TORBA HABER
2018 yılında parlamenter sistemi bırakıp, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtiğimiz herkesin malûmudur. Her şey tek kişinin yetkisinde olmakla beraber, meclisteki milletvekili sayısının neden 600’e çıkarıldığını da anlamış değilim. Bu dönemde mecliste yaşanan bir başka gelişme de, iktidarın yasaları TORBA YASA olarak meclise sunması ve yasalaştırmasıdır. Mecliste torba yasalar görüşüledursun, ben de bu hafta basına yansıyan gündem konularını TORBA HABER başlığıyla sizlerle paylaşmak istedim. Haberi yazıp, kısa değerlendirmeler yapacağım.
Meclis’e verilen son yasa tekliflerinden biri başörtüsü yasa tasarısıdır.
İstediğin yere çekebileceğin teklifin ön sıradaki bir maddesi şöyledir: “Hiçbir kadın, dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim, öğretim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile hak ve hürriyetleri kullanmaktan, kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamaz, suçlanamaz ve herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulamaz.”
Teklifte başörtüsünün tanımı yok, kılık kıyafetin ucu açık. Yani isteyen çarşaf, burka giyebilir, peçe takabilir yorumu çıkıyor. Tercih edilen kıyafet ne demek? Okulda peçeli öğretmen, karakolda burkalı polis, mahkemede çarşaflı hâkim, mecliste istediği kıyafeti giymiş milletvekili olabilecek mi?
Kadın; kıyafetinden dolayı bazı haklar elde edebiliyorsa, erkeklere de kıyafet serbestisi gelecek mi? Başörtüsü ile ilgili referandum önerisi de gündemde konuşulmakta. Bugün; ev dışında ya da kamu ve özel kurumlarda başörtüsü takmak serbest olsun mu, olmasın mı diye referanduma gidilirse, yarın da, başörtüsüz sokağa çıkmak yasak olsun mu, olmasın mı diye referanduma gidilir. O zaman ne olacak?
Hazır, din istismarı olarak öne çıkarılan başörtüsünden söz etmişken, Cuma günü basına yansıyan, Diyanet’in Cuma Hutbesi’nden de söz edelim. Hutbe konusu: Bizi biz yapan değerlere sahip çıkalım. Hutbede; yılbaşı kutlamalarının tarihimizle, kültürümüzle hiçbir alâkası yoktur denildikten sonra devamında: “Yüce dinimiz İslam, bütün kötülüklerin anası olan alkolü, ocakları söndüren, cinayetlerin işlenmesine sebep olan kumarı haram kılmıştır. Kumarın farklı bir çeşidi olan piyango, toto, loto ve bütün şans oyunları da dinimizce haramdır, günahtır” deniliyor.
Bilindiği gibi bugün Milli Piyango özelleştirildi. Ama özelleştirilmeden önce devlet, haftanın belki de 5-6 günü, hem de davullu zurnalı programlarla kumar oynattı. Devlet, sigara ve alkolden aldığı ÖTV’yi belki de başka hiçbir yerden alamıyor. O zaman yılbaşı kutlaması ve kumar haram değil miydi? Diyanet İşleri Başkanı ve diyanet personelinden; devlet kumardan haram para kazanıyor, biz haram paradan maaş alıp, evimize ekmek götürmeyiz diyenler oldu mu?
Gündemden düşmeyen ve düşecek gibi görülmeyen bir başka konu da İstanbul Belediyesi ve onun Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu üzerinden yaşananlar. 31 Mart 2019 yerel seçimleri iptal edilmiş, İmamoğlu 23 Haziran 2019 seçimini daha farklı bir oyla kazanmıştı. Kısa süre sonra seni çalıştırmayacağız anlamına gelen TOPAL ÖRDEK benzetmesi; cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gündeme getirilmişti. Adı, cumhurbaşkanlığı adaylığı için geçen ve çetin ceviz olduğunu kanıtlayan İmamoğlu’nu seçimle yenemeyenler, yargı yoluyla onun önünü kesmek istiyorlar. Yerel seçim döneminde YSK üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezası verildi. Kararın, istinaf ve yargıtay aşamaları olmakla beraber, ilgili ilgisiz herkes bu konuyu tartışıyor.
YSK Başkanı, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı, İçişleri Bakanı konu ile ilgili görüş açıklıyor. İmamoğlu’na verilen ceza yetmezmiş gibi, bir de belediyede terör soruşturması açılıyor. İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu: “Devlet asla, terör örgütlerinin belediyelere sızmasına müsamaha göstermeyecektir” demiş. Bu suçlama tabii ki İstanbul Belediyesi’ne yapılan bir suçlamadır. İyi güzel de Sayın Bakan’ım: 15 Temmuz öncesi, belediyelerden vazgeçtik, terör örgütlerinin, devletin kılcal damarlarına kadar sızmasına kim müsamaha gösterdi? Devleti, Ekrem İmamoğlu mu yönetiyordu?
20 yıllık iktidarın övündüğü yatırımların başında; yol, köprü, şehir hastaneleri, havaalanları gelmektedir. Ama bu yatırımların birçoğu ölü yatırımlardır. Hafta içinde basına yansıyan bir habere göre; vatandaşın vergileri ile yapılan havaalanı yatırımlarına değinmek istiyorum. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu: “Türkiye AKP İktidarı’nda, dünyada havacılık sektöründe en hızlı gelişen ülke oldu” demiş. Hızlı gelişmeye bir göz atalım mı?
2022 yılı içinde; Aydın Çıldır, Balıkesir Merkez, Çanakkale Gökçeada, Uşak Havaalanları’na hiçbir uçak inip kalkmamış. Kocaeli Cengiz Topel Havaalanını 10 uçak, Siirt Havaalanını 404 uçak, Tokat Havaalanını 509 uçak kullanmış. Yıllık; 1 milyon 317 bin 733 yolcu garantisi verilen Kütahya Zafer Havaalanını 2022 yılında; 654 uçak, 54 bin 766 yolcu kullanmış. Bunlar ölü yatırım değil mi?
İktidarın övündüğü bir konu da sağlık reformu ve yeni yapılan sağlık tesisleri. “Olmaz böyle şey” diyeceğiniz olay, 3 yıl önce açılan Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde yaşanmış. 5 Aralık 2022 günü randevu ile geldiği bu hastanede muayene olan hastadan doktoru, kesin teşhis koyabilmek için kolonoskopi istemiş. Hasta kolonoskopi için ilgili birime gittiğinde, büyük bir şokla karşılaşmış. Nasıl mı?
Belki de kolon kanseri olabilecek bu hastaya kolonoskopi için 29 Mayıs 2024 tarihine randevu verilmiş. Hani, eskiden hastanelerde kuyruk vardı, diyorlar ya. Şimdi kuyruk yokmuş. Sizi fazla uğraştırmamak için tarihleri alt alta yazıp hesapladım. Kolonoskopi randevusu; 1 yıl, 4 ay, 24 gün sonraya verilmiş. Randevu gününe kadar hasta vefat etmezse, şanslı sayılır demeden edemiyorum.
YSK Başkanı’na, İmamoğlu kararı soruluyor, olacakları; ardı ardına sıralıyor. Erdoğan üçüncü defa aday olur mu, diye soruluyor. “Açıklama yaparsam: İhsası Rey olur” diyor.
Torbaya sığdırılacak o kadar çok haber var ki. Hepsini yazmaya sayfalar yetmez. Bu haftalık bu kadar yeter diyorum.
Saygılarımla. 24.12.2022 Mehmet USLU– Emekli öğretmen
- HEM MEYDANI HEM YOLU, İKİSİ DE DEFOLU - 29 Mart 2024
- PROJELER MEZARLIĞI KEŞAN - 24 Mart 2024
- İFTİRA DEĞİL, GERÇEK… - 17 Mart 2024
- VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM, İKTİDARIN DERDİ SEÇİM - 10 Mart 2024
- 31 MART 2019’DAN 31 MART 2024’E - 3 Mart 2024
- YANLIŞLARLA DOLU OLAN KİTAPLAR - 18 Şubat 2024
- KÖPRÜDEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞ - 11 Şubat 2024
- DESTANIN HÜSRAN SAYFALARI - 27 Ocak 2024
- MECBUREN MECBUREN MECBURİYETTEN… - 14 Ocak 2024
- BİR YOL HİKÂYESİ - 6 Ocak 2024