KİME VE NEDEN OY VERECEĞİM
Artık yolun sonuna geldik. Pazar günü yerel yönetimlerde 5 yıl boyunca bizleri hangi kadroların yöneteceğine karar vereceğiz. Sancılı bir dönemden geçiyoruz ve seçim için kriterlerimizi doğru belirlememiz gerekiyor. Hiç bir adayın ülkeyi kötü yöneteceğine inananlardan değilim. Herkes kıymetli benim için. Ve özellikle söylüyorum ki hele kasabalarda her partiden gerçekten değer verdiğim insanlar aday oluyorlar. İktidarın söylemlerinin aksine kimseyi ayrıştırmıyorum, ötekileştirmiyorum, kanıksamıyorum. Ve aslında birazda kıskanıyorum. Keşke genç olsaydım da yönetimlerde kendi projelerimi hayata geçirecek fırsatları kullanabilseydim.
Yerel yönetimler ülke genelinde uygulanan politikaların bir nevi uygulayıcısıdır aslında. Politikaları merkezi hükümet belirler ve yerel yönetimde bunları uygular. Peki her zaman bu böyle midir? Yerel yönetim inisiyatif kullanabilir mi? Bazı alanlarda evet ama genelde hayır. Peki biz oyumuzu neye göre belirleyeceğiz? Adayın çalışkanlığına mı? Popülaritesine göre mi? Partisinin politikalarını uygulayabilecek konumda olmasına mı? Neye göre?
Bunun cevabı ülkede yaşanan sorunlarda yatmakta. Ülkede savaş yok ama ağır bir ekonomik kriz yaşanıyor. Ağır bir enflasyonist süreç yerini hiper enflasyona bırakma noktasına geldi. Halk özellikle çalışan kesimler ve emekliler de geçim sıkıntısı had safhada.
O zaman yerel yönetimler halka destek vermeli, çiftçiye yem gübre desteği vermeli, hayati önem arzeden su elektrik gibi konularda ‘yaşam hakkı’ desteği vermeli. Çalışan annelere kreş, yol hizmeti verecek yatırımları yapmalı.
Ben bu hizmetleri yapana oy vereceğim.
Ülke global şirketlerin önce şirket satın almalarına sonra doğa talanına ve giderek vahşi maden çıkartma planları ile topraklarımın talanına müsaade etmeyecek yönetimlere oy vereceğim.
Özel mülkiyeti kaldıran acil kamulaştırma yoluyla halkın mallarına el koyan, zeytinlileri yağmalayan, kıyı talanına izin veren ve bazı alanlarda anayasayı bile rafa kaldıran yönetimlere oy vermeyeceğim. Ama karşı mücadelede bayrak açan yönetimlere oy vereceğim.
Ülkem yoksulluk endeksinde son sıralarda ise, uyuşturucu tacirlerinin baronlarının toplanma noktası olmuşsa, ülkemde artık silahlı çatışmalar içine bile girdilerse müsaade eden yönetimlerin yanda asla olmayacağım. Mücadele edenlere destek vereceğim.
Çalışan kesimlerin örgütlenme haklarına saygı duymayan, sendikalaşan işçileri işten atan, sendikalı sayısını 6.5 milyondan 1.5 milyona düşüren baskı yönetiminden yana oy kullanmayacağım. Özgürlüklerden yana oy kullanacağım elbette.
Ülke toprağı ve zenginlikleri kutsalımdır. Suriye’de 10 dönümlük vatan toprağını koruyamayan, Ege’de 20’den fazla ada ve kayalığın işgaline ses çıkaramayan, Akdeniz’de ve Ege’de mavi vatan kapsamında çok büyük alanları kaptıran hakkımızı koruyamayan boş hamasetlerle halkı doğru bilgilendirmeyen yapıların yanında asla oy kullanmayacağım. Muhalefetin cephesinde yer alacağım.
Büyük bir deprem yaşadık. Nerdeyse 3 gün halka ulaşamayan, ulaşan askeri birlikleri geri çeken, AFAD’ı doğru kullanamayan, Kızılay’ı sahaya sürmeyip üstelik halka çadır satan, verileri doğru yayınlamayan hükümet cephesi yanında oy kullanmayacağım elbet. Ne deprem fonundaki olması gereken 750 milyarı nede yardım toplanan 120 milyarı nerde nasıl kullandığını dahi açıklayamayan iktidarın yanında asla yer almayacağım.
Ülkenin mali kaynaklarını çarçur eden, hasta garantili, yolcu garantili, geçiş araç garantili tüm işlerin aslında bir yap-işlet-devret işi olmadığı 15, 20, 25 yıl vadelerle ve dolar karşılığı ihalelerin aslında ilk 3 yılda borcunun bittiği ama daha yıllarca ödenecek haksız ve artık nerdeyse soygun olarak nitelenecek konuma geldiği bir gerçek. Bu olay ülkede emekli ve çalışanlara gitmesi gereken kaynakları yok ediyor. Emekliler açlık sınırında bir yaşama zorlanıyor. Yetmiyor ülkede vergi toplanmıyor affedilen vergiler, vakıflar yoluyla kaçırılan vergiler, hibe olarak dinci tarikat ve derneklere aktarılan vergiler ağır bir yıkıma neden olmaya başladı, ülkem bunları hak etmiyor.
Daha da çok uzatabiliriz aslında. Ülkenin geneli benim yerel yönetimlerde bazı sevdiğim arkadaşlar başka başka partilerde olsa da, ülkeye yeniden demokrasinin yerleşmesi adına, halka desteğin en üst düzeyde ulaşması adına, rantın değil hizmetin esas alınması adına oyumu Atatürk’ten yana kullanıyorum.
‘Benin iki büyük eserim var. Biri Türkiye Cumhuriyeti diğeri Cumhuriyet Halk Partisidir. K. Atatürk’ Her ne kadar Baykal’dan beri yöneticilerini beğenmesem de ülkenin son ekonomik koşullarda özellikle büyükşehirlerde, afetlerde hükümetten çok daha fazla çalışıp iş ürettikleri için, halka destekte artık umut oldukları için… BEN MUHALEFETE OY KULLANIYORUM.