ÜSMEN AGA İLE İBRAAM’IN SOHBETİ
– Meraba Üsmen agam. Artık iç görüşemeyiz, gözükmezsin ortalarda. Nabıyon beyaa?
– İyiyim be İbraam. Korona alleri. Pek çıkmam dışarı. Görüyon durum er geçen gün kötüye gidiyo. Sen de şööle uzak dur ve tak maskeni. Sosyal mesafeyi koruyalım. Sen naabıyon? Sizin ailede korona varmış ama gizlermişiniz dooru mu? Millet korkar, markete alışverişe gelmez diye.
– Yok be Üsmen agam. Bizim torun aksırır, anımın ateşi var, büyük kız ishal, küçük oğlan ‘bıbıcım boazım aarır’ der, benim de biraz eklemler aarır ama yok bi şeyimiz çok şükür. Asıl mesele ben iç iyi diilim be Üsmen agam. İşler boka sardı. Bizim daamat su koyverdi.
– Ayırdır be kızanım, bak burası çok ünemli, naaptı bu senin ayırsız daamat?
– Bilirsin bizim bi market var. Emekli maaşı yetmez onu işletiriz. Ailenin geçim kapısıdır.
– Bilirim be kızanım. Başına senin tukmakçıyı getirmiştin.
– Üle deme be Üsmen agam. Alıncam bak.
– Maytap geçerim be kızanım. Soona nooldu?
– Geçen aile içinde iyi aşlamıştım onu, ulan marketi sana teslim ettik, sen de içine ettin diyerekten.
– Meraklandım bak. Soona nooldu?
– Face’de paylaşım yapmış.? İnce astalıa yakalandım, artıkın kayınpederle çalışmacam diye. İki de laf sokmuş kopil.
– Ben de okudum beyaa. Eee, kabul ettin mi bari?
– Önce biraz düşündüm, malum kızımızı vermişiz. Soona ocaama incir aacı diktii aklıma gelince iç iplemedim. Çektirip gitsin deyyus.
– Gerçi ben en başında işin başına damadı getiriyon ama bu kızan toy biraz, piyasada yerler onu diye uyarmıştım seni de boşver şincik. Niye celallendin bu kadar?
– Marketin idaresini bizim şopara verene kadar iyi kötü işleri döndürürdük beyaa. Gerçi borçlarımız, kredilerimiz şişmişti ama ala borç verenimiz vardı. İşleri çevirmee uuraşırdık. İyi kötü em kasada nakdimiz em de kötü günler için bankada kefen paramız vardı.
– Eee, sorun ne o zaman?
– Epiciini arcadı tüketti bizim ıyar.
– Nasıl yaani?
– Ben ona işi geliştirelim, markete et reyonu, manav reyonu açalım onları da tanıdıklar işletsin dedim. Em onlar kazansın em biz. O da gitmiş et ve manav reyonunu kendimiz kurmamıza raamen ayda beşer bin dolar gelir garantili bizim ısımlara vermiş. Dolar derim eyyy. Ucaamı sündürdü elin tuumu.
– Aydaa, gerçi şaşırmana şaşırdım da neyse. Başka?
– A bire marketin ışıklandırmasını, otoparkını, tabelasını, yepisyeni dolaplarını raflarını yenileyip durdu susak. Neymiş itibardan tasarruf olmazmış.
– Sana benzemiş demek ki. Sen de elin üç kuruş para gürünce kendine saray gibi ev yapmadın mı be İbraam?
– Onu karıştırma be Üsmen agam. Bizimki saray diil, saraycık bi kerem. Neyse daa bitmeti bizim damadın icraatları. Ben ona fiyat seviyesi kazancın temelidir, çok müşteri getirir demiştim. O susak naaptı?
– Naapmış beyaa?
– Em fiyatları düşürmüş em de iç bilmedii şaıslara veresiye vermiş. Nakit zaten sıkıntılı, tüm parayı arcadıı gibi yüksek faizle de tefeciye borçlanmış. Banaysa a bire en kötüyü atlattık, şaa kalktık, büyüyoz der dururdu. Batırmış beni resmen bu kapçık aazlı be agam.
– Kendi düşen aalamaz be İbraam. Senin tukmakçı da senin yolundan gitmiş.
– Ne dersin sen Üsmen agam?
– Atırlar mısın bilmem be İbraam. Sen bu marketi devraldıında bu market ürünlerini küülüden alır, yerel üreticilerin ürünlerini deerlendirir em onlara kazandırır em de kendi kazanırdı. O üreticiler de gelir bu marketten alış veriş yaparlardı. Sen ve senin gibiler naaptı? Ep dışardan ürün getirttiniz. Yerli ve yerel üreticiler fakirleştii için alım güçleri düştü. Üretim de azaldıı için erkes zarar gördü. Kazandıın parayla doğru düzgün yatırım yapıp işi büütcenize ar vurup arman savurdunuz. A bire borçlanıp eli parasıyla şatafat içinde yaşadınız. Şimdi borçları nasıl üdeceeni düşün. Bu kafayla senin market de battı batar zaten. Suçu senin tokmakçıya atarak sıyrılamazsın bu işten, bilesin İbraam.
– Dier marketler beni kıskanır anladım da sen de erkes gibi beni kıskanır mısın yoksa Üsmen agam? Em ben çözümü buldum.
– Kıskanılcak yanın olsa da kıskansam be kızanım. Neymiş çözümün?
– Bizim ısımlardan şöfer Amdi’yi getircem marketin başına. Kendisi ii şöferdir. Allaın izniyle çıkarız düze.
– Bu kafayla zor çıkarsın diycem de adi işin rasgelsin be kızanım. Sana artık ne süülesem boş. Senin tukmakçının face’de sana yazdığı gibi, Allaa sonunuzu ayreylesin.
Sözün Özü: Batan gemiden fareler değil kaptan sorumludur.