ÖCAL: “KADINLAR OLARAK SAVAŞIN HER TÜRLÜSÜNE DİYORUZ”
Keşan Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin, ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ nedeniyle düzenlediği yürüyüş ve basın açıklaması bugün gerçekleştirildi.
Şehitlik Parkı önünde toplanan kadınlara, CHP Keşan İlçe Başkanı Recep Pekcan, Keşan Kent Konseyi Başkanı Hasan Karagöz, bazı sivil toplum kuruluşu ve mahalle muhtarları ile kadınlara destek veren erkekler de katıldı.
https://www.facebook.com/selim.sen.188/videos/3102802933381578
Ellerindeki dövizler ile Hastane Caddesi, Önder Caddesi ve İsmet İnönü Caddesi üzerinden Cumhuriyet Meydanı’na yürüyen kadınlara, işyerlerinde bulunan ve kaldırımda yürüyen vatandaşlar da alkışlarıyla destek verdi.
Program, Atatürk Anıtı önünde Keşan Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Hatice Öcal’ın açıklamasıyla sürdü.
“KADINLAR TAM DA HAYATIN MERKEZİNDEDİR VE ÖYLE OLMALIDIR”
“Kadınlar yaşamın kaynağıdır.” diyerek açıklamasına başlayan Öcal, şunları ifade etti:
“Onları, sadece cinsiyet açısından farklı bir insan olarak değerlendiremeyiz. Böyle bir yaklaşım bugün kadınların yaşadığı sorunların büyük bir bölümünü oluşturmuştur. Kadınlar tam da hayatın merkezindedir ve öyle olmalıdır. Hatta erkeklerin bir adım daha önündedir. Kadınların, yaşam içerisinde kendilerini keşfetmeye, güçlendirmeye, birlikte olmaya erkeklerle beraber bu yaşamda eşit yaşama hakkına sahip olduklarını göstermeye anlamaya haklan vardır.
On bin yıldan bugüne, dünyanın bakımını sırtına yüklemiş olan kadın fabrikadadır, atölyededir, tarladadır, masa başındadır ve dahi mutfaktadır, çocuğunun okulundadır, evinin temizliğindedir, yaşlının hastanın başındadır.
Sözün özü; Kadın katmerli emeğin adıdır ve bütün kadınlar emekçidir!
- yüzyılın başlarında, sanayileşmiş toplumlarda, erkekten çok daha ağır çalışma koşullarına mahkum edilen ve toplumsal hakları görmezden gelinen kadın işçilerin cesaretle öne atılarak haklarını aramaya başlaması, <8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü> ile simgelenmiştir. Esasen kadımın 19. yüzyılın son çeyreğinde ilk kıvılcımlarını veren eşitlik ve hak mücadelesi, emekçi kadınların isyanıyla birlikte doruğa çıkmıştır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, insan haklarının ve demokratik hakların elde edilmesinde, kadın mücadelesi başrol oynamıştır.
<Kadınlarını geri birakan toplum, geride kalmaya mahkûmdur> diyen Büyük Önder Atatürk’ün uygulamaya koyduğu devrimler ise Anadolu kadınını yerden kaldırıp yükseklere taşıması yönünden eşsiz değerdedir.
Dünyadaki ve ülkemizdeki bütün ilerlemelere rağmen <kadın hakları sorunu> hala bir gerçekliktir. Kadının sadece cinsiyeti nedeniyle, birçok alanda maruz kaldığı hak kayıpları, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamada, daha gidilecek çok yolumuz olduğunu göstermektedir. Diğer yandan bir insanlık suçu olan <kadına yönelik şiddet>in, bütün kurumların gereksinim gösterdiği açıktır. Toplumun tavizsiz karşı duruşuna gereksinim gösterdiği açıktır.
Ancak en büyük gerçek, tek başına kadının kurtuluşu diye bir program ve siyasetin olmadığıdır. Kadın, en nihayetinde ezilen insanın kurtuluşuyla birlikte özgürleşecektir. Dünyamız, insanlık, o günleri görecektir.
KADINA YÖNELİK HER TÜRLÜ ŞİDDETE HAYIR!
Kadınlara, çocuklara ve tüm canlılara yapılan şiddete karşıyız. Bu ülkede her gün kadın cinayetleri işleniyor, her gün yüzlerce kadın şiddete maruz kalıyor.
Bunu üzülerek ifade ediyorum OECD ülkeleri içinde en çok kadına şiddet ve kadın cinayetleri bizim ülkemizde yaşanıyor.
Kadınlar psikolojik ve fiziksel şiddete uğruyor.
Kadınlar psikolojik ve fiziksel tacize maruz kalıyor.
Kadınlar tecavüze uğruyor.
Kadınlar yaşamın tüm alanlarında eşitsizlik duvarıyla karşı karşıya kalıyor.
En önemlisi kadınlar erkekler tarafından katlediliyor.
“HAKLARIMIZI EŞİT OLARAK KULLANMAK İSTİYORUZ”
Kısacası biz kadınlar, yüzyıllardır şiddetin her türlüsünü, yoksulluğu, işsizliği, güvencesizliği, cinsiyet ayrımcılığını en yoğun ve en ağır biçimde yaşayanlarız. Kadının karar mekanizmalarına katılmayışı ne yazık ki kadını dezavantajlı grup haline getirmekte ve ötekileştirmektedir. Biz kadınlar insanız. Haklarımızı eşit olarak kullanmak istiyoruz. Yasalarda her ne kadar yeni düzenlemeler yapılsa da erkek egemenliğindeki toplumda haklarımızı kullanamıyoruz. Eğitim, sağlık, istihdam ve siyasette pozitif ayrımcılık istiyoruz.
“BİZ KADINLAR OLARAK SAVAŞIN HER TÜRLÜSÜNE HAYIR DİYORUZ!”
Bugün emperyalist amaçlarla kan gölüne çevrilmiş olan dünyamızda her gün onlarca ananın yüreği yanıyor. Silah namlularından çıkan her mermi bir ananın kalbine saplanıyor.
Biz kadınlar olarak savaşın her türlüsüne hayır diyoruz!
Savaşa hayır, barış hemen şimdi diyoruz!
Bu anlamda Rusya on koşulsuz savaşı ve işgali sonlandırıp geri çekilmelidir. ABD, NATO ve AB’de Rusya’yı sıkıştırma ve taciz hamlelerinden vazgeçmelidir.
Bu duygularla bir günün değil her günün kadınlarımız için güzel geçmesi diliyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.”