Reklam
Reklam

“YIKIMDA YEDİĞİN KUL HAKKININ HADDİ HESABI YOK”

“YIKIMDA YEDİĞİN KUL HAKKININ HADDİ HESABI YOK”
  • 09.11.2021
Reklam

CHP Keşan İlçe Başkanı Recep Pekcan, bugün parti merkezinde düzenlediği basın açıklamasında, Keşan Belediyesi eski hizmet binasındaki yıkımla ilgili olarak Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’na cevap verdi.

“YIKIMDA YEDİĞİN KUL HAKKININ HADDİ HESABI YOK”

Açıklamasında, yıkılan binadaki esnafın mağduriyet yaşadığını belirten Pekcan, Başkan Helvacıoğlu için “Yanlışlar yaparız ama en tehlikeli olan şey kul hakkıdır. Ben tanrıya inanırım ve en çok korktuğum şey de kul hakkıdır. Sayın Bafkan çok kul hakkı yiyorsun! Yıkımda yediğin kul hakkının haddi hesabı yok. Oradaki bir esnafın sana ettiği bedduayı dinleyemedim bile. Kul hakkı yemekten vazgeç. Yatacak yerimiz olmaz o zaman.” şeklinde konuştu.

https://www.facebook.com/kesaninnesesi/videos/1308592096264500

Başkan Mustafa Helvacıoğlu’nun yanlışları düzeltmek yerine bambaşka konulara girdiğini, etik ve ahlaki değerler ile özel hayatları ayaklar altına aldığına dikkat çeken Recep Pekcan şunları ifade etti:

“Burada ilginç olan şey; ilk defa Keşan Belediyesi, halkı ve esnafı, kolluk kuvveti kullanarak çıkarmaya çalışıyor. İşler karıştı ve ihale süreci iptal edildi. Aradan geçen süreç içerisinde, ben orada belediye başkanını görmedim. Halkından korkan bir belediye başkanı olur mu? Yanlış yapıyorsan ve yaptığın işten sıkıntıların varsa, o zaman insanların yanına çıkamazsın. Belediye başkanı da, öyle yaptı.

Buradaki kritik nokta ekonomik olarak geçinemeyen insanların bir şeyler kazanmak için oraya gidip talan ve söküm yapması değildir. Bunları söken belediyedir. Bunları çok net bilmemekle birlikte hurdacıya satılırken, bir kısmı da kademeye gittiğini biliyorum. İhale şartnamesinde, binanın yıkım sonucu enkazdan çıkacak malzemenin tahmini bedelinin 796 bin 140 TL olarak belirlendiği görülüyor. Eğer ihale yapılsa ve şartlar bozulmamış olsaydı, belediye en az 800 bin TL civarında para alacaktı ihaleden. Belediye kendi eliyle şartnameyi bozduğu için ihale yapılamıyor. Doğrudan teminle, Keşan’dan değil; İstanbul’dan bir şirkete veriliyor. Ama burada çok büyük bir kamu zararı oluştu. Bunun hukuken bir suç olduğunu biliyorum.”

“BU DİREKLER KAÇ PARA; KİMDEN VE NASIL ALIYORSUNUZ?”

Mustafa Helvacıoğlu’nun geldiği günden beri yaptığı hatalı çalışmalardan bahseden ve bazı yolların bu hatalar nedeniyle birden fazla kez asfaltlandığını kaydeden Recep Pekcan, “Çok ilginç bir şey var, kocaman elektrik direkleri dikiliyor. O kadar büyük ve masraflı direklere gerek var mı? Bu direkler kaç para? Kimden ve nasıl alıyorsunuz? Neden bu kadar sık aralıklarla dikiyorsunuz? 10 direkle geçilecek yerde neden 30 direk var. Bunları da soracağız. Bunun yanında Rasim Ergene Caddesi kocaman bir cadde, neden ihaleye çıkarmıyorsunuz? Neden parçalayarak doğrudan teminle istediğiniz insana veriyorsunuz? Bunları da soracağız.” dedi.

“30 AYDA BİR DİKİLİ AĞACIN YOK”

Pekcan açıklamasına şöyle devam etti: “Bir konu da rahat olun sevgili Keşan halkı, bunların hepsiyle ilgili çalışmalar ve dosyaları da hazırlanıyor. Denetleme komisyonumuz kurulduğu zaman her birini tespit ediyor. Başkan çıkıp anlatıyor ama bunlar orada kalıyor. Bir müfettiş geldiği zaman bakılacak yerler hep bunlar ama bizim her konu ve yapılacak her şeyle ilgili çalışmamız var. Bir dahaki belediye seçimlerinde bizden bir arkadaş geldiğinde bunların hepsi dosyalar ile teslim edilecek ve seçimden önce de bunlar konuşulacak. Olan şeyler de çalışmıyor. Başkan bir açıklasa ya, Keşan’ın bir arıtması var. Bu arıtma çok uzun bir süre çalışmadı. Öylece doğaya verdiniz. Bunu mezbaha ile olan kan gideri vardı, bunu mecliste konuştuk. Sonra çalıştığını söyledik, çalışıp çalışmadığını bilmiyorum. 30 yıldır bizim sahip olduğumuz şeyi çalıştırmak lazım. Yayla ve Erikli arıtması da çalışmıyor. 30 ayda bir dikili ağacın yok. Başladığı proje var. Kar yağdığı zaman Keşan pazaryerinde çay dağıtacağım sayın başkan. 30 ayda belediyenin üzerini kapatmayı bile beceremedin. Defalarca proje yaptın, ranta çevirmeye çalıştın, değerli yerleri satmaya çalıştın. Biz kredide her türlü kolaylığı sağladın, 30 ay geçti onun üzerini kapatalım bari be mübarek!”

Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu’nun hiçbir konuda bilgisi olmadığını iddia eden Recep Pekcan “Aslında sorunun temeli de belki de burada. Dersini çalışıp geliyor, eline verilen bilgileri okuyor. Arada kendinden konuşmaya başlıyor, o bölüm çok tehlikeli, o bölümde çok fazla hata yapıyor. Ama temelde bir bilgisi yok. Deprem analizi ne zaman yapıldı sorusuna müdüre dönüp soruyor. Konu çok güncel, üç aşağı beş yukarı nasıl tarihini bilmezsin? Yıkım ne kadar sürecek sorusuna 16 Kasım’da ihale var derken müdürü uyarıyor: <İhale şartları bozuldu, ihale iptal> diyor. İnanılır gibi değil. Orada konuşma yapılırken doğrudan teminle verilmiş, yıkım da sürüyor. Başkan ihalenin şartlarının bozulduğunu ve ihalenin iptal edildiğini bilmiyor. Ve bu adam Keşan’ı yönetiyor iyi mi! Gasptan bahsedilirken, <Esnaf 700 dükkanı gasp etti> diyor. Keşan esnafına <Siz dükkanları gasp ettiniz> diyor. Sonra esnafı sevdiğini söylüyor, bir kira artışı oldu akıllara zarar. Kantarın topuzu bu kadar kaçmaz ki. Erikli suyu çarşafa dolandı, ne olacağı belli değil. Ne sayı tespit edildi? Yayla’ya su gitmeyecek denildi, su verildi. Yapılan iş kötü, hak edişler nasıl ödendi? Arada su müdürü değişti. Yaptığın hiçbir iş de düzgün olmuyor ki, hepsi çorbaya dönüyor ve bitmiyor. Onunla ilgili açıklamasını bekliyoruz, dersini çalışıp gelmesini bekliyoruz; yakında özelleştirilen su ve kanalizasyon işini de konuşacağız.”

Etik ve ahlaki değerlere dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Recep Pekcan, “Siyaset yapıyoruz, her birimizin bir ailesi işi ve çevresi var. Her seferinde yaptığı gibi özel hayata girmeye kalkarsak çok büyük sıkıntı çıkar. Sen o partiye yakışmıyorsun diyor. Sen kendini ne sanıyorsun? Kaymakam gibi davranıyorsun, emniyet müdürü, jandarma komutanı, meclis üyelerine korumaların gibi davranıyorsun. Sonra <Sen o aileye yakışmıyorsun> da dedi. Neredeyse, 40 seneye yakındır siyaset ve hekimlik yapıyorum. En çok dikkat ettiğim şey, paçama bir damla bile çamur bulaşmaması. En çok korktuğum şey haram yemektir, dolayısıyla da aynaya batığım zaman kendimi de seviyorum ben. Ailem için de aynı şeyleri söyleyebilirim. Sen kimsin de <Sen o aileye yakışmıyorsun> diyorsun? O topa girdiğimizde ben hiç konuşmam; ama bir gün biri bir konuşmaya başlar, çok sıkıntı olur. İşini yap, siyasetini yap ama bu konuda ‘dost’ tavsiyesi de diyemeyeceğim, benden sana tavsiye. Bu son açıklamada Okan vekille ilgili bir takım şeyler söyledi, o cevabını gönderdi ama hiç ağzına almaması gereken birini de ağzına aldı genel başkanımıza da bir takım şeyler söyledi. <Kılıçdaroğlu bile gelse> diyor! Sen kimsin be? Kimsin sen de benim genel başkanıma laf ediyorsun. Böyle kendini bilmezlik olur mu?

“SENİN AĞZINDAN BİR KERE <AKP’LİYİM> LAFINI DUYMADIM”

Ben kendimi bildim bileli CHP’liyim ve aslanlar gibi de rozetimi takıp söylüyorum. Senin ağzından bir kere <AKP’liyim> lafını duymadım. Seni o koltuğa oturtan, aday yapan AKP’dir. Sen partinden mi utanıyorsun? Partinle çok büyük sıkıntıların mı var? Yatıp kalkıyorsun hep ‘CHP’, yahu bir kere de <AKP’liyim> de. Utanma. Eğer utanıyorsan neden o partiye girdin? Senin ilçe başkanının, milletvekilinin, meclis üyenin haberi yok. Belediyede yaptıklarından müdür yardımcılarının bile haberi yok. Senin o yakışmıyorsun dediğin yere gelmek için ne kadar çabaladığını da ben biliyorum ama genel başkanımızı bile karıştırıp buraya geldikten sonra, çok yakında yaşanacak genel seçimden sonra olacak iktidar değişimi ile geldiğimizde seni ilgili ile izleyeceğim. Gereği de yapılacak arkadaşım. Yanlışlar yaparız ama en tehlikeli olan şey kul hakkıdır. Ben tanrıya inanırım ve en çok korktuğum şey de kul hakkıdır. Sayın başkan çok kul hakkı yiyorsun! Yıkımda yediğin kul hakkının haddi hesabı yok. Oradaki bir esnafın sana ettiği bedduayı dinleyemedim bile. Kul hakkı yemekten vazgeç. Yatacak yerimiz olmaz o zaman.” şeklinde konuştu.

“10 KASIM’DA CUMHURİYET MEYDANI İNSANLA DOLSUN”

Recep Pekcan açıklamasını şöyle tamamladı: “Son bir çağrım var. Yarın 10 Kasım. İnsanlar eksik ve sıkıntılı oldukları yerleri çok konuşurlar. Dünkü açıklamada yine, sayın başkan Atatürk fotoğrafını gösterip <Biz de Atatürkçüyüz> diyordu. Senin o bölümünde bir sıkıntın var demek ki. Ben ADD başkanlığı yaptım, Atatürk’ün kurduğu partide de siyaset yapıyorum; ama hiç Atatürk üzerinden siyaset yapmadım. Ama sen yatıp kalkıp ‘Atatürk’ deyip duruyorsun. Burada bir sıkıntı var herhalde.

Yarın 10 Kasım burada törenler oluyor ve halk çok eksik. Bu törenler ve bayramlar seçilmişler ve atanmışlar için icat edilmiş bayramlar değildir. Sahip çıktığımız oranda yaşamaya ve değer kazanırlar. En üzüntülü günümüz 10 Kasım. Yarın tüm Keşan halkını hiç çekinmeden aramıza gelin. Önümüze ve arkamıza geçin. Yarın 10 Kasım’da Cumhuriyet Meydanı insanla dolsun. Gösterin. Saygınızı, özleminizi gösterin. Bugünlerde yaşamamızı sağlayan ve bizim hiç de sahip çıkmayı beceremediğimiz bu düzende Atatürk’ümüze saygınızı gösterin. Söz verin. Yarın hep beraber Cumhuriyet Meydanı’nda buluşalım.”

 

Reklam
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ