SUSTURMA GÖREVİ

Olay bir sinema filminin repliği yada macera ve hatta polisiye filminin jeneriği gibi. Her gün aslında bir macera bir sansasyon bir skandal yaşıyoruz.
Sonu nasıl bitiyor ben en çok bunu merak ettim ve şu başlığı buldum… SUSTURMA GÖREVİ…
Adam gurme, kent lokantalarını dolaşıyor. Bakıyor ki yemekler kalite, lezzeti yerinde, üstelikte çok ucuz. Mesleki bir refleksle beğeniyor. Ve beğendiğini de açıklıyor.
Vay sen misin beğenen? Örtülü reklam suçlamasıyla adam tutuklanıveriyor. Ne yani ne yapacaktı? Güzel bulduğunu kötüleyecek mi idi? Devreye giren görev ne… Susturma görevi.
Teğmenler hiçbir emre itaatsizlik yapmadan törenle rütbelerini alıyorlar. Ve kendilerinden önce yapılanlar gibi subay andını okuyorlar. Yapmayın diye bir emir yok. Disiplinsizlik yok. İsyan yok. Onursuzluk yok… Hemen soruşturma. Üstleri suçunuz yok diyor. Aleyhinizde ifade vermeyeceğiz diyorlar. Askeri hakimler görüş açıklıyor, suç yok diyorlar. Disiplin kurulu toplanıyor, hukukçu olan başkan suç yok diyor. Ama olanlar oluyor. Devreye yeni görev biçimi giriyor… Susturma görevi. Hepsi susuyorlar. Onurlu kimileri istifa edip emekli oluyorlar. İtiraz edenlerde hemen açığa alınıyorlar.
Koskocaman otel yanıyor. Ölenlerin yarısı çocuk. Hemen savcılığa talimat veriliyor. Bilirkişi oluşturulup soruşturuyorlar ve raporlarını yayınlıyorlar. Tabi ki gerçek suçluyu işaret ediyor rapor. Beğenmiyorlar koskoca adalet bakanı çıkıyor, kendi görevlendirdikleri savcılık raporuna korsan deyiveriyor. 45 gün sonra bir rapor yayınlanıyor evlere şenlik elbette. Peki bu nasıl oluyor? Eee devreye görev giriyor… Susturma görevi.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Kadınlar yürüyüş yapmak istiyorlar. Katılım aslında en çok 300-500 kişi. Korkuyorlar. Çünkü kadınlar yürürse devrim olur. Hemen kaymakamlar valiler devreye sokuluyor acilen toplandırılıp. Anayasa baba yasa yok yasaklayın diyorlar. Emir kanunsuz mu evet yasalara aykırı. Hemen polise talimat verip yolları bariyerlerle kapatıyorlar. Devreye yeni görev biçimi giriyor… Susturma görevi.
Ege’de dağların %89’una neredeyse maden ruhsatı vermişler. Dağ taş deliniyor. Geri gelemeyecek şekilde doğa kirleniyor. Siyanür havuzları yüzünden toprak ölüyor,
sular kirleniyor, hava kirleniyor. Kuşlar ve hayvanlar ölüyor, insanlar kanser. Ve üstelik o bölgelerde tarım dahi artık yapılamıyor. Köylüler doğaya sahip çıkıyor. Kendilerini ağaçlara bağlıyorlar. Aslında ağaçlara değil yaşama bağlıyor kendilerini. Ama maden önemli. Hele yandaş madenci çok önemli. Tabi hemen yeni görev biçimi gündeme geliyor, jandarmalar devrede, köylü kelepçede copta… Susturma görevi.
Ülke sığınmacı merkezi olmuş. Demografi bozulmuş, her yerde ahlaksızlık kargaşa almış başını gitmiş. Ülkede işsizlik artmış. Tehlike büyük. Adam siyasi parti başkanı, üstelik eğitimci. İstihbarat çevresi de var ya da kendi de iyi biliyor açıklayamasa da. Ama vatanseverlik duygusu olayı halka anlatmayı gerektiriyor. Adam dağ bayır dolaşıp bas bas bağırıyor. İktidar çaresiz makul ve mantıklı bir cep bulamıyor. Yapılan tüm kirli ilişkiler ortaya çıkacak. Devreye görev giriyor… Susturma görevi. Adam içerde.
Ülkenin en büyük ve önemli enerji santralı ve maden sahası özelleştirilecek. Devlet işletmesi çok büyük ve çok kârlı. İşçiler farkında, kendi geleceklerinin yanında ülkeyi de düşünüyorlar. Kilitliyorlar kendilerini mahzenlere. Yapmayın etmeyin satmayın diyorlar. Siyasiler yapmayın diyorlar. Önce birkaç mırın kırın, ama pasta öyle tatlı ki dayanamayıp pat diye satıyorlar. Öyle böyle değil değerinin %12’sine. Peki bu kadar düşük olması neden. Onu da ben söylemeyeyim. Konuşan olacak mı? Olsa da yeni görev devrede… Susturma görevi.
Dostlar birkaç olayla kalmıyor ki bu ülkede skandallar. Ülkenin adı skandallar ülkesi olarak değişirse hiç şaşırmam. Anayasa uygulanmıyorsa, ceza evleri kapasitesinin üstünde doluysa, yer yok diye suçlular tutuklanmayıp salınıyorsa, konuşan herkes baskı altındaysa, gerçekleri gizlemek için koca koca bakanlar gözümüze bakarak doğruyu söylemiyorsa, devlet kurumları yanlış istatistikler yayınlıyorsa, işçisi de işvereni de artık yeter diyor ama tutuklanıyorsa…
Bu ülkede artık tekbir görev yapılıyor demektir… Susturma görevi.
İyi haftalar dileklerimle…
