Reklam
Reklam

YALNIZLIK ÇEMBERİ

YALNIZLIK ÇEMBERİ
  • 28.04.2024
Reklam

Düşüncelerimiz ve uygulamalarımız hayatta bizi topluma aileye ve giderek ülkeye bağlılığımızı oluşturan çemberimizdir. Bu çember eğitimle, sosyal yapımızla uyumlu oldukça bizler bir adım ileri gideriz. Yalnızlık uyumsuzluktur aslında. Uyum ise toplumsal statüdeki yerinizdir gerçekte.

Adam, hak etmediği yerlere gelmiş. Yaptıklarına yeterli tepki gelmedikçe şımarmış, bir de dışarıdan gerekli desteği de alınca küçük dağları ben yarattım sevdasına kapılmış. İşte ilk hata ve yalnızlığa giden yollara döşenen taşlar oluştu bile.

Adam, sistematik bir dünya görüşüne sahip değil, verilen görevi yapıyor. Görevli olduğu alanda kendine rol biçiyor. Bu yol verilen görevle uyuşmuyor elbette. Klasiktir ”parayı vereninin düdüğü çalınır” anlamıyor. Süreç bölgesel yalnızlık ve giderek yalnızlık çemberinin daralması.

Adamda kibir  tonla. Her şeyi ben bilirim sevdası azmış. Destek ve yalaka takımında gaz verme müthiş.100’le gidecek yolda hız 200 ve elbet araba devriliyor. Uygun kurumlar devreye sokuluyor gerçekler gizleniyor saklanıyor ama her saklanan olay yalnızlık çemberini daha da sıkılmasına yol açıyor.

Adam ayakta kalmak uğruna zenginlik piramidi kurmak zorunda kalıyor. Para kazanılacak her alana çevresindeki dar kadro hep aday. Başkalarına güvenmiyor ve süreç sürekli fiyasko olmaya başlıyor. Zenginler piramidi artık çok daha pay istiyor. İkişer üçer maaşlar, ballı ihaleler, yakınlara devlet katında üst görevler.

İşte bu noktada yalnızlık daha da azıyor. Dayanılmaz ızdıraplar, dayanılmaz acılar başlıyor. Dolayısıyla da doyumsuzluk tavan yapıyor.

Adam artık her yerin her şeyin sahibi, her dediği olan, her söylemi manşet olsun istiyor.

Ve… Her şey kendi karşıtını yaratmaya başlıyor. Yalnızlık ortaklaşa tavrı, kibir masumiyeti, acılar gülümsemeyi ,ahlaksızlık ahlakı, cehalet ise yerini aydınlığa bırakmaya başlıyor.

Çember arık bir kelepçedir artık. Yalnızlaştıkça kelepçe daha da sıkışıyor. Kelepçe sıkıştıkça arayış ve kurtuluş mücadelesi başlıyor. Ama çemberin etrafında masumiyet yok. Denize düşen yılana sarılırmış ama her yan yılan. Çemberde de zaten masumiyet yalan.

Uzunca bir zamandı adamın gittiği yollardan tek tek geri dönüşü. Her söylemini inkar edişi, her seferinde daha da uzak hedeflere yönelişi çaresizliğin sadece dışa vurumuydu. Manipülasyon, yalan, dolan artık çemberin keskin dişlileri olmuştu. Her adımda daha da sıkılaşıyor ve can yakıyordu.

Olan oldu ve adam yalnızlığın pençesinde ve dahi karanlığın gölgesinde son çırpınışları ile alan yaratma sevdasına girişir. Artık ne alan kalmıştı ne de yalan yalnızlık sabahın uyanmamasına neden olmaya başlar. Gece bitmek bilmez, güneş doğmaz olur. Karanlıklar günler boyu sürer gider.

Sürmek zorunda kalır çünkü güneş balçıkla sıvanmıştır artık. Sıvanamayacağını bile bile yapmıştır üstelik. Yakıcıdır yalnızlık hele de toplumdan da dışlanmış isen.

Değerli yalnızlıklar aydınlığa ışık tutar, değersiz yalnızlıklar ise karanlığın merkezine koşar. Işıltılar spekülatiftir sadece ve yanıltır insanı. Doğru olan çemberin oluşmasını engellemektir. Çember oluştuktan sonra yalnızlığın katmerleşmesi kaçınılmazdır.

Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ