ÜNİVERSİTELİ GENÇLER, BU KEZ DE KEŞANLILARLA BİRLİKTE YÜRÜDÜ
Geçtiğimiz hafta, kadına karşı şiddet olaylarını protesto etmek için yürüyüş yapan ve polis tarafından izin almadıkları gerekçesiyle engellenen üniversite öğrencileri, bugün de Keşanlıları arkasına alarak yürüdü.
Keşan Kent Konseyi tarafından, kadına ve çocuğa yönelik şiddeti protesto etmek amacıyla düzenlenen yürüyüş, çok sayıda kadın ve erkeğin katılımıyla gerçekleştirildi.
Saat 17.00 sıralarında, Kent Müzesi önünden başlayan yürüyüşe; çok sayıda kadın, siyasi partiler ile bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve öğrenciler katıldı.
Ev ve işyerlerindeki vatandaşların da destek verdiği yürüyüş, Cumhuriyet Meydanı’nda sona ererken, burada basın açıklaması yapıldı.
ÖZDAĞLI: “ÖLDÜRÜLEN BİNLERCE İNSANA SESSİZ KALAN BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ”
İlk olarak konuşan Keşan Kent Konseyi Başkanı Uğur Özdağlı, Türkiye’de sessiz kalındığı sürede cinayetlerin arttığını ifade ederek şunları söyledi: “Alışmadık, alışmayacağız. Susmadık, susmayacağız. 8 yaşındaki kız çocuğunun katilini aylardır bulamayan; bir sürü cinayetlere iyi hal indirimleri alan, sürekli gündemi dağıtmaya çalışan, ama her gün öldürülen binlerce insana sessiz kalan bir ülkede yaşıyoruz. TÜİK rakamları diyor ki; son 10 yılda 5 bin kadın katledilmiş. Son 10 yılda 100 bin tane çocuk, söylemek istemediğim birçok huzursuzluk yaşamış bu ülkede. İyi hal indirimleri, sözleşmelerin geri çekilmesi ve adaletsizlik kol geziyor. Yeni Anayasa’dan bahsediyorlar. Ancak vatandaşın gündemini anlamıyorlar.”
KAFALI: “UYANIN! TEHLİKE ÇOK BÜYÜK”
Daha sonra konuşan Keşan Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Saliha Kafalı, “İkbal ve Ayşenur gencecik ömürlerinin baharında adi bir pislik tarafından katledildi. Daha birkaç gün önce Tekirdağ’da takıntılı bir kişi tarafından başından vurulan gencecik bir kız ve yine 26 suç dosyası ve sabıka kaydı bulunan bir pislik tarafından vurulan polis memurumuz Şeyda Yılmaz… Narin’imiz ve istismar sonucu ölen küçücük Sıla bebeğimiz… Bu liste burada bitmez daha da uzar gider! Çünkü gece yarısı sessiz sedasız meclisten yasayı geçirirken yakalanan Adalet Bakanımız ‘Bunlar tecavüzcü değil istismar suçunu zorla işlemiş kişiler değil tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler’ diyor. Yazık! Çok yazık! Bu işler sadece ahlaksız babalar utanmaz dünürler sapık damatlarla yapılmıyor devlet görevlisi olan imamlarla da yapılıyor. Karma eğitime karşılar kadın ve erkeğin bir arada olmasını istemiyorlar cinselliği bastırmanın iyi bir şey olduğunu sanıyorlar. Sözde anayasayı değiştirip özgürlük getireceklermiş. Siz önce 50 suç kaybı olan sapıkların özgürlüklerini elinden alın tutuklayın iyi hal indirimine son verin cezasızlığı ortadan kaldırın. Uyanın! Tehlike çok büyük. Kan donduran inanılmaz şeyler yaşıyoruz bununla ilgili olarak artık söylenecek bir şey yok Acilen yapılması gereken şeyler var. Bu ülkede kadın, çocuk, hayvan olmak çok zor; yaşamak daha da zor. Devletimiz kadınları koruyamıyor bedenimiz politika malzemesi yapılıyor. Bizler öldürülen kadınların ardından üzüntünüzü bildiren açıklamalar yapmak ve duymak istemiyoruz sorumluluklarımızı yerine getirmenizi bekliyoruz. Kadına yönelik şiddet ve cinayetler bireysel olarak değil toplumsal ve yapısal sorunların sonucudur. Failleri cezalandırılmayan kadınları korumaktan aciz bir sistem her gün daha da çok acıya neden oluyor. Ayşenur Halil, İkbal Uzuner’in katledilmesi ve katlediliş şekli şiddetin ulaştığı noktayı bir kez daha gözler önüne seriyor failin bir yıl önceki ölüm tehdidine rağmen hiçbir şey yapılmaması devletin ne kadar yetersiz kaldığını gözler önüne seriyor. Şiddetten uzak eşit özgür bir yaşamı biz kadınlar olarak mücadelemizle isyanımızla kadın dayanışmasıyla kuracağız. Kadınları çocukları hayvanları koruyamayan bu düzeni mutlaka değiştireceğiz. İstanbul sözleşmesi yaşatır demeye de 6284’ü uygula demeye de devam edeceğiz.”
DEMİREL: “TEK İSTEĞİMİZ ADALET”
Keşan Meslek Lisesi’nden katılan öğrenciler adına konuşan Irmak Demirel de yürüyüşe katılan herkese teşekkür etti.
Ülkedeki kadın cinayetlerinin korkunç seviyede olduğunu vurgulayan Demirel, şunları söyledi: “Özellikle insanların ilk sordukları şey; ‘Dışarı çıkarken ne giymiş?’ oluyor. Sizlere soruyorum; öldürülen hayanlar da mı, Tekirdağ’daki bebeklerimiz de mi etek giyiyorlardı? Tek isteğimiz adalet. Herkesin de bunu istediğini düşünüyorum.”
Eyleme katılanlar programın ardından sessiz bir şekilde dağıldı.