Jeotermal istemiyoruz” diyerek eylem yapmışlar. Kaygılarında haklı olabilirler. Ama bu haklılık ve tepki Jeotermal Enerji’ye karşı değil de, tesisin yer seçimine, getirilmek istenen teknolojinin geçerliliğine ve kullanım çeşidine karşı ise hepimiz o eylemin içinde olabilmeliyiz.. Aksi takdirde tümüyle jeotermal enerjiye karşı çıkmak bana göre doğru bir iş değildir. Çünkü enerji olarak %70 dışarıya bağımlı ülkemizde jeotermal enerji hepimiz için büyük şanstır. Bunu engellemek değil, süratle değerlendirmek gerekir…

***

1989-1994 yılları arasında Aydın İl Genel Meclisi üyesiydim.. Zamanın efsane Aydın Valisi Recep Yazıcıoğlu Aydın ilinin dünya çapındaki jeotermal enerji potansiyelini değerlendirmek için bir proje yaptırdı. Bu projeye göre Aydın ilinin neredeyse tüm İlçe merkezleri bu potansiyel jeotermal enerji ile ısıtılacak ve hatta yine bu enerji ile yaz aylarında tüm bu ilçeler soğutulabilecekti. Ayrıca 20 bin dönüm arazide oluşturulacak seralarda da bu enerji sıfır maliyetle kullanılabilecekti.. Proje maliyeti ise sudan ucuz bir rakamdı. 90 milyon dolar civarında idi.. Yani bu proje iki senede kendini ödeyebiliyordu.. Projenin bir tek riski, kullanılan termal suyun reenjekte ile tekrar doğaya döndürülüp döndürülememesi idi.

***

Bugün varılan teknoloji seviyesinde reenjeksiyonun artık çok da sorun olmadığı ortaya çıktı. Yani bu uygulanması gereken harika ve çok doğru bir proje idi.. Ama Valiler değişti, araya üç harfliler karıştı. Önce bürokraside engellemeler yaşandı. Ardından zannımca doğal gazcılar çevreci dostlarımıza gaz vererek, yanıltarak köylülerimizi, tarımla uğraşanlarımızı korkutup tedirgin ederek bu işi engellemeyi başardılar.

Başarmak zorundaydılar; çünkü ülkenin sermaye sahipleri için en masrafsız, en kolay, en karlı doğal gaz projesinin aynı bölgede yaşama geçmesi, bu projenin ortadan kalkmasıyla mümkündü. Nitekim o güzergahta doğal gaz projesi tamamlandıktan, artık geri dönülmesi mümkün olmayan noktaya gelindikten sonra çeşitli özel şirketler bu yörede bu termal enerjiyi kendi kafalarına göre, üstelik gerçekten çevreye de zarar verecek şekilde devreye soktular. Kasalarını, oturdukları yerden hala doldurmaya devam ediyorlar. Çünkü bu sektör gerekli yatırım yapıldıktan sonra, –Trakya’nın çeltik ziraati gibi- işletme masrafı ve riski de fazla olmayan ballı bir sektördü.…

***

Ülkemizin genç kuşağının çevreye olan duyarlılığını takdir etmemek, alkışlamamak mümkün değildir.. Ama acaba her olaya karşı çıkışımızda yerden göğe haklı mıyız? Bu konularda tavır koyabilmek için öncelikle bu işe önderlik edecek olan kişiler, dernekler, STK’lar meydanlara çıkmadan önce konuyu gerçekten bilimsel olarak inceleyip değerlendirmelidirler.

***

Enerji olmadan kalkınma hayaldir. Öyleyse Ülkemiz hiç dışa bağımlı olmadan, karbon salınımı yapmadan, nerdeyse tükenmesi mümkün olmayan, kömür, mömür, doğal gaz kullanmadan çevre dostu bu enerji ile ülkemizin % 70 ini ısıtabilecek bir potansiyele sahipse buna arkamızı dönemeyiz. Yok sayamayız. Karşı çıkamayız.. Elbette tarım en vazgeçilmez uğraş konumuzdur. Ama köylülerimiz bu proje ile belki de köylerinde sera tarımı için bir fırsat yakalamış da olabilirler.

Karşı çıkmadan önce iyi araştırmak, gaza gelmemek, geleceği iyi hesap etmek gerekir.

 NOT : Reenjeksiyon yüzeye çıkarılıp ısıtmada kullanılan suyun doğaya sızdırılmadan yeniden çıkarıldığı yere, yani yeraltına geri gönderilmesidir..

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ