Reklam
Reklam

LALACIK’TA NELER OLUYOR?

LALACIK’TA NELER OLUYOR?
  • 17.02.2025
Reklam

Keşan Kent Çevre ve Ekoloji Meclisi, geçtiğimiz hafta, Lalacık Köyü Muhtarının daveti üzerine Lalacık köyüne gitti.

Lalacık’ta uzun süredir tartışmalı bir konu olan açık işletme kömür ocağı ruhsatı için “ÇED gerekli değildir” kararı alındı ve bu durumu yeni öğrenen köy halkı endişelerini Keşan Kent Konseyi yöneticileri ile paylaştı.

Keşan Kent Çevre ve Ekoloji Meclisi, Lalacık köyünde yaptıkları ziyaretle ilgili şunları paylaştı: “Lalacık, doğal güzellikleri, verimli tarım arazileri ve temiz havasıyla bilinen bir köy. Ancak, madencilik faaliyetlerinin başlaması halinde köyün ekosisteminin geri dönülemez şekilde zarar göreceği açık. Buna rağmen, İl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü, halkın katılımı toplantısı yapılmadan projeye onay vermiş. Üstelik, kararın iptali için yalnızca 10 gün içinde karşı dava açılması gerekiyor.

Oysa bu konu aylar önce gündeme gelmişti. Kent Çevre ve Ekoloji Meclisi, süreci yakından takip ediyor ve köy muhtarıyla birlikte durumu değerlendiriyordu. Ancak, somut bir aksiyon alınmaması, yetkililere süreci hızlandırma fırsatı verdi. Görünen o ki, ‘Nasılsa köylüler ses çıkarmaz’ mantığıyla hareket eden yetkililer, süreci kapalı kapılar ardında ilerletmiş. Şimdi ise köy halkı, doğasına ve yaşam alanına sahip çıkmak için harekete geçmek zorunda.”

MÜCADELE BAŞLIYOR

Keşan Kent Çevre ve Ekoloji Meclisi, köy kahvesinde yapılan toplantıyla ilgili şunları ifade etti: “Toplantıda, mücadele sürecinin nasıl yürütüleceğini, hukuki yolların nasıl işletileceğini ve kamuoyu oluşturmak için hangi adımların atılacağını planlandı. Önümüzde kritik bir süreç var. Eğer gerekli adımlar hızla atılmazsa, Lalacık’ın doğası, tarımı ve yaşam alanı tamamen yok olacak.

Şimdi, bu mücadelede köylüler ve ekoloji örgütleri olarak dayanışmayı güçlendirmek, hukuki süreci işletmek ve kamuoyunu bilgilendirmek zorundayız. Lalacık’ta olup bitenler yalnızca bir köyün değil, tüm bölgenin geleceğini ilgilendiriyor. Bugün sesimizi çıkarmazsak, yarın çok geç olabilir.”

KÖYÜN ORTASINA KÖMÜR OCAĞI!

Bu proje, sıradan bir madencilik faaliyeti değil. Köyün hemen yanı başında değil, tam ortasında bir açık işletme kömür ocağı planlanıyor. Yani bu proje hayata geçerse, köyü tamamen yıkacaklar. Burada yaşayan insanlar, nesillerdir ekip biçtikleri topraklarından koparılacak, evleri ve hayvanlarıyla birlikte göçe zorlanacak.

Bu yıkımın karşılığında ortaya çıkacak değer neredeyse sıfır! Projenin kendi resmi raporlarına göre, çıkarılacak malzemenin %94’ü pasa, curuf ve toprak, yalnızca %6’sı kömür olacak. Üstelik bu kömür, yüksek kaliteli bir enerji kaynağı bile değil! Orta kalite bir yakıt için koca bir köyün yok edilmesi planlanıyor. Yani doğa yok edilirken, köylüler topraklarından sürülürken, bölge halkı büyük bir çevresel yıkımla karşı karşıya kalırken, aslında ciddi bir ekonomik kazanç bile söz konusu değil.

Üstelik bu, Lalacık’ın madencilikle ilk kez karşılaşması değil. Köyde geçmişte de bir açık işletme kömür ocağı bulunuyordu. Ancak, bölgedeki kömürün verimsiz olması nedeniyle ocak bir süre sonra kapanmıştı. Zamanında burada çalışanların anlattıklarına göre, çıkarılan kömür düşük kaliteydi ve işletme uzun vadede sürdürülebilir bir kazanç sağlamadığı için terk edilmişti. Buna rağmen, şimdi aynı bölgede çok daha büyük çapta bir proje planlanıyor. Daha önce işe yaramayan bir modelin, bu sefer köyü tamamen yok ederek tekrar uygulanmaya çalışılması, projenin gerçek amacına dair büyük soru işaretleri yaratıyor.

Projenin izin sürecinde 18,308 hektarlık ÇED1 ve 2,628 hektarlık ÇED2 alanları belirlenmiş durumda. Bu alanlar içinde:

  • 10,671 hektarlık açık işletme alanı,
  • 2,628 hektarlık Pasa1 (dekapaj1) stok alanı,
  • 5,951 hektarlık Pasa2 (dekapaj2) stok alanı,
  • 0,939 hektarlık bitkisel toprak depolama alanı,
  • 0,128 hektarlık şantiye alanı,
  • 0,619 hektarlık kömür stok alanı bulunuyor.

Yani sadece kömür çıkarılacak alan değil, atık malzemelerin yığıldığı bölgeler de Lalacık’ın dört bir yanını saracak. Kömür işletmesi, köyün samanlığına sadece 200 metre, sulama barajına ise 600-700 metre mesafede kuruluyor. Tarım alanları doğrudan risk altında. Ağır metaller ve asit yağmurlarıyla bölgenin tarımsal üretimi zarar görecek, su kaynakları kirlenecek ve köylülerin geçim kaynağı yok edilecek.

 

 

Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ