SENİ YAŞAMAK GÜZELDİ BE ÖNDER GAZETESİ
Bazı sporcular vardır, rakip olsanız da ona karşı sempati duyar ve bir gün aynı takımda oynamak istersiniz. Ya da aynı işi yapsanız da içini merak ettiğiniz, o ailenin ferdi olmayı hayalini kurduğunuz, hatta oradaki üstatlardan bir şeyler öğrenmek istediğiniz bir iş yeri vardır.
2004 yılında başladığım ve 9 yıl çalıştığım Medya Gazetesi’nde iken, rakip olmasına rağmen Önder Gazetesi’ni hep merak etmişimdir.
İçerisinde bir personel kalmasına ve ‘Yarın bu gazete çıkmaz’ dememize rağmen, ertesi sabah herkesten önce Önder Gazetesi’nin dağıtılmaya başlanmasına şaşırmamak elde değildi.
Önce gazetenin gece yarısı herkes uyurken hazırlandığını düşündüm, sonra içeride görülmeyen birilerinin çalıştığını hayat ettim ve hatta büyülü olduğunu dahi aklıma getirdim.
Yıllar geldi geçti ve kendimi bir anda o büyülü gazetenin içerisinde buldum. İçeride harıl harıl çalışan 7-8 personel vardı.
Güzel gitti birkaç hafta. Ta ki gazetede sadece Neşe Tosun ve Selim Şen başbaşa kalıncaya dek.
Ne olduğunu anlamadan iki kişi kaldık gazetede. İki kişi nasıl çalışacağımızı düşünürken, Feyzullah amca gözümüzün içine bakarak, ‘Çalışırsanız gazete çıkar, kazanırsanız maaşınız yatar.’ dedi. O anda alacağın maaşı değil de gazete bir gün çıkmadığı taktirde kapanacağı düşüncesi vardı aklımızda.
Yoruluyor ve dayanamıyorduk bazen. Feyzullah Aktan öğle vakti ‘Gazeteyi satıyorum’ diye söylenmeye başlıyor, akşam vakti ben de ‘İşi bırakıyorum’ diyerek isyan ediyor, Müdür Tosun da yorgunluktan her an bayılacağını söylüyordu.
Ama ne hikmetse gazete, öyle ya da böyle yaklaşık 8 ay ayakta kaldı. Ayakta kalması bir yana Önder Gazetesi, Feyzullah amca ile birlikte üç kişi çalışmamıza rağmen en çok takip edilen gazete olmuştu.
Önder Gazetesi bize mücadele etmeyi, sabretmeyi, hatta akşam yattığımız yatağın kıymetini bilmeyi öğretti.
Duayen gazeteci Feyzullah Aktan’a da gelince; ondan çok şey öğrendik. Hani derler ya bir işin üstadıyla çalışmak herkese nasip olmaz diye. Ben de üstat Feyzullah Aktan’dan faydalanan o şanslı gazetecilerden biriyim.
Madem gazete kapanıyor, bir daha yazmak gibi bir şansımız olmayacak, içim de kalmasın bir itirafta bulunayım.
Emekli olduğu için tüm gün aylak kalan ve girmedik kapı bırakmayan sonra da gazetedeki herkesin pür dikkat konsantre olup haber yazdığı ve yazıları kontrol ettiği akşam saatinde gazeteye gelip oturanlara itiraf ediyorum: Feyzullah amcayı sohbete tutarak evlerimize geç gitmemize neden olduğunuz için size biraz kızıyor; duvara ‘Misafirliğin kısa süreni makbuldür!’ yazdığımız halde dikkate almadığınız için de biraz söyleniyorduk! Hakkınızı helal edin çünkü o saatler bizim için çok kıymetliydi.
Yarım asırdan fazla hizmet veren ve bu süre içerisinde yüzlerce kişiye ekmek kapısı olan Önder Gazetesi’ni yaşamak her şeye rağmen güzeldi.
Ayrıca, içerisinde bir tarihi barındıran gazetenin müzede yaşatılmasına vesile olan Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’na da teşekkür ediyorum.
Ne diyelim; Allah Feyzullah Aktan’a uzun ömür versin; bizlere de Önder Gazetesi gibi tüm zorluklara rağmen ayakta kalmayı, Feyzullah Aktan kadar da uzun yıllar çalışmayı nasip etsin.