YAPARMIŞ, SÖYLERMİŞ GİBİ YAPMAK…
Hani insanın canı sıkılır ya bazen, hani ağız dolusu haykırır sın açmazlara ya da bir küfür sallarsın duyduklarına… İşte o moddayım bu günler. Her şeye kızıyorum, her hataya sinirleniyorum, her olumsuz gelişmede coşuyorum işte.
Gazetelere bakıyorum ENAG son 12 ayın enflasyonu nu açıklamış. 120.66 hah işte şimdi TUİK kesin 60-75 filan oldu diyecektir diyorum… Sinirleniyorum. Malum maaş artışı olacak ya, düşük gösterecekler rakamları eğerek bükerek. Arkasından demeçler gelecek…
Halkımızı enflasyona ezdirmedik ezdirmeyeceğiz… Kararlıyız.
Bunun adı ezdirmemiş gibi yapmak.
Televizyonları izliyorum her akşam aynı demeç. ”katil İsrail” belalarını bulacaklar, biz Filistin halkının yanındayız. Sonra gazetelerin arka sayfalarında, bazı gazetelerin ön sayfalarında İsrail’e yiyecek, giyecek, hammadde hatta silah mühimmat vs gönderildiğini öğreniyoruz. Hem de günde 6 sefer ve hem de Türkiye’den. Önce inkar sonra kabullenme… En sonunda artık göndermiyoruz itirafı. Ama oda yalan çıkıyor, gönderme devam ediyor. Savunmaları “ticareten önceden yapılmış anlaşmalar gereği bazı şirketler gönderme yapabilmektedir”…Ne diyeyim ağız dolusu serzeniş.
Bunun adı göndermemişiz gibi yapmak.
Koca koca bakanlar yeni anayasa derdinde kapı kapı dolaşıyorlar. Malum kanallarda hep birinci haber. Söylem ”darbe anayasasından kurtulalım, demokratik bir anayasa yakışır ülkemize.” Peki mevcut anayasaya niye uymuyorsun, yarın ona da işine gelmeyince uymazsan. Hatta Anayasanın zaten % 70’ini değiştirmişsin. İşine gelmeyen her alanda KHK’larla istediğini yapmışsın.
Bunun adı demokrasi istermiş gibi yapmak.
Bozulan ekonominin düzeltilmesi için gerçekçi adımları atmayan hükümet, krizin yükünü yine çalışanlara attı. Her gün yeni bir vergi icat ediyorlar. Hatta ürettiğimiz mallar yabancı ülkelerde bizdeki fiyatının bazen yarısından ucuza satılıyor.
Bunun adı halkı koruyormuş gibi yapmak.
Yaşanan ve çözülmesi bu hükümetçe çok zor olan sorunlardan dikkatleri uzaklaştırmak için, sokak hayvanlarının uyutulması ( katlı) konusunu açtılar. Ya kardeşim işi zaten belediyelere atacaksınız bu kesin. Bari teklifinizi sır gibi tutmayın açıklayın. Hayır gizliyorlar. Yok efendim biz onları uyutmayacağız, (katletmeyeceğiz demiyorlar) ama.
Koca koca devlet adamlarının ülke umurlarında değil gözler sokak hayvanlarında.
Bunun adı sokak hayvanlarını korumak için kanun çıkarıyormuş gibi yapmak.
Gazetelere bakıyorum her gün bir değil bir kaç AKP’li belediyeden yolsuzluk, suistimal, adam kayırma ,işten atma haberleri. Bilançoları berbat, sayıştay rapor üstüne rapor yazmış, ihbar etmiş. Ama tek bir adım yok. Buna karşılık sahte bir ihbarcı ile 10 kere soruşturduğunuz muhalefet belediyesine atılan iftirayı manşetlere taşıyıp onlarca müfettiş göndermek.
Bunun adı yolsuzlukla mücadele ediyormuş gibi yapmak.
Ülke her gün bir silahlı saldırı, öldürme, cinayetle anılıyor. Taze para için vatandaşlık satılmış, uyuşturucu silah baronları ülkeye alınmış. İçişleri bakanı her gün birkaç çete ye operasyon yapıyor. Ama kimse “bunları bu ülkeye kim soktu, neden getirildi, sorumlular kim?” demiyor.
Bunun adı mücadele ediyormuş gibi yapmak.
Son günlerin modası ise tasarruf. Biliyorsunuz memur servisleri iptal edildi. Öğretmenlerin okulda kettlelarla çay içmesi engellendi. Muhalif sesler haykırıyor. Almanya bizden kalabalık ama orda 8000 makam aracı varken bizde neden 125.000. Neden özel 13 uçak, onlarca makam aracı, neden 1150 odalı saray, neden binlerce koruma???
Bunun adı da tasarruf ediyormuş gibi yapmak.
Son bir kaç yıldır dahiyane bir ekonomi politika yaşıyorduk. Dünya bile şaşkınlık içindeydi. Faiz neden, enflasyon sonuç… Biz nasa uyuyoruz” şeklinde özetlenen bu yapı elbette çöktü. IMF’ye borç bile veriyorduk güya. Şimdi gizli gizli IMF politikaları uyguluyorlar. Faizler 50’leri çoktan aştı. Tepetaklak gidiyoruz yine. Söylemler hep yanıltıcı.
Bunun adı ekonomiyi biz yönetiyormuşuz gibi yapmak.
Aslında çok yazacağım da bende, yazıyormuş gibi yapmamak için kısa keseyim. Bu kadar derdin bu kadar ızdırabın dindiricisi iki kadehimi atayım. Belki unuturum, belki kızmam, sitem etmem ağız dolusu… Şükretmem.
Kıstas şu dostlar ya yalan söylemeden, maaşlara gerçekçi zam yaparlar ya da yine rakamları eğip büküp ellerini yine cebimize atarlar.
Ellerini cebimize atmıyormuş gibi yapmamaları dileklerimle… İyi haftalar.