MASKELİ ADAMLAR
Maske, kimliği gizlemenin bir aracıdır aslında. İsterseniz maskeli baloda olun, isterseniz çapkınlıkta, isterseniz tanınmak istemediğiniz bir yerde. Ama bence, mecbur olmayın sakın. Her insan içine çıkacak onur ve haysiyetini asla yitirmemelidir.
Maskeli adam, çalıştığı kurumda en fazla 5-6 ay kalabiliyor. O kadar yalan istatistiklere yer veriyor ki ne vicdanı ne de kanun korkusu koltuğunda sanki iğne üstünde oturuyor. Fırsatını bulunca istifasını verip kaçıyor. Maskesini taşıyamıyor daha fazla.
Maskeli adam, hukukla ilgili bir alanda. Habire rica habire emir yağıyor. Hukuk katledilecek, adalete uygun olmayan kararlar verecek. Maskesini takıyor ve görevini ifa ediyor. Ama toplumda ismi var maske kurtarmıyor zevahiri. Yapmam , yapamam diyor ya sürülüyor ya da emekliliği isteniyor. Maske takmak ağır iş, görevse ağır işçilik.
Maskeli adam, devlet memuru, üstelik atanmış. Neredeyse tüm kurumlar emrinde. Her tür istihbarat takibi var. Emrindeki kurumlar dahi güvenemiyor ” bilgi kaçağı var” diyor ve mahkeme kayıtlarına giriyor. Her tür pis işi yapanlarla boy boy fotoğraf, inkar ve ispat. Maske takılıyor ama kurtarmıyor.
Maskeli adam, elektriğe doğal gaza, akaryakıta, trafik cezalarına, vergilere zam istiyor. Oran uygulanırken emsal enflasyon ENAG oluyor. Ama memur emekli maaş zammına sıra gelince enflasyon TUİK oranı oluyor. Maskeli adam toplumdan kaçıyor ya da topu başkasına atıyor.
Maskeli adam, dini bütün sözüm ona. Kur’an surelerinin anlamını bile bilmiyor, Arapça desen ezbere sadece. 6 yaşında çocukların evliliğine cevaz veriyor, savunuyor. Hatta çocuklarla ilişkiyi ”kabaklama ve bademleme” olarak anlatıyor. Bir kereden bir şey olmazmış ya da küçüğün rızası var deyiveriyor. Maske çok ağır geliyor, yüzü açığa çıkıyor ama kızarmıyor bile.
Maskeli adam, bölgede iktidar partisinden. Ne hikmetse tüm devlet yardımları ona geliyor. Her gelen bakan bir şeyler veriyor. Bölgesinde yapılacak işleri bile bilmiyor. Öğrendiğinde sadece müjde veriyor. Demiyor ki komşu bölgelere bana gelenlerin 1/ 10 u dahi gitmiyor. Maske takılı kalıyor, söylenmiyor dillendirilmiyorsa sorun yok… maske inmiyor.
Maskeli adam, sıradan emekli maaşı 5000 ya da 6000 lira. Kiralar bölgesinde zaten o kadar. Nerde elektrik su doğal gaz parası diyorsun. Allaha şükür diyor. Tam yemek içmek giyim kuşamı saymadım daha diyorsun. Ezanlar susmaz, bayrak inmez diyor. En çirkin maskesini taktı diyorum… Gülüyorum… Uzaklaşıyorum.
Maskeli adam, sendikacı. İşçiye başka el altından işverenle başka konuşuyor. İşçilerle konuşurken cepleri boş, işverenle konuşurken ise cepleri dolu oluyor. Diyorum ki beynin ne kadar dolu… Bi doluymuş… Öyle diyor. Açlık sınırının da altında maaşlara çaktırmadan evet diyor. Anladım ki maske çok bunlarda, günde bir kaç çeşitle dolaşılıyor.
Maskeli adam, sözüm ona medyada. Gazete patronu ayrı havada bizimki ayrı. Konuşurken sanırsın her konuda uzman ve dürüst, yazılarına bakıyorsun vıcık vıcık yağ. Akşam başka maske demek ki, elinde kalem olunca başka.
Maskeli adam aslında her alanda var. Kimi korkudan, kimi eleştirilmekten, kimi işinden olmamak adına, kimi yargılanmamak adına , kimi zehir saçmak, kimi cehaletini gizlemek adına o maskeyi takıyor.
Bir Türk geleneğidir aslına ”ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün.”davranış biçimi. Öylesine Araplaşmışız ki kendi gelenek ve göreneklerimizi unutmuşuz. Ne Dadaloğulları kaldı toplumda ne de Köroğlular. Ne pir sultanların mertliği kaldı ne de Şeyh Bedrettinler’in yiğitliği. Hiç bir suçu kendimizde aramaz hep başkalarına atar olmuşuz. İşin başındasınızdır ama hatalarınız hep başkaları tarafından yapılmıştır sanki. Ya dış güçler ya muhalefet ya sponsorlar ya işçiler ya toptancılar ya marketler suçlu. Hep bir maske takıp masumu oynuyoruz nedense.
Rakı da ayran da milli içkimiz. Artık maske takıp konuşmakta milli geleneğimiz oldu sanırım. Haydi zincirlerimizi kıralım, maskeleri atalım ve doğruları yüksek sesle haykıralım. Soyuluyoruz… Batıyoruz… Son virajdayız… Kanmayalım.
Haydi hep birlikte maskelerimizi atalım.