TURAN ŞALLI: “SURİYELİLER EV SAHİBİ ROMANLAR KİRACI MI?”
Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Turan Şallı, yaptığı yazılı açıklamayla, Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan genelgeyle, Roman vatandaşlara yönelik hazırlanan II. Aşama Eylem Planına (2019-2021) dikkat çekti ve eylem planlarının uygulamada kalıp, hayata geçiremediğini öne sürdü.
Türkiye’de yaşayan Roman vatandaşların sosyal sorunlarının aşılması, yaşam standartlarının yükseltilmesi, önyargı ve ayrımcılıkla mücadele konularında uluslararası fon desteklerinden faydalanıldığına işaret eden Şallı, “Çok sayıda çalıştaylar, araştırma faaliyetleri ve sayısız toplantılar gerçekleştirildi. Sonuç olarak 2016 yılında Resmi Gazete’de yayımlanarak Roman vatandaşlara yönelik 2016- 2018 ve 2019-201 yılları ikinci eylem planlarının uygulamasına geçilmişti. Ancak eylem planları teoride kalmış, pratiğe dönüşememiştir. 11 Kasım 2019 tarihinde TBMM’de konuşma yapan Roman kökenli CHP İzmir milletvekili Özcan Purçu, pratiğe geçmeyen ve bütçesi olmayan eylem planını eleştirmesinden sonra hızlı bir şekilde Cumhurbaşkanlığı konuyu önemseyip, ‘II. Aşama Eylem Planı’nın (2019-2021) uygulanmasında ilgili bakanlıklar ile kurum ve kuruluşlarca azami gayret gösterilecek, ihtiyaç duyulacak her türlü destek ve yardım sağlanacaktır.’ ifadelerini içeren bir genelge yayımladı. Üzerindeki durulması gereken 2. Eylem Planının pratiğe geçip geçmeyeceği veya ne kadar geçeceği gerçeğini görmeye ihtiyaç vardır.” dedi.
Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığının açıkladığı eylem planının içeriklerine bakıldığında eskiye yönelik bazı eklentilerin yanında fazla bir değişikli olmadığının da anlaşıldığını iddia eden Turan Şallı, “Kısaca umut verici olmaktan çok uzak görünüyor. Konu üzerinde o kadar çok çalışmalar yapılmasına rağmen bu konulara yönelik atıflarda bulunulması ‘Bu güne kadar Romanlar için konuşulmayan ne kaldı ki ?’ diye aklımıza soru geliyor. Temel nokta Türkiye’de sosyal adaletsizlik toplumun genelini kapsamakta, bu adaletsizliği ve eşitsizliği Roman vatandaşların daha yakıcı olarak hissetmesidir. Eylem planın içine sıkıştırılan yeni eklentiler iyi okumak gerekirse; Uygulamada belirlenen bir bütçeden söz edilmemesinin yanında kaynak olarak uluslar arası fonlardan bahsetmektedir. Yani AB fonlarını kullanmaktan söz ediliyor. Türkiye’de Romanların sosyal sorunlarının çözümünde AB Fonlarına bel bağlanmışsa Romanların beli şimdiden kırılmıştır.” şeklinde konuştu.
Eylem planının içinde gerçeğe uyuşmayan pratiğe geçmesi mümkün olmayan ibarelerde kullanıldığını da kaydeden Şallı, şöyle devam etti: “Eylem planını incelediğimizde dikkat çekici olduğu kadar çarpıcı metinleri görebilmekteyiz.
1- ‘Zanaatkârlıkla geçimini sağlayan Roman vatandaşların ürünlerinin geniş pazarlara ulaştırılmasının teşvik edilmesi ihtiyacı mevcuttur’ tanımlaması Roman vatandaşların eski zanaatları olan demircilik, kalaycılık, sepetçilik gibi el becerilerinin günümüzün arz/talep dengesinde yeri kalmamıştır.
2- Eylem planının içinde ‘Roman vatandaşların kentsel dönüşüm projeleri nedeniyle yıllardır yaşadıkları muhitlerinden ayrılması, istihdam sorunları ile birleştiğinde Roman vatandaşların hayatlarını daha da zor hale getirmektedir’ diye yazılması haksızlık gerçeği çarpıtmaktır. Kentsel dönüşüm projeleri altında Romanların evleri adeta yağmalandı. Hak gaspına uğramışlardır. Romanlar yaşamış oldukları muhitleri kendi istekleri ile değil, kendilerine zoraki dayatmalardan muhitlerini terk etmek zorunda bırakıldılar.
3- Yine eylem planının içinde dikkat çekici bölümlerin içinde ‘Dünya Romanlar Günü’nde gerçekleştirilecek faaliyetler ile kamuoyunda Roman vatandaşlar ve sorunları hakkında bir farkındalık oluşturulması, ilgili taraflar arasında işbirliği ve koordinasyonun sağlanması hedeflenmektedir’ denmektedir. Anlaşılan bu metin Romanlara lütuf niteliğinde olup, 8 Nisan Dünya Romanlar Gününün daha aktif kullanılmasını sağlamaya yöneliktir. Yani Romanlara şirin gözükmek…”
“HASTA BELLİ, DOKTOR BELLİ, REÇETE ORTADA İYİDE İLAÇ ALMAYA PARA VAR MI?”
Turan Şallı, sözlerini şöyle tamamladı: “Sonuç olarak; Türkiye’de AB fonları da kullanılmakla beraber çok sayıda araştırma çalışmaları ve raporlar ortada ama uygulamada bütçenin kesin bir varlığı yok. Hasta belli, doktor belli, reçete ortada. Doktor dediğimiz siyasi irade, reçetede yazılı ilaçları temin edip, sağlık metotlarını en iyi şekilde kullanması, hastayı iyileştirmesi beklenmektedir. Hastalara düşen görev hastalığına sahip çıkması tedavi yönteminin uygulanmasına yardımcı olmalıdır. Demem o dur ki, Romanlar kendi meselesine sahip çıkmadığı gibi yaşadığı birçok sorunun farkında değil. Çingeneler mutlaka mücadeleci olmak, değişim ve gelişimi yakalamak zorundadır. Hükümet bu güne kadar Suriyelilere yönelik çalışmaları sürekli anlatıp, Roman meselesini geri plana atmış durumdadır. Onlara harcanan 40 milyar dolardan söz etmektedir. Romanlara yönelik istenilen çalışmalar ortada yoktur. Bu gidişle Suriyeliler ev sahibi, biz Çingeneler kiracı konumunda kalacağız. 2. Eylem planı biraz daha süslenerek hazırlanmıştır. Romanlara yansıması incik boncuk olarak mı kalacak, yoksa çözüme odaklı mı olacak? Bekleyip görmek gerekir.
II. Eylem Planı yaşama geçmez ise hatırlarda kalacak olan tek şey 8 Nisan Dünya Romanlar Günü’nde bol bol göbek atar, ağlanacak halimize güleriz.”