LANETLİ VE HARAM PARAYLA ÇOCUK OKUTULMAZ
Başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı da yapmış olan merhum Süleyman Demirel’in meşhur bir sözü vardı: “Kendim için bir şey istiyorsam namerdim” diyordu. Ben de: “Kendim için bir şey istiyorsam namerdim” diyerek, oturduğum konut ve sitenin dört sorunundan söz ettikten sonra, yazı başlığı olan konuya değineceğim.
Keşan Yeni Mahalle’de; Belkoop Sitesi’nden sonra başlayan Atakent-1 Sitesi’nde, ormana doğru bakan ilk blokta ikamet etmekteyim.
Belediye hoparlöründen yapılan hiçbir anonsu, net olarak duyamıyoruz.
Sitemizin güney batısında, site boyunca uzanan stabilize bir yol var. Bu yoldan araçlar biraz hızlı geçtiğinde; penceresi açık olan konutlar, balkonda oturan vatandaşlar veya serili çamaşırlar; oluşan toz bulutundan nasibini alıyor.
Konutumun tam karşısında ve 150 metre kadar uzağında, belediyenin hafriyat döküm sahası var. Her gün onlarca araç buraya hafriyat döküyor. Oluşan çevre ve görüntü kirliliğinden ister istemez rahatsız oluyoruz. Buraya dökülen hafriyatlar belirli aralıklarla, alanda bulunan bir iş makinesi tarafından ya Sarıkız Deresi’ne doğru itiliyor ya da alan içinde bir şekilde düzenleme yapılıyor. Sayın Belediye Başkanımıza seslenmek istiyorum: O iş makinesi daha bir iki gün çalışmazsa; hafriyat kamyonları getirdikleri hafriyatları, iş makinesinin üzerine boşaltacaklar. Haberiniz olsun.
Konutlarımızın 700-800 metre kadar uzağında, Radyoling Yolu dediğimiz yoldaki tepenin arka yüzünde, yıllardır faaliyet gösteren bir taşocağı var. 22 Eylül Cuma günü saat: 18.00 sıraları, “beni oturduğum sandalyede zıplatan” yüklü miktardaki patlayıcının (dinamitin) mahalledeki konutlara zarar verdiği düşüncesindeyim. Bir çözüm bulunması dileğiyle, ilgililere duyurulur.
Artık yazı başlığına gelelim mi?
Keşan’ımızın belki de tüm mahallelerinde, şu anda iki lira para atıp, beş litre su aldığımız çeşmeler var. Bazı çeşmelerin ön yüzünde, yapıma katkı sunanların adları yazılsa da, yine ön yüzde şöyle bir yazı dikkat çekiyor: “Keşan Belediyesi tarafından yaptırılmış içilebilir nitelikte çeşme suyu. Çeşmeden toplanan gelirler, ihtiyaç sahibi çocuklarımızın eğitimi için harcanmaktadır. Afiyet olsun.”
Çeşmelerin yapılması da güzel, toplanan paranın, çocukların eğitimi için harcanması da güzel. Ama güzel olmayan şeyler de var. Neler mi?
Üzülerek belirtmek isterim ki; çeşme musluklarının sökülmesi, yalaklara atılması, çalınması, kumbaraların aynı şekilde sökülüp alınması utanç verici bir şey. Bu işlerin, hırsızlık amacıyla yapıldığı gibi, başka amaçlarla da yaptırıldığı kanaatindeyim. Kamera sistemi veya başka yöntemlerle bunun önüne geçilir düşüncesindeyim. Konu önemli olmakla birlikte, benim asıl konum bu değil.
Keşan Belediyesi, çok güzel amaçla giriştiği bu işi; yüzüne, gözüne bulaştırmış durumda. 5-6 gün arayla, genelde 5 bidon su almaktayım. Ancak bugüne kadar, Belkoop Sitesi ile Toki Konutları arasında bulunan çeşmeden, iki defa arka arkaya su alamadım. Ya su akmıyor ya da musluk veya kumbara yerinde yok. Bazen, gittiğim Cumhuriyet Mahallesi çeşmesinden de boş dönüyorum.
Tarih; 18 Eylül Pazartesi. Saat 15.00 sıraları. Bidonlar elimde, apartmanın önüne iniyorum. Komşum Çetin Bey apartmandan çıkıyor ve: “Hoca’m, bizim çeşme akmıyor, Cumhuriyet Mahallesi’ndeki de akmıyor. Biz az önce Ahmet Yenice Ortaokulu karşısındaki ara sokakta bulunan çeşmeden su aldık” diyor ve beni de o çeşmeye arabasıyla götürebileceğini söylüyor.
Araca biniyoruz o çeşmeye gidiyoruz ve iki lirayı kumbaraya atıyorum: TIK YOK. Ver elini, Aşağı Zaferiye Mahallesi Salı Pazarı yanındaki çeşmeye. Yine iki lirayı kumbaraya atıyorum. BANA MISIN demiyor. Belediye ÇÖZÜM MASASI 153’ü arıyorum. Telefona yanıt veren görevli bayan: “Abi, su bitmiştir, arıtma işlemi biraz uzun sürüyor” diyor. Bu yanıt beni tatmin etmiyor. Bildiğim kadarıyla sistemde, arıtılmış ve depo edilmiş fazla bir su yok. Şebekeden gelen su o anda arıtılıp, para atılınca musluğa veriliyor. Şebekede su yoksa veya çeşmedeki sistemde bir arıza varsa o anda su alamıyorsunuz. Dört ayrı mahalledeki dört çeşmenin suyu aynı anda biter mi?
Dört ayrı mahalledeki dört çeşmede aynı anda su bitmez ama o gün: gittiğim dört çeşmede de; çeşmelere konan iki kumbaradan birer tanesi yerlerinde yoktu. Çalınmış ya da yetkililerce sökülmüş.
Aracımıza binip, Kumdere Suyu denen ova yolundaki çeşmeden suyumuzu alıp döndük.
Gelelim, lanetli ve haram paraya. Kumbaraya iki TL attınız ama su yok. Paralar bazen aşağı düşmüyor, çoğu zaman da langırt köy sandığına gidiyor. İster istemez: “Hay sizin yaptığınız işe” deyip, lanet okuyanlar olduğu gibi, küfredenler bile olduğunu tahmin ediyorum. Verdiğiniz paranın karşılığını alamadığınızda o para; parayı alanlar için inancımıza göre “HARAM PARA” sayılır. O zaman da; eğitimine katkı sunduğunuz çocukları, haram para ile okutmuş oluyorsunuz.
Sayın yetkililer, yukarıda, bu su işini; yüzünüze, gözünüze bulaştırdınız demiştim. Bundan böyle; çeşmelerdeki musluk ve kumbaraların çalınmaması, çeşmelerinize ve size lanet okunmaması, kumbaraya haram para salınmaması için ciddi bir çalışmanın yapılacağını umuyorum ve bekliyorum. Lanetli ve haram parayla çocuk okutmanın doğru olmadığını, her halde sizler de takdir edersiniz.
Saygılarımla. 23.09.2023 Mehmet USLU– Emekli Öğretmen
- HEM MEYDANI HEM YOLU, İKİSİ DE DEFOLU - 29 Mart 2024
- PROJELER MEZARLIĞI KEŞAN - 24 Mart 2024
- İFTİRA DEĞİL, GERÇEK… - 17 Mart 2024
- VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM, İKTİDARIN DERDİ SEÇİM - 10 Mart 2024
- 31 MART 2019’DAN 31 MART 2024’E - 3 Mart 2024
- YANLIŞLARLA DOLU OLAN KİTAPLAR - 18 Şubat 2024
- KÖPRÜDEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞ - 11 Şubat 2024
- DESTANIN HÜSRAN SAYFALARI - 27 Ocak 2024
- MECBUREN MECBUREN MECBURİYETTEN… - 14 Ocak 2024
- BİR YOL HİKÂYESİ - 6 Ocak 2024