‘NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!’
Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Turan Şallı
Cumhuriyeti’nin ilânı ile birlikte 1933 yılından itibaren ilkokullarda ve ortaokullarda İstiklal Marşı ile beraber okutulan Öğrenci Andı, 2013 yılında başlayan andın kaldırılmasına yönelik tartışmalar Danıştay kararıyla 2021 yılında okutulmamasına yönelik karar kesinleşti.
Ülkeyi yöneten siyasi partiler, her zaman kendi siyasi ideolojilerini topluma benimsetmeye çaba harcarlar. Bu amaç doğrultusunda; belirli bir kesimi etkileme, kendilerine yeni bir seçmen çoğunluğu yaratmanın gayreti içine girerler. Bu doğrultuda, belirli bir kesimi korumaya yönelik siyasi kararlar alarak belirli bir zümreyi korumanın yolunu açarlar. Hatta meseleyi dini yapılanma, etnik kimlik vurgusuna bağlı götürmek isteyen siyasi parti veya partilerin varlığı bilinmektedir. Okullarda yıllarca okutulan öğrenci andının ırkçılık olarak değerlendirilmesi, okul andının okutulmaması kararı siyasette ve toplumun büyük bir kesimlerinde tepki ile karşılanmasına yol açmıştır. Bilindiği üzere Avrupa ülkelerinde dahi bazı söylemlerin temel noktası birleştirici özelliğe sahiptir.
Türkiye Cumhuriyetini oluşturan kurucu irade, çağdaş ve bilimsel bir anlayışla bu topraklarda çok sayıda etnik kimliğin, farklı kültüre sahip insan gruplarının varlığını çok iyi biliyordu. “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” sözü birleştirici bir söylemdir. Kaldı ki, devlet kavramının içinde ‘TÜRK’lük kavramı tarihsel derinliklerde yerini korumaktadır. Devletlerin yazılı tarihlerinde ‘Türkler’ olarak yazılmıştır. Gök Türkler, Hun Türkler gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne Türklük bağı ile bağlı olan Roman vatandaşlar olarak; “TÜRK” kavramının içinin boşaltılmasına, Milli, birleştirici ruhun ortadan kaldırılmasına yönelik tartışmaların yaratıldığının bilincindeyiz.
“Kimileri bizlere şopar der,
Kimileri elekçi der.
Kimileri abdal der,
Kimileri matrip der,
Poşa derler,
Gurbet derler,
Cano derler,
Bizlere Çigan derler,
Cipsi de derler,
Kimileri Çingan der,
Kimileri Çingene der.
Bizler için her kim ne derse desin, Türkiye’nin Roman yurttaşları olarak; ortak noktamızı Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları, Türk Toplumunun bir parçası olarak görmekteyiz. Andımız üzerinden oluşturulan Türk’lük kavramının tartışmaya açılması, Milli şuurun zedelenmesine yönelik gayretler beyhude bir anlayıştır. Büyük Türk Ulusunun içinde çok farklı etnik kimlikli unsurlar bulunmaktadır. Roman’lar, Pomak’lar, Arnavut’lar, Boşnak’lar Çerkes’ler vb. Alman’a, Alman diyoruz. Amerikan vatandaşına, Amerika’lı diyoruz. Fransız’a, Fransız diyoruz. Türk’e “TÜRK” demeyip ne dememiz bekleniyor? Andımızın sözlerini ırkçılık olarak sayanlar, kimlik tartışmaları yaratanlar, önce 18 Mart 1915 yılında, Çanakkale’de bu topraklar için binlerce vatan evladının cansız bedenlerini toprağa veren, farklı etnik kimlikli binlerce şehidimizin ruhundaki vatan sevgisi ve Türk’lük bağındaki kanları unutmamalıdır. Yaşadığımız bu ülkenin vatan toprakları, vatan birliği, masa başında kazanılmış bir zaferin örneği değildir. Etnik kimliğin yarattığı yaşam tarzı, dili kültürü devletin tüm bireyleri arasında kültürel zenginliği olmalıdır. Bu zenginliği siyasi ideolojiye, devletin birliğini bozma gayretlerine dönüşmemesi gerekir. Yaşadığımız ülkenin adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Devletin adını Türklükten çıkarıldığı zaman adını ne koymayı düşünüyorlar? Bazı siyasi çevreler, andımızın sözlerinden rahatsız olsalar da bu ülkenin ortak paydası “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” sözü ile tamamlanmıştır. Andımızın okunması kaldırılmış olsa da, Türklük bağını zedelemeye, Milli ruh bilincimizi yitirmeye, hiçbir siyasi partinin gücü yetmeyecektir.